Google Play Store
App Store

Bugün ‘Dünya Tiyatrolar Günü’ o nedenle tüm dünyada kutlanacak…

Bugün ‘Dünya Tiyatrolar Günü’ o nedenle tüm dünyada kutlanacak…

Bizde de…

Bizdeki iktidarın sahneye koyduğu yeni oyunun adı: Kitap Silme Oyunu

İlk perdede yayınlanmamış bir kitap var.

Yayınlanmamış kitap mı?

Evvvet yayınlanmamış hem de yayınlanmadan siliniyor.

Henüz basılmamış kitaptan neden korkulsun ki?

Korkuluyor.

Hem de ne korku yoksa bilgisayarın ‘delete’ tuşuna niçin basılsın ki?

Nasıl olur?

Oluyor işte…

 

İktidarını sürdürmek adına oyunlar zinciri sahnelerimizden inmiyor.

Oyunlar zinciri, kulisler ve iktidar savaşları…

Yıllar iktidar savaşları ile geçiyor.

Sahneye ne oyunlar konuyor aklın şaşar.

Ne blöfçüler tanıyoruz.

Ne provalar, ne sahne gerileri ne oyunlar duyuyoruz.

Duymayı sürdürüyoruz.

Kaç perde kaç sahne şaşıyoruz.

Oysa yaşadığımız Anadolu topraklarının düşünürü:

“Okunacak en güzel kitap insandır.” Diyor.

Biz o sözü duymak istemiyoruz.

Düşünen, konuşan, örgütlü insana düşman oluyoruz.

İktidar oyununun aktörleri, kitapları, yazarları, gazetecileri suçlu buluyor.

Ne yazık ki kitap yıllar boyu kendini suçlu olmaktan kurtaramıyor.

 
Gün geliyor yakılan kitapların dumanı gökyüzüne yükseliyor; gün geliyor nehir boylarındaki evlerden atılan kitaplarla Munzur kitap akıyor; gün geliyor kitap sırtı bize dönük insanlar önünde silahla, yazı makinesi ile yan yana dizilip suçlu olarak sergileniyor.

Bakın tam da bu günlerde Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı Gökhan Cengizhan, Avrupa Yazarlar Federasyonu üyeliğimizin önemine nasıl vurgu yapıyor:

“Değerli arkadaşlar,

 "Yazmak", giderek  "yazar" olmak, insanoğlunun en sıkıntılı, en çilekeş, en zahmetli uğraşlarından biri olsa gerek...

Hele, dergi okuma oranı % 4, kitap okuma oranı % 4,5, gazete okuma oranı % 22 ve/oysa radyo dinleme oranı %25, televizyon izleme oranı %94 (!) olan bir ülkede...

Türkiye'de 5 kişiye 1 kitap düşüyor. Gelişmiş ülkelerde ise kişi başına 3 kitap...

Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yıllık kitap alımı, ortalama 100 dolar, Türkiye'de ise bu rakam 10 doların altında...

Bu ve benzeri pek çok veriye, bir de, henüz basılmamış kitapların köşe- bucak aranıp gün yüzüne çıkmadan yok edilmeye çalışıldığı bir ülkede yazar olma durumunu, konumunu, sorumluluğunu ekleyelim...

Bu çerçevede, örgütlülüğün, pek çok alanda olduğu gibi edebiyat alanındaki kaçınılmazlığı da yadsınamaz...

Ama artık, Türk Edebiyatı, Türkiyeli Edebiyatçılar, kendi ulusal örgütleriyle yetinemez; bu çağda, kimse kendi bahçesine sığamaz, sığmamalı...” diyor.

İki gündür sosyal paylaşım sitelerinde ‘AHMET ŞIK'IN KİTABI BENDE DE VAR’ kampanyası sürdürülüyor. Her kuşaktan insandan çok güzel açıklamalar okuyorum. İşte onlardan biri: “Bende hep vardı zaten, zihnimden hiç çıkmıyordu bu düşünceler. Belki bu düşünceleri bir gün kitap haline getiririm, o nedenle şimdiden beni de içeri almalısınız!” diye isyan ediyor.

Dünya tiyatrolar günü kutlu olsun!

Bakın, ‘Blöfçünün Rehberi Tiyatro’nun yazarı FIDELIS MORGAN kitabının önsözünde ne diyor:

“ Çevreniz çeşitli derecelerden sayısız uzmanla sarılmış olduğuna göre size önerebileceğimiz tek şey, şu sloganı benimsemenizdir:” Kamburun varsa çevresine bir fırfır kondur” (yani: cahilliğini öyle bir özgünlük ve yenilikmiş gibi sat ki başkaları hasetten çatlasın.)

Bu söz silinen kitap için demeç veren iktidar aktörlerine armağan olsun!

‘İmamın Ordusu’ iktidar oyununu bozmasa da üstündeki giz perdesini kaldırdı.