Google Play Store
App Store

Asgari ücret tartışmalarında nasıl bir tutum takınmak gerekiyor? Asgari ücret tartışmasının aktörlerinin takındığı tutumu analiz etmeden, asgari ücret tartışmasına sağlıklı bir katkı sağlamak mümkün görünmüyor.

İktidar-sermaye kıskacındaki asgari ücret: Emek hakkını nasıl alacak?

Semih Güven  - Ekonomi Gazetecisi

Hayat pahalılığının her geçen gün hızlı bir şekilde artması asgari ücret tartışmalarını her daim canlı tutmaya devam ediyor. Emeğiyle geçinenler için katlanılamaz hale gelen enflasyon maaşları hızla eritirken, iktidar kanadı ise halktan “idare edin” diyerek fedakârlık bekliyor. Maaşlar kirayı bile karşılayamazken, emekliler ise adeta sefalet ücretine teslim edilmiş durumda. Sermaye kesimi ise “işçileri kapının önüne koyarım” tehdidiyle asgari ücretin insanca bir yaşam seviyesine çekilmesini engellemeye çalışıyor. Emek örgütlerinin tepkileri ise asgari ücrete yön vermekten uzak durumda. Örgütsüz emek kesimleri ise çaresizce olup biteni izlemek durumunda kalıyor.

Peki, asgari ücret tartışmalarında nasıl bir tutum takınmak gerekiyor? Asgari ücret tartışmasının aktörlerinin takındığı tutumu analiz etmeden, asgari ücret tartışmasına sağlıklı bir katkı sağlamak mümkün görünmüyor.

İKTİDAR KİMİN HAKEMİ?

İktidar ve sermaye kesimi, asgari ücret zammının sınırlı kalması gerektiğine dönük kader birliği içerisindedir. Her fırsatta serbest piyasa ekonomisine olan bağlılığını ifade etmekten çekinmeyen iktidar, asgari ücretin tespitinde sermaye sınıfı ile işçi sınıfı arasında bir hakem değil, bizatihi sermaye sınıfının çıkarlarının doğrudan yürütücüsüdür. Halkın azalan alım gücüne karşın sermayenin çıkarlarını korumak adına yerel seçim öncesi bile asgari ücrete zammı düşünmeyen iktidar, 2025 asgari ücret konusunda da kamuoyunu “beklentiyi fazla yükseltmemeleri” konusunda uyarmaktadır. Sermaye ve rantiye kesimini zenginleştiren enflasyonist ekonomi politikasının faturası sade vatandaşa kesilmek istenmekte, enflasyonu düşürmek için emek gelirlerinin budanması şart koşulmaktadır.

ENFLASYONUN BOYUTLARI BİLİNMİYOR

İktidara gelmeden önce geçmiş iktidarları yüksek enflasyon üzerinden eleştiren iktidar, Türkiye’de yüksek enflasyonu hiç olmadığı kadar kalıcı hale getirmiş durumdadır. Üstelik enflasyonun boyutu ile ilgili net bir bilgiye erişmek de mümkün değildir. Örneğin İstanbul Ticaret Odası, Eylül’de perakende fiyatların yüzde 3,9 arttığını açıkladı. Bağımsız akademisyenler tarafından kurulan Enflasyon Araştırma Grubu’na göre ise (ENAG) Eylül enflasyonu yüzde 5,34 olurken, TÜİK’e göre ise Eylül enflasyonu sadece yüzde 2,97 oldu. TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 49,38 olarak açıklarken, ENAG’a göre bu rakam yüzde 88,63.

Resmî enflasyonun alt kırılımlarına bakıldığında da enflasyonun dar gelirli kesimler için daha da yıkıcı olduğu sonucu ortaya çıkıyor. DİSK-AR araştırmasına göre, resmî gıda enflasyonu yüzde 43,7 iken dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 78’e kadar yükseliyor.

