Google Play Store
App Store

IF Metall müzakerecisi Berglund, Tesla’nın sözüm ona bir aile olduğu iddiasına cevaben şirketin her gün kuralları değiştirdiğini ve şirket içinde şirket kurduğunu hatırlatıyor. IF Metall ayrıca Tesla’ya haksız fesihten dava açtı.

İsveç’te TESLA’ya karşı mücadele
Fotoğraf: Depo Photos

Guillaume AMOURET

"Bu toplu sözleşme için aylarca, hatta gerekirse yıllarca grevde kalacağım. Bunu kendimden çok, gelecek nesil için, onların iyi çalışma koşullarına sahip olması için yapıyorum."

Avrupa genelinde yurttaşların ve sendikaların ABD'li şirket Tesla'nın yöntemlerine karşı mücadelesi devam ediyor. Almanya'da doğa hakkı savunucuları şirketin Berlin yakınlarındaki fabrikasını büyütme planlarına karşı çıkarken, İsveç'teki Tesla işçileri de sekiz aydır grevde. Üstelik grev, pek çok sektörü kapsayan geniş bir boykotla destekleniyor.

İsveç’in Malmö kentinde bir Tesla mağazasının kapısında İsveç Metal İşçileri Sendikası IF Metall'in büyük bir pankartı asılı: "KONFLIKT! I Sverige kör vi med kollektivavtal" (Direniş! İsveç'te toplu iş sözleşmeleri vardır.) Hemen karşısında sendika önlükleri giyen iki teknisyen, Mayıs ayından beri Tesla'ya karşı direnişte.

Grev gözcüsü Janis Kuzma, geçtiğimiz Ekim ayında iş bırakan ilk işçi oldu. Greve sekiz aydır devam ediyor. "2023 yaz aylarında tam kapasiteye ulaştığımızda, daracık tamirhanede 15 kişiydik ve neredeyse birbirimizin ayak parmaklarına basıyorduk" diye anlatıyor. Kötü yönetim biçiminin, ağır çalışma yükünün fiziksel ve zihinsel hastalıklara yol açtığını aktarıyor.

“Şikâyet ettiğimiz zaman insan kaynakları müdürü Tesla’nın herkese göre olmadığını ve istifa etmekte özgür olduğumuzu söylüyordu.” Janis'i esas tetikleyen amirlerin hiç diyalog kurmaması olmuş. Sendikanın müzakerecisi Martin Berglund, Tesla'nın sözüm ona bir aile olduğu iddiasına cevaben şirketin her gün kuralları değiştirdiğini ve şirket içinde şirket kurduğunu hatırlatıyor. IF Metall ayrıca kısa süre önce Tesla'yı bir iş sözleşmesini yasadışı olarak feshetmekle suçladı ve İş Mahkemesi'nde dava açtı.

TESLA, İSVEÇ GELENEKLERİNİ TANIMIYOR

Malmö'de, anlaşmazlığın başlamasından bu yana yedi teknisyen tezgâhı terk etti ve greve çıktı. Ülke genelinde otuzdan fazla işçi elektrikli araç üreticisi Tesla'ya karşı direniyor. Talepleri kısa ve öz, toplu sözleşme istiyorlar. Bu sözleşme, şirket ile işçiler arasında, sendika aracılığıyla, çalışma ve üretim koşullarını belirleyen yazılı bir anlaşma olacak. Ama Tesla henüz müzakereye yanaşmıyor.

İsveç'te iş kanunu da oldukça kısa ve özdür. Ülkedeki çalışma sistemini A'dan Z'ye toplu sözleşmeler belirler. Şirketler ve sendikalar çalışma koşulları (ücretler, sözleşmeler, çalışma saatleri, iş güvenliği, sosyal yardımlar, emeklilik ve yıllık izinler vb.) konularında özgürce toplu pazarlık yaparlar.

Toplu sözleşmeler, zorunlu olmamakla birlikte, hem özel sektörde hem de kamu sektöründe işverenler ve işçiler arasındaki güç dengesini düzenler ve ekonomide bir dereceye kadar istikrar ve adaleti güvence altına alır. İsveç'te tüm iş kollarında iş gücünün neredeyse yüzde 90'ı toplu sözleşme kapsamındadır.

