Google Play Store
App Store
İlk 4 madde oyunu

Meclis 1 Ekim günü açılacak ve anaakım siyasete anayasa tartışmaları yön verecek. Polemikler şimdiden başladı bile. Fitili Cumhur İttifakı çatısı altında parlamentoya giren HÜDA-PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ateşledi. Yapcıoğlu, Anayasa’nın ilk 3 maddesinin değiştirilmesinin “teklif edilemeyeceğini” düzenleyen 4. maddenin değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu sözler beklendiği üzere epey tepki üretti.

CHP, HÜDA-PAR’ın Hizbullah’ın Meclis’teki uzantısı olduğunu belirterek Yapıcıoğlu’nun bu sözleri söylemesinin altında, Türkiye’nin “laik bir devlet” olduğunu vurgulayan Anayasa hükmünün değiştirilmesi hedefi yattığını vurguladı. CHP lideri Özgür Özel de “Milliyetçi muhafazakârım diyenler, hele hele Tayyip Bey’in sağ kolunda HÜDA-PAR, öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Devlet Bahçeli’ye soruyorum. Sen bu HÜDA-PAR’a ne diyorsun Devlet Bey? Kimler kimlerle beraber” ifadeleriyle iktidar içindeki çatlakları derinleştirmeye çalıştı. İYİ Parti lideri Musavat Dervişoğlu da Yapıcıoğlu hakkında sert sözler söyledi ve Anayasa’nın ilk 4 maddesine sahip çıktı.

Yapıcıoğlu, gelen eleştirilerin ardından yaptığı ikinci açıklamada, ilk 3 maddenin değil, sadece ilk 3 maddenin değiştirilemezliğini vurgulayan 4. maddenin değiştirilmesini talep ettiğini savundu. Bu açıklamayı yaparken “Ahmağa anlatır gibi” şeklinde bir tabir kullanması, tartışmanın alevini daha da harladı.

Daha sonra Özgür Özel’in sosyal medyadaki, “Oy toplarken, vatan, millet, ezan deyip milli ve dini duyguları sömürenler şimdi bayrağımıza, İstiklal Marşımıza, Ankara’nın başkent olmasına karşı olan Hüdapar'ın sırtını sıvazlıyor” paylaşımını alıntılayan Yapıcıoğlu, CHP’nin milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik ilkelerini anayasadan çıkarmayı vadeden 1950 tarihli seçim beyannamesini hatırlatarak kimin ne istediği konusunda suyu hepten bulandırdı.

AKP ve MHP’den de HÜDA-PAR liderinin çıkışına yönelik açıklamalar geldi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik konuyla ilgili açıklamasında, “Anayasanın ilk 4 maddesindeki temel prensiplerle ilgili herhangi bir tartışma söz konusu değildir” derken, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir de paralel şekilde, “Anayasanın ilk 4 maddesi ile ilgili başlatılmak istenen tartışmalar boş ve beyhudedir” ifadelerini kullandı.

Meclis’te 4 vekile sahip HÜDA-PAR’ın başlattığı ve günlerdir devam eden Anayasa tartışmasının ülkeye nasıl bir faydasının olduğu muamma. Üstelik gelinen noktada, Anayasa’nın ilk 4 maddesi konusunda partilerin söyledikleri de birbirlerinden fersah fersah uzakta sayılmaz. Sadece biri, “4. maddeyi değiştirelim” diyor ama onun da gücü, çapı belli. Ayrıca HÜDA-PAR’ın lafıyla Anayasa değişse, tek düşüneceğimiz şey de 4. madde olmazdı herhalde.

Fakat bazılarına göre mesele o kadar basit değil. AKP, HÜDA-PAR aracılığıyla nabız yoklamak, halkın tepkisini ölçmek istiyor. Sanki bunun için başka bir partiye ihtiyaçları varmış gibi… Bu ülke çok yakın zaman önce açık açık “Laiklik yeni anayasada olmamalı”, “Allah’ın adı anayasaya girmeli” diyen Meclis Başkanı gördü.

Velhasıl bu ülke nabız yoklanacak aşamayı geçeli çok oluyor. Eğitim sisteminde dinin ağırlığı yıllar geçtikte artırıldı, üniversiteler bilim odaklı olmaktan çıkarıldı, laiklik ilkesi delik deşik edildi, seküler yaşam alışkanlıklarını boğmaya çalışan bir ton uygulama hayatımızın merkezinde… Yurttaşlık değil kulluk, kölelik kültürü inşa ediliyor. Tarikatlar, cemaatler dört bir yanı sarmış. Devlet başkalaşmış, biçim değiştirmiş.

Muhalefet bunlara bakmak yerine Anayasa’da laiklik var mı yok mu ona bakıyor. Anayasa’da laiklik duruyor durmasına da hayatın kendisinde yok, o ne olacak? Biraz da bunu dert etmek gerekmez mi? Biri Anayasa’nın ilk 4 maddesine dil uzatınca herkes yerinden fırlıyor ama savunulan ilkeleri güçlü bir toplumsal tepkiselliğe dönüştürme fikri hiçbirinin yol haritasında yok.

Sonuçta yine aynı oyunu izliyoruz. Kimlik siyasetinin sığ suları aşılamıyor. Resmi muhalefet iktidarda iç karışıklık yaratayım derken HÜDA-PAR’la boy hizasına geliyor. Emeği esas alan bir programla ülkenin gerçek sorunları iktidar açısından bir soruna dönüştürülemedikçe, Anayasa’nın değişmezliği üzerinden kendine alan yaratmaya çalışan muhalif siyaset, tam da bu yüzden iktidara Anayasa konuşturma fırsatı veren bir çıkmazda debelenmeye devam edecek.