İktidarın asgari ücreti belirlemesinde enflasyon rakamlarını kriterlerden biri olarak aldığını göz önüne alırsak, 2025 yılı asgari ücretinin gerçek enflasyonun oldukça altında kalacağını eve emekçiler için daha da yıpratıcı sonuçlara yol açacağını öngörmek yanlış olmaz.

AÇLIK SINIRINA ERİŞEBİLEN ŞÜKREDİYOR

Yüksek enflasyona karşı kendini koruyamayan sabit gelirliler için hayat her geçen gün daha da çekilmez hale gelmektedir. Türk-İş tarafından her ay düzenli olarak açıklanan açlık-yoksulluk raporu araştırmasına göre, Eylül ayında dört kişilik bir aile için açlık sınırı 19.830 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 64.595 TL’ye yükselmiştir. Bekâr bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 25.706 TL’dir. Özellikle kentlerdeki eğitim, gıda, sağlık ve barınma giderleri, ortalama enflasyonun çok üzerindedir. Gelirler sabit kaldıkça her geçen gün açlık sınırı daha da yükselmekte, açlık sınırının bile altında kalan ücretlerle geçinebilmek imkânsızın ötesine geçmektedir.

ENFLASYONU ASGARİ ÜCRETLİ Mİ DÜŞÜRECEK?

Bu koşullar altında, 2025 yılı için asgari ücrete yapılacak zammın enflasyonu etkileyip etkilemediği konusu, emeği sömürülen kesimleri ilgilendirmemektedir. Enflasyonist ortamda gelirlerini katlayan, yüksek faiz ortamında servetine servet katan yani enflasyondan nemalanan kesimler, enflasyonun düşürülmesi konusunda emek ücretlerine göz dikmiştir. İktidar kanadından ise enflasyonu düşürmek ve kamu maliyesini toparlamak adına servet sahiplerine dönük gözle görülür hiçbir ek vergilendirme söz konusu değildir. İğneden ipliğe yapılan fahiş fiyat artışlarına göz yumulmakta, denetimler isteksiz ve yetersiz kalmaktadır. Elbirliğiyle iş dönmüş dolaşmış asgari ücret zammının düşük kalması konusuna gelmiştir.

SENDİKALAR NE YAPIYOR?

Rantiye düzeni ve yüksek enflasyon ortamında vatandaşın birikimi hızla sermaye kesimine aktarılırken, sendikalar ise içine düştükleri krizden çıkamamakta, emekçi kesimleri örgütleyecek devrimci bir dönüşümü sağlayamamaktadır. “Konfor alanı” haline gelen sendikaların hareket sınırları iktidar ve muhalefet tarafından çizilmiştir. Emekçilerin acil talepleri sendikalar tarafından hasıraltı edilmektedir. Gücünü emekçilerden değil düzen siyasetinden alan sendika temsilcileri, 2025 asgari ücretin tespiti konusunda emek lehine etkin mücadele edecek anlayıştan yoksundur.

SÖMÜRÜYE KARŞI MÜCADELE: EMEK HAKKINI ALMALI

Asgari ücrete yapılacak zammın da ötesinde, asgari ücretin Türkiye’de adeta sömürünün genel ücreti haline geldiğini de ifade etmek gerekiyor. Bunun yanında asgari ücretin açlık sınırının bile oldukça altında kalması, gelir-servet adaletsizliği ve halkçı bölüşüm politikaları üzerine kafa yormanın gerekliliğine işaret ediyor. İktidar-sermayeni sıklıkla dile getirdiği gibi, “hepimiz aynı gemideyiz” fakat emekçiler geminin kürek mahkûmları haline getirilmiş durumda. Türkiye’de sömürünün boyutları, kapitalizmin gelişen ve değişen sömürü mekanizmaları net biçimde analiz edilmeli ve sömürü düzenine karşı kararlı, tavizsiz, kitlesel ve etkili bir mücadele zemini için acilen kollar sıvanmalıdır. İktidar-sermaye işbirliğine karşı emek cephesinin örgütlenmesindeki devrimci dönüşüm, emeğin hakkını alması için hayati ve en önemli adım olacaktır.