Tesla ve işçiler arasındaki anlaşmazlığın temel nedeni, ABD’li şirketin kategorik olarak anlaşma imzalamayı reddetmesi. IF Metall, 2022 sonbaharından 2023 yazına kadar Tesla ile bir toplu sözleşme yapmak üzere çeşitli müzakere girişimlerinde bulundu. Ancak şirket yönetimi, anlaşmayı, işçi haklarının "şirket politikasının" bir parçası olmadığını belirterek "prensipte" reddetti. Tesla CEO'su Elon Musk da sendikalaşmaya karşı olduğunu "Bence sendikalar doğal olarak bir şirkette olumsuzluk yaratmaya çalışıyor ve bir tür derebeyler ve köylüler durumu yaratıyor" şeklinde ifade etmişti.

IF Metall, grev bildirisinde sendikalaşmanın "iş barışı ve düzen" meselesi olduğunda ısrar ediyor. “Toplu iş sözleşmesi hem işçiler hem de işverenler için güvence sağlayacaktır. Anlaşma hem çalışma koşullarının hem de üretimin sürekliliğinin güvencesidir.” Malmö'deki atölyenin önünde bekleyen iki grevciye, bir süre sonra dört işçi daha katıldı. Yeni nöbetçiler Tesla çalışanı değildi. Satış, muhasebe ve sağlık iş kollarında çalışıyorlardı. Tesla işçilerine destek olmak için kendi işyerlerinden yarımşar gün izin aldılar.

Grev çadırının ülke genelinde yansımaları oldu. Tesla işçileriyle dayanışma içinde olan liman işçileri, kamyon şoförleri ve araç şarj istasyonu çalışanları Tesla'yı boykot etmeye başladı. Müzisyenler Sendikası’ndan Postacılar Sendikasına kadar pek çok meslek grubu IF Metall'in mücadelesine destek vermeye başladı. IF Metall Uluslararası İlişkiler Sekreteri Johan Järvklo’nun aktardığına göre "Liman işçileri gemilerde bekleyen araçları boşaltmayı reddediyor. Tesla artık araçlarını kamyonla ithal ediyor. Sendikalı işçiler Tesla için yedek parça üretmeyi bıraktı".

Grevcilere duyulan sempati İsveç sınırlarının ötesine yayıldı. Geçtiğimiz Aralık ayında Danimarkalı taşımacılık sendikası 3F Transport, araçları limanlarda bloke ettiğini duyurdu. Bunu Norveç'te Fellesforbundet ve Finlandiya'da AKT'nin benzer eylemleri izledi. Bu liste uzamaya devam ediyor. Mayıs ayının başında, beyaz yakalılar ve ofis çalışanları sendikası Unionen, Tesla'nın atölyelerindeki greve destek verdi. Bunun sonucunda denetim istasyonları Tesla araçlarına sertifika vermeyi bıraktı.

Tesla'nın Almanya'nın Grünheide kentindeki fabrikasında Alman metal işçileri sendikası IG Metall, 2024 yılının başında ilk kez işyeri konseyine girmeyi başardı. Ancak, sendika salt çoğunluğu elde edemedi. IG Metall yeni üyeler kazanmak için kampanyasına devam ediyor.

IF Metall, bu grevi sonuna kadar götürmeye kararlı. Järvklo, "Bu durum, işçilerin hakları ve hayati önem taşıyan pazarlık güçleriyle ilgili" diyor ve ekliyor: "Diğer şirketlere kötü örnek olmasını ve toplu sözleşmelerin reddedilmesini istemiyoruz."

SENDİKALIYIZ GÜÇLÜYÜZ

Sendikanın sekiz aylık mücadeleden sonra pes etmeye niyeti yok. İsveçli sendika, Almanya'daki müttefikleri IG Metall ve ABD'deki Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) ile birlikte mücadeleyi sürdürmek için küresel bir strateji konusunda görüşmeler yapıyor.

13 Haziran'da Tesla'nın yıllık hissedarlar toplantısında bir grup yatırımcı “şirket içinde örgütlenme ve toplu pazarlık özgürlüğüne saygı politikası” çağrısı yaptı. Bu öneri, çeşitli işçi sendikalarıyla birlikte kaleme alındı ama şimdilik teklif reddedildi.

Grev gözcüsü Janis’in B planı yok: "Bu toplu sözleşme için aylarca, hatta gerekirse yıllarca grevde kalacağım. Bunu kendimden çok, gelecek nesil için, onların iyi çalışma koşullarına sahip olması için yapıyorum."

Grev çadırında nöbet değişim zamanı geldiğinde Janis evine gitmeden önce, arabasıyla mağazanın önünden yavaşça geçiyor. Camları ve hoparlörleri sonuna kadar açarak “There is Power in a Union” şarkısını çalıyor. Billy Bragg'in punk rock şarkısı şöyle diyor: Sendikalıyız, Güçlüyüz!

www.equaltimes.org'dan çeviren: Kıvanç Eliaçık