Google Play Store
App Store
Hedeflerde ilerleme yavaş
İmamoğlu COP29’da sorularımızı yanıtladı. (Fotoğraf: BirGün)

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29’uncu (COP29) Taraflar Toplantısı’na katıldı. Yerel Yönetimler Yönetim Birliği odak noktası Sürdürülebilirlik Yerel Yönetimler Birliği’nin (ICLEI) düzenlediği toplantıya katılan İmamoğlu, yaptıkları çalışmaları anlattı.

İstanbul için 2050 yılında net sıfır emisyon olma hedefi koyduklarını belirten İmamoğlu konuşmasına, “İstanbul şimdiye kadarki en yüksek sıcaklıkları kaydetti ve hem kuraklık hem de sellerle karşı karşıya. Tüm bunlar birkaç gün önce yayımlanan ve iklim hedeflerimizde yavaş ilerleme kaydedildiğini gösteren raporda yer alıyor. Ne yazık ki bu yavaş ilerlemenin bedelini en yoksul ve en savunmasız olanlar ödüyor. 16 milyon kişinin yaşadığı bir kentin başkanı olarak kimseyi arkada bırakmamak benim misyonum” sözleriyle başladı.

90 KİLOMETRELİK METRO

Adil, yeşil ve yaratıcı İstanbul vizyonunun Yeşil Şehir Eylem Planı ve Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı gibi stratejik eylemler içerdiğini belirten İmamoğlu, her iki plan da iklim krizine karşı direncimizi artırırken karbon ayak izimizi de küçültmeyi amaçlıyor dedi. İmamoğlu, iki temel başarı örneği olarak da son beş yılda yapılan 90 kilometrelik yeni metro hattını ve göreve geldikleri 2019’dan bu yana kamu kullanımı için yaratılan 13 milyon metrekarelik yeşil alanı gösterdi.

İmamoğlu konuşmasının son bölümünü finansman ihtiyacına ayırdı. Yerel yönetimlerde bir ilke imza atarak, yeşil tahvil ihracıyla 750 milyon dolar topladıklarını ve bu sayede dönüştürücü projeleri desteklediklerini anlatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, “Dünya genelinde kentlerin daha fazla yenilikçi kaynağa doğrudan erişime ihtiyacı var. Küresel hedeflerin karşılanması, sürdürülebilir altyapı için yıllık yaklaşık 7 trilyon dolarlık bir yatırım gerekiyor. Bu maliyetli ancak iklim eyleminde geride kalmak daha maliyetli” dedi. İklim eyleminin sosyal adalet olmadan tamamlanamayacağını belirten İmamoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer ekolojik adalet sosyal adalet ve demokratik siyasetle yakından bağlantılıysa, yurttaşları da bu sürece dahil etmemiz gerekir.”

∗∗

ORTAK KARAR MEKANİZMALARINI ZORLARIZ

İmamoğlu toplantı sonrası BirGün’ün sorularını da yanıtladı.

Türkiye’de yerel yönetimler başka ülkelerdeki gibi özgür değil. Örneğin İstanbul’da bir kömür santrali kurulmak istense siz buna müdahale edemiyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Tabii burada ortak olmalı. Ortak masalara yeni yeni Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak katılmaya başladık ve orada ortaklaştırma çabasını daha yoğun gösteriyoruz. Sonuçta daha öncesinde, aynı siyasi parti veya oluşum olunca, bunlar müzakereden ziyade sadece bir onay alanına dönüyordu. Şimdi biraz daha müzakere alanı oluşturuyoruz. Bu konuda muhtelif toplantılara da katılıyoruz. Hem Şehircilik Bakanlığı hem Tarım Orman Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı gibi. Türkiye Belediyeler Birliği’ni temsilen bu toplantılara katılıyor ve orada şehirlerin bu hukukunu savunuyor pozisyondayız. Bu dönem biraz daha etkili iyileşmeleri sağlarız diye düşünüyorum. Daha tartışmalı, daha ortak karar alma mekanizmalarını zorlarız diye düşünüyorum.

Toplantıda Tokyo’da güneş enerjisiyle ilgili ilginç bir örnek verildi. İstanbul’da bu konuda bir plan var mı?

Biz güneş enerjisiyle ilgili yatırım yapan bir belediyeyiz. Güçlü de yatırım yapıyoruz. Ama bunu konuta indirgemek kolay bir aksiyon değil. Sonuçta Türkiye’deki ekonomik koşullar, küçük yapılara dair insanların yatırım bütçeleri kolay yönetilebilir bir alan değil. Tabii mimari anlamda da alınması gereken birtakım tedbirler, prensipler var. Ama enerjiyle ilgili hem güneş enerjisinden faydalanma konusunda hem de katı atıkla ilgili ciddi adımlar atıyoruz. Belli bir süre için atık yakma ile enerji üretme konusunda, her ne kadar tartışmalı da olsa, bunu yürütmeyle ilgili adımlarımız var. 2050’ye doğru giderken artık şehrin tümden sıfır atığa doğru ilerlemesi için kalıcı adımlar atmanın peşindeyiz.

Yani artık yakmada ısrar etmeyeceksiniz?

Yok değil, bir geçiş dönemi için ihtiyacımız olduğu net ama.