İllüzyonlar, troller ve Beşiktaş
İnsanlığın yaşadığı tüm sosyal, politik, ekonomik ve kültürel temelli değişim ve dönüşümler, hayatın her alanında farklı etkiler yaratarak, ortaya çıkan bu her türden yeni dinamik ve kavramın bilişsel açıdan yeniden değerlendirmelere yol açar.
Bu yeni değerlendirmelerin var olma sürecinde etkileşimli iletişim sürecine ihtiyaç vardır. Bu kavramlar, rastlantısal bir bulgunun sonucunda değil, uzun sürece yayılan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin sosyalleşmesi ve evrimleşmesine neden olan algı, nesnelere karşı duyumlar vasıtasıyla bireyin görsel dünyayı anlamlandırmasına olanak sağlar. Algılama, nesneden elde edilen görüntü, diğer taraftan düşünce içerikleri ve edinilmiş deneyden etkilenen sübjektif bir olaydır.
∗∗∗
Algı manipülasyonu ise bu subjektif değerlendirmeye direk müdahale içeriğine sahiptir. Manipülasyon yapılarak, hedef kitleyi istenilen bir amaç ve fikir üzerinden ikna ederek istenilen ortamın yaratılması sonucunda süre ve amaç için alan yaratmak en önemli stratejidir.
Bu manipülasyonlar adeta illüzyona sebep olur. Yani, yanılsamaya… Algı üzerinden tanımlanan gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesini sağlar.
Hasan Arat: “Futbol takımının sorununu henüz çözemedik. Bunlar 1-2 günde çözülecek sorunlar değil. Yaptığımız müdahaleler henüz sonuç vermedi. Her yönden sıkıntılı bir dönem. Maddi manevi çok çalışmamız gereken bir dönem. Beşiktaş’a sahip çıkalım.”
Sayın Arat kongre öncesi yaptığı değerlendirmede “2 yıldır hazırlanıyoruz kadrolarımız, plan ve programlarımız hazır” diyerek, başkanlığa aday olmuştu.
Başlarken yaptığı açıklama ile, şu an yaptığı açıklama arasındaki fark; bir çelişkiden ziyade bir illüzyonun itirafıdır.
4 ayda 3 antrenör değişikliği… Rıza Çalımbay çalışırken ve 8-9 oyuncu sakat olmasına rağmen bilerek ve isteyerek 5 en iyi oyuncuyu kadro dışı bırakılma operasyonuyla birlikte Fernando Santos ile anlaşılmasına rağmen süreç bugüne geldi.
12 puan fark varken, Fenerbahçe derbisinden bir gün önce seçim kazanımı için kutlama balosu yapılarak-sanki ne için seçildiklerini anlayamamış tavırları nedeniyle lider ile fark 42 puana çıktı.
Bedelsiz olarak Braga’ya transfer olmuş ve yıllık 300 bin avro alan 28 yaşındaki Al Musrati ile, 500 bin avro bonservis bedelle-yıllık 250 bin avro karşılığı Varşova ile anlaşmış Muci’ye ‘fırsat transferi’ söylemi üzerinden bir kalemde iki oyuncuya 41 milyon avro ödenmesine rağmen alınan 13 mağlubiyet… Manipüle edilen algı sayesinde, Makalele ve Desailly seviyesinde bir oyuncu beklentisi yaratılmışken, kapasitesi vasat olan Al Musrati ile, tek başına maç alabilecek ve takımı bir seviyeye taşıyabilecek-nerdeyse Saka ve Foden yapısında bir oyuncu beklentisi yaratılmışken, ortay çıkan ise 23 yaşında ve yetenekleri sınırlı Muci…
∗∗∗
Münih modeli üzerinden örnekleme yapılırken, maalesef gelinen noktada Türk tipi arabesk bir yönetim modeli… Ne acı ki yukarıdaki sayın Arat’ın açıklamalarının bir kısmı bunları teyit etmektedir. Bunların hepsi bir illüzyondan ibarettir. Benim gördüğüm kadarıyla iyi çalışılıp hazır olan tek kadrosu ise ‘trol’ ordusu.
Çünkü tüm yanlışlıklara rağmen, algı manipülasyonu ile kitlelerin ikna edilmesi gerekliliğini en başta kabul eden anlayış, ilk iş olarak kurulan bu grup sayesinde hala olmayanı pazarlamayı başarmaktadır ve Beşiktaş camiasını olmayan üzerinden ikna etmekle mükelleftirler.
Mevcut yönetimin çok eksik olduğu bir alan üzerinden kuracağı yönetim mekanizmasının -yapılan tüm yanlışlarıyla birlikte- sanki tek çıkar yol kendi yaptıklarıymış gibi bir algı oluşturmaya mecbur olduğundan bu ‘trol’ ordusuna ihtiyacı vardı. Bu organizmanın hedef alanı algıdır. Algı, zihinsel süreç dahilinde bilginin yapılanması ve ayrıştırılması sonucunda ortaya çıkan çok yönlü bir süreçtir. Duyu organları vasıtasıyla edinilen her türden bilgi, bilginin sahibi olan birey tarafından değerlendirme sürecine girer. İşte bu noktada algı manipüle edilerek-olana rağmen olmayanı varmış gibi göstermek suretiyle ‘trol’ ordusu sayesinde istenileni korumaya çalışılmaktadırlar. Dışarıyı bu şekilde dizayn etmeye çalışırken, içeride operasyonlar devam edecektir. Ve şimdi kurban alma zamanı.
∗∗∗
Açıklamadaki başarısızlığın arka planındaki hesap bir kurbana yönelmektir ki kurban olarak büyük ihtimalle Samet Aybaba seçilecek. Sayın Arat’ın özellikle futboldaki başarısızlık serzenişi yapması ve futbolun patronu olarak en başta Samet Aybaba’yı lanse etmesi aslında sonucun ne olacağının da habercisiydi. Başarısızlık sahibini bulana kadar aşağıdan yukarıya hiyerarşik bir şekilde kurban almaya devam edecektir.
Fakat, illüzyon bu süreci bir yere kadar taşıyabilir. Nitekim, bilgiye dayalı doğru etkileşim ve yeterli iletişim sayesinde insanlığın geçirdiği paradigmal kırılmalar, bireyi saran tüm sosyal ve fizikî şartların değişmesi ile sonuçlanmıştır. Bu değişimler hayatı yeniden biçimlendirerek başta bireyin kendisini, sonra toplumu ve en nihayetinde küresel ölçekte tüm insanlığı yeniden biçimlendirmiştir. Neyse ki bu çağda bu değişimler çok hızlı olmaktadır.