Kadınları suçlayan bakan, şiddetin politik tarafı
Yaşamı kazanmanın yolu bu politik tarafın ve ittifaklarının karşısında toplumsal mücadelenin örgütlenmesi ve feminist politikanın inşası.
Hande GAZEY - Psikiyatri Uzmanı
“Sosyal yardım alıyorlardı ama annenin yaşam tarzı ile alakalı, her şey de para değil.” (Özlem Zengin, Milletvekili)
“Tüm ikazlarımıza rağmen adam gelince kapıyı açan kadınlar öldürüldü.” (Ali Yerlikaya, İçişleri Bakanı)
Yapısal şiddet, politik iktidarla, o iktidarın gücünü kimin üzerinde uyguladığı ile ilgili bir mesele ve yukarıdaki cümleler aynı gücün yaşam hakkını da belirli/siz koşullara bağladığı fütursuz anlardan... Yukarıdan aşağıya örgütlenen şiddet, yaşamı, geleceği, geçmişi ve bağları hiçe sayar ve yok ederken; birlikte düşünerek eylemeyi de sınırlandırıyor. Elbette uzun bir sesi ve soluğu olan itirazla, isyanla baş edemiyor da. Yine de düşünme halinin sınırlanması olaylara refleksif yanıtlar vermemizle sonuçlanabiliyor. Üstelik, uzun bir mücadele birikimi olan ve dayanışma pratikleri üretmiş topluluklar/hareketler bile bu noktada sıkışabiliyor.
Dayanışma içerisinde bulunduğumuz koşulda ancak bir arada ayakta kalabileceğimizi, ihtiyacımız olan dilin ve ilişkinin, “ben de buradayım” diyen bir başkasının varlığından alınan gücü temsil ediyor. Kaçınılmaz, hayati ve dünyayı bizim için karşılaştığımız zorluklara rağmen yaşanabilir, değiştirilebilir ve umut edilebilir bir yer olarak kılabilir bir ortaklık. Dayanışma, bu özellikleri ile gündelik yaşamın içerisinde yeni ilişki zeminlerinin, yeni bir aradalıkların oluşmasına aracılık edebilir. Ama belirsizlik ve şiddetin norm olduğu ve dayanışmanın politik bir örgütlülük ve aidiyet ile buluşamadığı noktada ise sönümlenme, toplulukta çaresizlik ve hayal kırıklığı gibi sonuçlara doğru ilerleyen döngüsel tepkilere sıkışıp kalabiliyor.
Bize çizilmeye çalışılan sınırlar savunma hattının yaşamla bağdaşmaz olduğunu gösteriyor. O nedenledir ki yaşamı örgütlemenin bir eylemi olarak dayanışmanın örgütlülüğü, araçları ve yolları mücadelemizin gündemi.
Kadınları kapıyı açmak suretiyle öldürülmekle suçlayan bakan, faili cezasız ve fail karşısında kadını yalnız ve çaresiz, sosyal destekten ve kamusal politikalardan yoksun bırakan; söylem ve uygulamaları ile cinsiyet eşitsizliğinin dolayısıyla da şiddetin politik tarafı.
Yine çalışmak ve çocuklara bakmak arasında seçim yapmak zorunda olan kadını suçlayan milletvekili ise okullardaki beslenme sorunlarından özel hastane çetelerine; barınmadan beslenmeye tüm hakların hiçe sayıldığı yoksulluğun kişinin tercihi; soygun ve sömürünün kural olduğu şiddetin politik tarafı.
Yaşamı kazanmanın yolu bu politik tarafın ve ittifaklarının ve de her hamlesi ile normalleştirmeye çalıştığı şiddeti üreten eşitsizliklerin karşısında toplumsal mücadelenin örgütlenmesi ve feminist politikanın inşası.