IŞİD hücre evindeki X ve Y’ler kim?
Herkesin hayatında dönüm noktaları var, o günden sonra bir daha hiçbir şeyin aynı olmadığı… 10 Ekim 2015 gibi. O sabah patlayan bombalardan sonra sadece oradakiler için değil herkes için hayat değişti. Çünkü o kalabalık dünyanın başka şekilde de var olabileceği umuduyla toplanmıştı. Öyle de oldu ama istenenin tam aksi yönünde. İçlerinden 104 kişi yeni dünyayı göremedi.
Geriye umudun yara aldığı bir toplum kaldı. Bir de Kafkaesk davalar. Sürüncemede kalan soruşturmalar, ortada duran birçok belgeye rağmen kürsüye çıkamayan gerçekler, neyin beklendiği belli olmadan geçen yıllar…
MEÇHUL ŞÜPHELİLER
Memlekette umut ve inat tükenmez, 10 Ekim için adalet talep edenlerin mücadelesi de sürüyor. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’nun yargı sürecini anlattığı internet sitesi bu hafta açıldı. Yargı sürecini anlattıkları bölümde, adının belirlenmesi için bile uğraşılmayan şüphelilerle ilgili bir bölüm var. “Halen sanık olarak yargılanmayan şüphelilerle ilgili suç duyuruları” başlığında, saldırganların kullandığı mekanlarda (içlerinde IŞİD hücre evleri de var) kameralara takılan kişilerin bırakın şüpheli olarak, tanık sıfatıyla dahi beyanına başvurulması için kimliklerinin tespit edilmediği bilgisi yer alıyor:
“Soruşturma esnasında Emniyet Müdürlüğü'nün 58604142-6756.(13211).S.N:71 sayısıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuş olduğu fezlekenin 675. sayfasından başlayıp 743. sayfasına kadar devam eden site, depo ve rezidansa ait kamera görüntülerinin incelemesi bölümünde, dosyada halihazırda bildiğimiz şahıslar dışında, kameraya takılan başkaca şahısların kimlik tespiti yapılmamış; sadece y1, y2 ve x1’den başlayarak devamla x30'a kadar kendi isimlendirdikleri şahısların da kamera görüntülerinde var olduklarını tespit etmişlerdir. Dosyamızda var olan sanıklarla ilişkileri ve/veya suça iştirakleri çok muhtemel olan bu şahıslar şüpheli veya tanık olarak dahi görülmemiş olacak ki, hangi kameraya hangi zaman diliminde takıldıklarına dair birkaç şahıs dışında bilgi verilmemiş, şüpheli listelerine dahi eklenmemişlerdir. X ve Y’lerin kimliklerinin tespitinin, dosyamızda var olan sanıkların suça ilişkin rollerinin de tam olarak ortaya konmasında etkili olacağı kuşkusuzdur.”
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Kasım 2018’de, dosyada kimliği tespit edilemeyip kamera kayıtlarında görünen ve X, Y olarak isimlendirilen bu kişilerin kimlik belirleme işlemlerinin yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Dosya, diğer üç suç duyurusuyla birlikte, Ankara Cumhuriyet Savcılığınca birleştirildi. Avukat Komisyonu, belki de katliam şüphelisi olabilecek kişilerin de aralarında olduğu isimlerle ilgili suç duyurularına kısıtlama kararı getirildiğini, bu nedenle de dosyanın akıbetine dair bilgi alamadıklarını açıkladı: “Katliamın üzerinden uzun zaman geçtiği ve savcılığın bu şekilde kısıtlılık kararı vermesini gerektiren hiçbir gerekçe bulunmadığı halde dosyada kısıtlılık kararı verilmesi, katliamla ilgili halen gizlenmeye çalışılan gerçeklerin bulunduğunu bir kez daha göstermektedir.” Davanın görüldüğü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi de bu soruşturmanın sonucunu beklemeden nihai kararını verdi.
Katliamın üzerinden 10 yıl geçti. Bazı gerçekler hala “kısıtlı”, bazıları ise gün gibi ortada olmasına rağmen yok sayılıyor.


