Google Play Store
App Store

Diyarbakır’ın Tavşantepe mahallesinde kaybolduktan 19 gün sonra cesedi köyünün yakınındaki derede bulundu Narin’in. Otopsi için Adli Tıp Kurumu’na getirilen 8 yaşındaki Narin Güran’ın ailesiyle görüşen HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Vedat Turgut, “müstehakız” dedi. İslam coğrafyasının birbirine girmiş olmasından dert yandı. Filistin’in, Suriye’nin halini örnek gösterdi. Sonra konuyu, ailesinden biri ya da birileri tarafından öldürüldüğüne dair kuvvetli şüphelerin oluştuğu Narin’in katline bağladı. Bu vahşilikler, bu vandallıklar bizim kültürümüz değilmiş; bunlar meğer Avrupa’nın, Amerika’nın, İsrail’in, kimlerin ve ne amaçla aramıza koyduğu araştırılması gereken kültürüymüş. “Allah hepimize sabır versin, hepimizin başı sağ olsun” diyerek günün anlam ve önemine ilişkin açıklamasını tamamladı.

***

AKP listelerinden meclise giren HÜDA PAR’ın bütün bu vahşilikleri, vandallıkları içimize sızdırdığını iddia ettiği batıyla mücadele planının başını ‘kutsal aile’ çekiyor. Buna göre, küresel güçlerin ailesiz bir toplum oluşturarak cemiyetin yapısını bozan projelerine karşı; inancımıza, değerlerimize ve kültürümüze uymayan batı tipi hayat tarzının tehdit ettiği neslimizin emniyeti muhakkak sağlanmalıdır deniyor. Kutsal aile etrafında şekillenen ve asli vazifesi annelik olarak tanımlanan kadın ise bu noktada kilit konumda.

***

Son seçimle iktidarın yeni ortağı titrine kavuşan HÜDA PAR’ın kültürümüze uygun gördüklerinin başında cinsel istismarın evlilik ile affının savunulması geliyor. 18 yaşını doldurmadan evlendiği için kocası cezaevine atılan binlerce ‘kadının’ ve babasız kalan çocukların mağduriyetlerinin giderilmesi isteniyor. Diğer talepler; karma eğitim zorunlu olmaktan çıksın, zina olarak tanımlanan her türlü evlilik dışı ilişki yeniden suç sayılsın, erkeğin birden fazla kadınla evlenebilmesine imkan tanıyan imam nikahı resmi statü kazansın, kadınların şiddet ve tehdide karşı aldıkları tedbir ve uzaklaştırma kararları için erkekler de dinlensin, kadınlar ev işlerini aksatmayacak şekilde ‘fıtratına uygun’ işlerde istihdam edilsin.

***

Toplum olarak batının ‘ahlaksızlığından’ kendimizi ancak bu şekilde koruyabileceğimiz iddia ediliyor. Ancak gelin görün ki tartışılması yanlış, sorgulanması günah görülen o ‘kutsal ailenin’ içinden çıkıyor en çok kadınların ve çocukların katilleri. Ama HÜDA PAR ve türevlerine göre Avrupa’nın, Amerika’nın, İsrail’in adamlarının köy köy gezip Türkiye’nin kültürüne, ahlakına, değerlerine vahşet enjekte etmesi bir türlü engellenemiyor. Mecliste, çocukları tecavüzcüleriyle evlendirmenin önünü açan yasa çıkarmaya çalışmanın, İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmenin, tarikat yurtlarında yaşanan cinsel istismar ve intiharların araştırılmasını öneren komisyonları engellemenin, her yıl katlanarak artan kadın ve çocuğa karşı işlenen suçlarda hiç payı yok. Varsa yoksa batının ahlaksızlığı! Eskiden bari ilmi alınsın denirdi, artık o da yok.

***

Ne demiş bu ülkede Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yapmış Hulusi Akar; eğitimin amacı bilgi edinmek değilmiş. Neymiş meğerse eğitim? Allah korkusuymuş, kuldan utanmaymış. Lanet olsun atom fiziğine, demek ki onun bir önemi yokmuş. 4-12 yaşındaki çocuklar eğer ki Allahtan korkmayı kuldan utanmayı öğrenmezse LGBT olur, mazallah ateist, deist olurmuş. Anneler de çocuklarına kıyamayıp sabah namazına kaldırmıyormuş. Ama babalar öyle mi ya, onlar çocuklarına kıyamayan, kırılgan, narin, zayıf, fıtratı yumuşak annelerin yerine işin en doğrusunu bilir ve söyler her zaman.

***

Elimizde, ‘Allahtan korkmayı ve kuldan utanmayı öğrenemediği için’ kaç çocuğun LGBT, ateist, deist olduğuna dair veri yok. Onun yerine, geçen yıl cinsel istismar kurbanı olan yaklaşık 29 bin çocuğun yüzde 85’inden fazlasında mağdurun kız çocukları olduğuna dair TÜİK verileri var. Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde başsavcılıkların çocukların cinsel istismarına ilişkin açtığı dosya sayısı 2015 ile 2023 arasında yaklaşık iki katına çıkmış. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun basına yansıyan haberlerden derlediği verilere göre, 2024 yılının ilk altı ayında en az 14 kız çocuğu ve 205 kadın erkekler tarafından katledildi.

***

Georgetown Üniversitesi Kadın, Barış ve Güvenlik Enstitüsü ile Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan 2023/2024 Kadın, Barış ve Güvenlik Endeksi, kadınların statüsünü üç boyut altında sınıflandırıyor. Bunlar kapsayıcılık (ekonomik, sosyal, politik), adalet (resmi ve gayri resmi ayrımcılık) ve güvenlik (bireysel, topluluk ve toplumsal) 177 ülke arasında, hakları ve adalete erişimi açısından, kadınlar için en iyi beş ülke Danimarka, İsviçre, İsveç, Finlandiya, İzlanda, Norveç ve Lüksemburg. Türkiye ise sıralamada Ruanda’nın üzerinde ve Azerbaycan’ın altında kalmış. En düşük puanlar Yemen ve Taliban yönetimindeki Afganistan’a ait.

***

Kadınların olumlu anlamda ilerleme kaydettiği ülkelerin ortak özelliği diğerlerine göre daha demokratik, barışçıl ve müreffeh olması. Hükümetler ilerici ve kapsayıcı politikalar üretiyor. İşgücüne katılımda cinsiyet farklılıklarının az olduğu görülüyor, çocuk bakımıyla ilgili anne ve babaların sorumluluğu paylaşmaları devlet tarafından destekleniyor. Birleşmiş Milletler raporuna göre dünyanın en mutlu insanları da yine bu ülkelerde yaşıyor. Okullarında Allah korkusu ve kuldan utanma dersleri yok, ama çoğunluğunun kendini ‘Allahsız’ olarak tarif ettiği bu ülkelerde kadınlar güvende hissediyor, çocukların yüzü gülüyor. Türkiye’de ise çocuklar okula aç ölüme erken gidiyor. Kuldan utanma dersi sadece iktidara gerekiyor.