Günümüzde hâlâ geçmişin statükosunu sürdürmeye niyetli yazarlar ve çizerler varlığını gösterse de bağımsız yayıncıların da desteğiyle kadınlar, çizgi romanın tarihinde daha güçlü bir ses olarak karşımıza çıkıyor ve ‘herkes için çizgi roman’ anlayışından bahsedebiliyoruz.

Herkes için çizgi roman

İLKE KAMAR

Çizgi roman modern sanatın en eski ifadelerinden biri. Tarih öncesi mağara resimlerinden Osmanlı’nın minyatürlerine uzanan, hikâyesini doğrudanlığıyla okuyucuya güçlü aktaran bir tür. Her ne kadar kimi zaman eleştirilen, önemsizleştirilen ‘kültürel ürün’ olarak ele alınsa da son yıllarda bu algının değiştiğini görüyoruz. Özellikle günümüzde ‘grafik roman’ denilen tür, erken tarihli çizgi romanların aksine senaryosu, çizgileri, karakter seçimi ve renklendirmesiyle her karesinde okuru sorgulamaya iten hikâyelerle karşımıza çıkıyor. Sorgu içeren grafik anlatı türlerine feminist çizgi romanları da dâhil edebiliriz. Feminist çizgi romanlar önemli çünkü sadece bugünün popüler konularını ele almakla kalmıyor içinde yaşadığımız dünyaya yön veren patriarkal kodları görünür kılarak, eleştiriyor ve değişmesi için uğraş veriyor. Dahası temsilde çeşitlilik sağlarken her konuyu dayatmalardan bağımsız tartışıyor diyebiliriz. Günümüzde hâlâ geçmişin statükosunu sürdürmeye niyetli yazarlar ve çizerler varlığını gösterse de bağımsız yayıncıların da desteğiyle kadınlar, çizgi romanın tarihinde daha güçlü bir ses olarak karşımıza çıkıyor ve ‘herkes için çizgi roman’ anlayışından bahsedebiliyoruz. Son yıllarda Türkçeye çevrilen çizgi romanlarda bu dönüşümü ve iradeyi görmek mümkün.


Kızıl Azize’nin direniş ve mücadelesi

Desen Yayınları’ndan yayımlanan Kızıl Azize: Bir Ütopyanın Peşinde’yi bu romanlar arasında sayabiliriz. Kızıl Azize, hikâyesiyle olduğu kadar çizgileriyle de güçlü bir anlatıya sahip. Eşitsizliğe ve sömürüye karşı hayatını mücadeleye adamış direnişçi, feminist bir öğretmen, aynı zamanda şair Louise Michel’in, yani Kızıl Azize’nin mücadelesini görüyoruz bu romanda. Senaryosu Mary Talbot’a ve desenleri Bryan Talbot’a ait olan Kızıl Azize Louise Michel’in, Paris Komünü’nden Yeni Kaledonya’daki sürgün günlerine uzanıyor.19. yüzyıl edebiyatı ve siyasetine hâkim olan ütopya düşüncesini günümüze taşıyan çizgi roman, bu dünyayı değiştirme, dönüştürme inancını asla kaybetmiyor. Bugün de Kızıl Azize, en karanlık günlerden kurtulmak için inanmanın ne kadar güçlü bir ateşleyici olduğunu hissettiriyor bize.

Derinlik yaratmakla kalmayıp düşüncel bir katman oluşturan çizgi romanlardan bir diğeri ise yine Mary M. Talbot’un yazdığı, Bryan Talbot’un resimlediği Öncü Kadınlar. Bu grafik roman kesintisiz anlatısı, çizimleri ve renkleriyle okuyucunun algısını sürekli ayakta tutan bir anlatı sunuyor. 20. yüzyılın başlarında İngiltere’de ‘kadınlara oy hakkı’ için büyük bir savaş veren Süfrajetler’in patriarkal siyaset karşısındaki zaferini konu edinen Öncü Kadınlar, bizi ahlaki ve felsefi alana çekerek kadınların sosyal hakları üzerine bir tartışma açıyor. Kadınların nasıl yok sayıldığını, anayasal özgürlüklerin ne gibi fedakârlıkların sonucunda kazanıldığını deneyimler üzerinden anlatmayı seçiyor. Bir ev hizmetçisi olan Sally Heathcote’un hikâyesini okurken erkek egemen bir toplumda süregelen sınıf politikalarına, şiddete kadınların meydan okumasına, dayatılmış cinsiyet normlarına ve geleneklere nasıl başkaldırdıklarına tanıklık ediyoruz.
Yapı Kredi Yayınları’ndan yayımlanan Marta Breen’in kaleme aldığı, Jenny Jordahl’ın resimlediği, Kadın Mücadelesi; ‘Özgürlük, Eşitlik ve Kız Kardeşliğin 150 Yılı’ ise, kadın hareketinin öncü figürlerinin hayatlarına ve mücadelelerine odaklanırken, tarihsel arka planı da elden bırakmıyor. Özellikle de Amerikalı kölelik karşıtı siyah aktivist Harriet Tubman’ın resmedildiği sayfalar dikkat çekici. Kadınlara oy hakkı verilmesi için cesurca savaşan militanın hayatını okurken siyah kadınlara göre özgürleşme mücadelesinin ne kadar zorlaştığını görüyoruz. Bununla birlikte Olympe De Gouges, Mary Wollstonecraft, Millicent Fawcett, Emmeline Pankhurst, Tahire, Clara Zetkin, Rosa Luxemburg,Sappho ve Malala Yusufzay gibi isimlerin direniş ile geçen yaşamı da ele alınıyor.

herkes-icin-cizgi-roman-1014961-1.



