Bağımsız bir devlet olma iddiasıyla 15 Kasım 1983’te kurulan KKTC önceki hafta 40’ıncı yılını doldurdu. O günde beri dünya ülkeleri tarafından tanınmıyor ve ambargo altında. Örneğin, KKTC’li sporcular uluslararası müsabaka ve turnuvalarda yer alamıyor, Türkiye hariç. Gazimağusa Türk Maarif Koleji voleybol takımı öğrencisi 25 çocuk ve onlara eşlik eden veli, öğretmen 10 yetişkin maç için Adıyaman’a geldi. Kentin en iyisi olduğu söylenen İsias Otel’de konaklarken, 6 Şubat gecesi meydana gelen depremle un ufak olan otelin enkazı altında kalarak öldüler. Çünkü otel, benzer sebeplerle on binlerce insana mezar olan pek çok bina gibi çürüktü. 

Önce konut olarak kullanılmak üzere inşa edilen ve sonra kat çıkılarak otele dönüştürülen İsias Otel’in enkazına ilişkin ilk rapor Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından açıklandı. İncelenen molozlar beton kalitesinin bariz bir şekilde düşük olduğunu, dere çakılı ve dere kumunun kullanıldığını ortaya koydu. İnşaatın doğru yapılmadığı, zemin etüt raporunun bulunmadığı, beş kata göre tasarlanan temel üzerine iki ek kat daha çıkıldığı ve binanın düşük şiddetli bir depremde bile yıkılabilecek halde olduğu tespit edildi. Betonu elle bile kolayca dağılan bu otel yıllardır Adıyaman’da hizmet veriyordu. 

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin raporuna göre İsias Otel’in kolonları kesilmişti. Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda yer alan bilgilere göre ise binanın ilk ruhsat tarihinde tabi olduğu yönetmelik ile otele çevrilip kullanım amacı değiştiği tarihte tabi olduğu yönetmelik farklıydı. Dolayısıyla otelden alınan karot örnekleri yönetmeliğin şartlarını sağlamıyordu. Binanın yıkılış şekline de dikkat çekilen raporda, betonun kalitesizliği adeta kum dolu bir kovanın ters çevrilmiş haline benzetilerek tarif edilmiş.

Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafında başlatılan soruşturma kapsamında otelin sahibi ve yöneticisi olan Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt ve Mehmet Fatih Bozkurt tutuklandı. Mehmet Fatih Bozkurt, 2014-2019 yılları arasında AKP’den Adıyaman Belediye Meclisi Üyesi olarak görev yaptı. Efe Bozkurt bir dönem AKP Gençlik Kolları Ekonomi ve Mali İşler Komisyonu üyesi olarak görevliydi. Ahmet Bozkurt ise Adıyaman TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu üyesiydi. 2018 seçimi öncesi “AK Parti davası, ülke davasıdır” diyerek ailecek AKP’ye destek verdiklerini açıklamıştı. 2016 yılında otele ruhsatsız eklenen bir katın 2018’de imar affı olarak bilinen düzenlemeden faydalandığını da hatırlatalım. Kaçak bina affedildi. 

Çocukları ölen Kıbrıslı ailelerin gözü kulağı Türkiye’de zira sanıkların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması sebebiyle adli süreç Türkiye mahkemelerinde ve kanunları çerçevesinde ilerleyip sonuçlanacak. Bu anlamda davanın takibi ve gündemde tutulması için Türkiye’deki basın emekçileri ve hukukçularına önemli görev ve sorumluluk düşüyor. Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ve ailelerin avukatlığını da üstlenen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın iş birliği içinde olması elbette çok önemli. 

Türkiye’deki yargı sistemine dair en az bizim kadar bilgi sahibi olduğunu bildiğim Kıbrıslıların haklı endişelerini hafifletebilecek bir dayanışma gösterebilmek hepimiz için gerekli çünkü iddianamenin açıklanmasıyla sürecin uzun ve mücadeleli geçeceği görünüyor. Proje bilgileri ile ruhsat bilgileri uyuşmayan ne zemin raporu ne statik hesap rapor ve projesi bulunan, bilimsel raporların açıkça ortaya koyduğu üzere pek çok kusur ve yetersizliğine rağmen yıllarca hizmet etmesine izin verilen İsias Otel’le ilgili iddianamede, aralarında tur rehberlerinin de bulunduğu 72 kişinin ölümünden sorumlu tutulan 5’i tutuklu 11 sanık hakkında 22 yıla kadar hapis cezası talep edildi. 

Mahkemeye sunulan iddianamede sanıklar bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne neden olmakla suçlanıyor. Oysa ailelerin beklentisi ve hukukçuların görüşüne göre yargılama olası kast kapsamında devam etmeli. Mahkemenin hangi suçlamayı dikkate alarak hareket edeceğini göreceğiz. Elbette bu sadece otel sahibi ve yöneticileriyle sınırlı kalmaması gereken bir dava. Ortada yıllardır el artırarak yürütülen ve sonunda büyük bir felaketle sonuçlanan yanlışlar zinciri var. Saniyeler içinde kum dağına dönen İsias Otel’in, bilimin tek tek ispatlamış olduğu üzere usulsüz, kanunsuz, kaçak binasına bunca zamandır kimlerin ve ne pahasına göz yumduğu, eksik malzemesine ve fazla katlarına hangi resmî kurumların onay verdiği, imar aflarının parayla suç örtme yöntemine dönüşmesinden kimlerin kar sağladığı da bu davanın konusu olmalı. Yoksa, hepimizi tabutluk evlere, yurtlara, otellere hapseden rant düzeni özgürce gezmeye devam edecek memlekette.