İmam öğretmeni, medrese okulu yendi mi?

16 yıl önce Şerif Mardin siyasi iktidarın ülkeyi siyasal İslam rejimine adım adım dönüştürme başarısını “İmam öğretmeni yendi” diyerek ifade etmişti. Liberaller “merkez-çevre” teorisini merkezin elitizmine, vesayetçiliğine karşı muhafazakarların yani “çevre”nin isyanı diye kurgulayarak siyasi iktidarın yeni rejim inşasını meşrulaştırmayı amaçladı, iktidarın koltuk değneği oldular.
Liberallerin analizi, sınıfsal bir analiz değildi. Kapitalizmin ihtiyaçlarını ve sermaye sınıfının emperyalizme bağımlılığını görünmez kılarak siyasal İslam rejimine dönüşümün kendiliğinden gerçekleştiğini savunan bir analizdi.
Liberallerin “sağlı-sollu” ülkede yarattığı tahribata rağmen iktidar ve çeşitli muhalefet çevrelerinde gördükleri itibar sonucu emekçiler kaybetse de her dönemin “kazananın” liberaller olduğunu da not düşelim.
Okullarda yasaklanan yılbaşı kutlamalarında muhalefetin önemli bir kısmının hala laiklik demekten imtina etmesi, din aracılığıyla yaratılan baskıların sınıfla, emekle bağını ısrarla kurmaması liberal saldırılan yarattığı tahribatın güçlü etkisinin devam ettiğinin göstergesidir.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin Suriye’de yaşanılanlar üzerinden de güncellendiği günümüzde ABD politikalarının baş aktörünün Carter’a söylediği “Taliban teferruattır. Elimize tarihi bir fırsat geçti, sosyalizmi tasfiye fırsatı geçti.” sözlerinin karşılığını ülkemizde genelde yaşamın her alanında özelde eğitim alanında çok açık bir şekilde görüyoruz.
Emperyalizmin, kapitalizmin bekası için din; sömürüye, eşitsizliğe rızanın temel aracı haline getirildi. Yeni bir rejim inşasında temel alınacak alan eğitimdi, siyasi iktidar da yirmi iki yıl süresince varlığının, onlara verilen rolün gereğini yaptı.
22 yıl öncesine döndüğümüzde şu anda eğitimde yaşadığımız durum yaşanacak denilse, kaç kişi bu yaşadıklarımızın gerçek olacağını düşünebilirdi?
Okul öncesinden yükseköğretime eğitim kurumlarında açılması zorunlu olan tek alan mescitler. Okullar 4-6 yaş/7-10 yaş Kuran kurslarının okullarda ve her yerde (camiler, toplum temelli kurum adıyla tarikat yapıların açtığı yerler) kademeli olarak tüm okul ve okul türlerinde yaygınlaştığı yerler haline getirildi. 4+4+4 yasasında 9 yaşından itibaren çocukların saçlarının, bedenlerinin örtüldüğü uygulama dört yaşa kadar indi. Başta ÇEDES olmak üzere tüm eğitim kurumları imzalanan onlarca protokol ve iş birlikleri ile tarikatlar tarafından kuşatıldı. 80 darbesinin ürünü zorunlu din dersi 4+4+4 ve genel seçim sonrası yayınlanan yönetmelikle, okullarda din derslerinin haftalık ders saati sayısı akademik derslerden daha fazla hale getirildi. Maarif müfredatı ile tüm derslerin bilimsel içeriğine son verildi. İmam hatip ortaokul ve liselerinin sayısı ülke tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Sınav sistemi ve okullaşma politikası sonucu çocuklar zorunlu bir şekilde imam hatip okullarına yerleştirildi. Ortaöğretimde tüm okul türlerinin imam hatipleştirildiği fen imam hatip, sosyal bilimler imam hatip, spor imam hatip gibi okul türleri yaratıldı. Karma eğitim önce imam hatip okullarında, sonrasında 2018’de çıkarılan yönetmelikle ortaöğretimde kaldırıldı, yakın dönemde eğitimin her kademesinde kaldırılacağı açıklandı.
Siyasal kadrolaşma eğitimin her alanında yaygınlaştırıldı. Akademik dersler için yeterli öğretmen ataması yapılmazken atamalarda ilk üç sıralamada din dersi atamasına öncelik verildi. Öğretmen ataması ve okul idarecisi görevlendirmelerinde mülakat temel kriter haline getirildi. Manevi danışmanlık adıyla imam, vaiz, vaize vb isimlerin atamaları olağanlaştırıldı. Yalnızca İzmir’de 99 din görevlisi okullara görevlendirildi. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile kimlerin atanıp atanmayacağına, görevine devam edip etmeyeceğine, okul idarecisi olup olmayacağına iktidarın karar vereceği bir mekanizma yaratıldı. Protokoller eliyle tarikat yapıları tüm okullarda yarışma, sempozyum, yaz okulu gibi başlıklarla ideolojik çalışma yürütebiliyor.
Eğitimin paralılaştırılması, bir hak olmaktan çıkarılıp alınıp satılabilir bir meta haline getirilmesi, yoksulluğun getirdiği çaresizlikle çocukların 4-6 yaş Kuran kurslarına, imam hatiplere, tarikat yurtlarına mecbur bırakılması, çocuk işçiliğinin, çocuk yaşta evliliklerin yaygınlaştırılması, kapitalizmin bekası için din araçsallaştırıldı.
Tüm bu tabloya rağmen eşit, özgür, laik bir ülke için verdiğimiz mücadelenin yarattığı umut her dönemden daha güçlü. Son yapılan anketlerde toplum yüzde sekseni aşan bir oranla laik, demokratik bir ülkede yaşamak istiyorum diyor.
İmam öğretmeni, medrese okulu yendi mi?
Bu sorunun cevabı ise laik, kamusal eğitim için vereceğimiz mücadelede saklı.