Kadın bedeni üzerinden yürütülen politikalar

Bir diğer dikkat çeken çizgi roman ise Baobab Yayınları tarafından yayımlanan ve Liv Strömquist tarafından yazılan Yasak Meyve. Bu kitap vulvanın toplumsal ve kültürel tarihi üzerine ironik bir anlatı. Hayatın anlamını ‘vulva’ üzerinden arayan takıntılı erkeklerin hikâyeleriyle başlayan kitap tarih boyunca kadın bedenine yapılan kötülükleri sıralıyor. Bu takıntılı erkekler, dünyadaki tüm kötülüklere ‘vulva’ üzerinden çözüm arayacak kadar ileri görüşlü. Mesela şu mısır gevreğinin de mucidi aynı zamanda doktor olan John Harvey Kellogg. O kadınların mastürbasyon yapmalarının rahim kanseri, epilepsi ve delilik gibi rahatsızlıklara yol açtığını ileri sürerek çözümler arıyor. Ve buluyor da! Klitorisin üzerine dökülen karbolik asidin mastürbasyona karşı çok etkili bir çözüm olduğunu keşfediyor! Aziz Augustinus’tan Freud’a kadar tarihsel öneme sahip birçok kişinin kadın cinselliği üzerinden yürüttüğü çalışmalar kitapta geniş yer buluyor.

Bedeninin inşasında toplumsal arka plan

“Kadınların Nesi Var?” çizgi romanı da diğer romanlar gibi kadınlara yönelik baskı ve tahakkümü önümüze seriyor. Bununla birlikte döneminde yaşanılan tüm tartışmalar aktarılırken, ironi üzerine kuruluyor metin. Feminist karikatürist Jacky Fleming, kadınların nasıl görünmez hâle getirildiğini örnekler üzerinden gösteriyor. Yazar, kadınların kamusal alandan dışlanması, eğitim ve mesleki alanlardan uzak tutularak ev içine hapsedilmesi, nakışa mahkûm edilmelerinin politik ve bilinçli bir tercih olduğunu vurguluyor. Feminst kurama yeni başlayanlara rehberlik etmesi de mümkün bu çizgi anlatının.

Aylak Çizgi’den çıkan Antonio Altarriba ve Kim imzasını taşıyan Kırık Kanat romanı ise patriarkal siyasetin temsiliyetine karşı bir direniş hikâyesi. Uçma Sanatı’nda, babasının yüz yıllık hayat yolculuğunu İspanya’nın sosyal tarihine damgasını vuran olayları iç içe anlatan Antonio Altarriba Kırık Kanat’la hikâyesini tamamlıyor. Bu kez bir kadının gözlerinden bakıyor. Annesinin hikâyesini patriarkanın ve diktatörlüğün altında ezilen İspanya’nın görüntüleriyle anlatırken, eleştirel çözümlemeyi Petra’nın bebekliğinden yaşlılığına varan yolculuğuyla gösteriyor bize. Tüm bu çizgi romanlar gelenekselleşmiş çizgi roman yayıncılığının aksine kadını önemsizleştiren politikalara, otorite ve iktidara hizmet etmeyi savunan ikiyüzlü anlayışa meydan okuyor.

Kızıl Azize, Mary M. Talbot, Resimleyen: Bryan Talbot, Çeviren: Damla Kellecioğlu, Desen Yayınları, 2014
Kadın Mücadelesi, Özgürlük, eşitlik ve kız kardeşliğin 150 yılı, Marta Breen, Resimleyen: Jenny Jordahl, Çeviren: Gaye Yeşim Sezer, Yapı Kredi Yayınları, 2020
Öncü Kadınlar; Bir direniş hikâyesi, Mary Talbot, Resimleyen: Bryan Talbot, Çeviren: Damla Kellecioğlu, Desen Yayınları, 2016
Kadınların Nesi Var?, Jacky Fleming, Resimleyen: Jacky Fleming, Çeviren: Mavisu Kahya, Desen Yayınları, 2017
Yasak Meyve, Lıv Strömqust, Çeviren: Burcum Kesen, Baobab Yayınları, 2021
Kırık Kanat, Antonio Altariba Kim, Resimleyen: Antonio Altariba Kim, Çeviren: Murat Tanakol, Aylak Çizgi, 2017