Kadının hayatta kalan olması
Lily’yi canlandıran Blake Lively, karakterinin kırılganlığını ve gücünü eşit ölçüde yansıtamıyor. Oyuncunun her şeyi film ile uyumsuzdu.
Colleen Hoover'ın çok satan romanından uyarlanan Bizimle Başladı Bizimle Bitti (It Ends with Us), aşk, travma ve istismar döngüsünün karmaşıklığını irdeleyen dokunaklı bir anlatıyı beyazperdeye taşıyor. Film uyarlaması, edebiyattaki muadili gibi, bu zor temaları hassas bir empati ve gerçekçilik dengesiyle ele alarak güçlü ve duygusal açıdan yankı uyandıran bir deneyim sunmaya çalışsa da filmin görsel anlatımı ile hikâyenin teması arasında belirgin bir uyumsuzluk göze çarpıyor.
ANLATI YAPISI VE DUYGUSAL DERİNLİK
Hikâye, sorunlu bir geçmişe sahip genç bir kadın olan Lily Bloom’un (Blake Lively), karizmatik bir beyin cerrahı ile romantik bir ilişkisi etrafında şekilleniyor. Filmin anlatı yapısı, tıpkı romanda olduğu gibi, Lily'nin bugünü ve geçmişi arasında geçişler yaparak izleyicilere onun iç dünyasına dair bir kavrayış sunuyor. Bu yaklaşım, izleyicinin Lily'nin karakter evrimini ve duygusal yaralarını anlamasını sağlıyor. Film bu içsel savaşı duyarlılıkla yansıtmakta zorlansa da, gene de tam bir melodrama düşmeden hikâyeyi yönlendirmeyi başarıyor. Ancak film genel olarak tüm karakterlerinin psikolojik karmaşıklığını tasvir etmekte pek başarılı değil. Ana kadın karakterle ilgili tek beğendiğim yan; Lily’nin, sadece bir kurban olmaması, mücadele eden bir hayatta kalan olması oldu. Filmin kalbini oyuncu performanslarının oluşturduğu düşünülürse, Lily’yi canlandıran Blake Lively, karakterinin kırılganlığını ve gücünü eşit ölçüde yansıtamıyor. Kıyafetlerinden, dudaklarını ısırarak sempatik olmaya kadar oyuncunun her şeyi filmle uyumsuzdu. Oyuncunun nasıl göründüğüyle daha ilgili olma hali, karakterin duygusal derinliğini ve içsel mücadelesini anlatmanın önüne geçmişti. Tüm bunlar hikâyenin toplumsal mesajını eksik bırakmakla birlikte, hikâyenin duygusal etkisini de azaltan birer etkendi. Bu da, belki de başka bir oyuncunun katkısıyla çok daha iyi bir film olabileceğini hissettirdi. Justin Baldoni’nin canlandırdığı doktor Ryle karakteri ise cazibe ve altta yatan tehdit arasındaki ince bir dengeyle tasvir ediliyor. Oyuncu, hem sevgi dolu hem de son derece kusurlu bir adam olan Ryle'ın ikiliğini yer yer başarıyla aktarsa da çoğunlukla kafası karışık bir oyunculuk ortaya koyuyor. Lily'nin ilk aşkı Atlas Corrigan ise Ryle'a karşı bir denge unsuru olarak gayet iyi bir hizmet veriyor. Daha sağlıklı ve destekleyici bir ilişki olasılığını temsil eden Atlas karakteri, aktörün başarılı performansı ile Lily ile Ryle arasındaki temel çatışmayı gölgelemeden hikâyeye anlam katıyor.
TEMALAR VE SOSYAL YORUMLAR
Bizimle Başladı Bizimle Bitti filmi özünde, kadının istismar edildiği döngüyü kırmak ve kadının kendini savunacak cesareti bulmak üzerine bir hikâye anlatmayı amaçlıyor. Film, sevgi ve şiddetin trajik bir şekilde bir arada var olabildiği istismarcı ilişkilerin karmaşıklığını ortaya koymayı ve de istismarın nesiller boyu süren etkisine değinerek, geçmiş travmaların şimdiki kararları nasıl etkileyebileceğini araştırıyor olsa da nihayetinde bunu net bir amaç duygusuyla yapıyor gibi de pek gözükmüyor. Filmin en dikkat çeken sorunlarından biri, görsel anlatım ile hikâyenin temasının uyumsuzluğu. Boston’un güzel manzaralarını parlak görüntülerle süsleyen film, ele aldığı ciddi konuları özellikle de aile içi şiddeti yeterince etkili bir şekilde yansıtamıyor. Bu da filmi, duygusal derinliğe sahip bir dramdan ziyade, zaman zaman tansiyonu yükselen bir romantik drama dönüştürüyor. Kitabın içsel karanlığını yakalamak yerine, film daha çok yüzeysel bir dokunuşla yetiniyor. Romanın sunduğu sert gerçeklik, filmde daha steril ve yüzeysel bir şekilde ele alınıyor. Bu durum, izleyicinin Lily’nin yaşadığı zorlukların ağırlığını tam olarak hissedememesine yol açıyor ve film, bu önemli meseleleri sadece yüzeysel olarak ele alan bir yapıya dönüşüyor. Bizimle Başladı Bizimle Bitti hem iyileştirme yeteneği hem de zarar verme potansiyeli açısından sevginin gücünü vurgulayan, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve şiddet döngüsünü sona erdirmek için gereken cesareti düşündüren, izleyici üzerinde kısıtlı da olsa bir etki bırakan film. Filmi izlemek için sabırsızlanıyorsanız şu an hâlâ sinemalarda gösterimde. Eğer filmi evde izlemeyi tercih ederseniz, Sony Pictures tarafından dağıtılan filmlerin sinemada ve dijital ortamda yayınlanması arasında genellikle 45 gün geçtiği için çok fazla beklemeniz gerekmeyecek.