Kamboçya’da var Türkiye’de yok, neden?
Her geçen gün artan yoksulluk en çok çocukları etkiliyor. Okul yemeği için bütçe ayırmayan ve tasarruf gerekçesiyle bu taleplere “hayır” diyenler, genel seçimlerden bu yana üçüncü kez özel meslek lisesi sahiplerine yüzde yüze varan oranda teşvik açıkladı.
Bu teşvik ne zaman yayınlandı? Mesleki ve teknik eğitim politika belgesiyle, organize sanayi bölgelerinde bulunan özel meslek liselerinin olduğu her yerde yatılı çocuk işçi yurtları yapılacağı, bu yerler inşa edilene kadar da kamu binalarının kullanılacağına dair açıklamanın hemen ardından yayınlandı. Aynı belgede, sermayeye teşvik ve desteğin sınırsızca sürdürüleceği de belirtilmişti. Patronlar istediğinde sınırsız hale gelen kaynak, nedense çocukların okul yemeği söz konusu olduğunda ortadan kayboluyor.
Yoksulluk, afetler, salgınlar en çok kadınları ve çocukları etkiliyor. İklim değişikliğine bağlı felaketler nedeniyle yerinden edilenlerin yüzde 80’inin çocuklar ve kadınlar olduğu tahmin ediliyor. Afetler, salgınlar ve yoksulluğun artışı, toplumda var olan eşitsizlikleri daha da keskinleştiriyor. Bu durum; çocuk işçiliği, erken ve zorla evlilik, cinsel ve fiziksel şiddet, sömürü ve istismar, tarikat gibi köktenci yapılara mecbur bırakılma ve öğrenim süreçlerinden kopma gibi riskleri artırıyor.
***
Salgın, deprem, yoksulluk... Ülkemizde çocuklarımız bunların hepsini yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Tarihin en büyük okul terkleri yaşanıyor. Yetmiyor, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) çocukların okul dışına çıkarılmasını teşvik için ayrıca bir yönetmelik yayınlıyor. Almanya’dan Fransa’ya, Kamboçya’dan Çad’a kadar, 418 milyon çocuk dünyanın birçok ülkesinde ücretsiz okul yemeğine ulaşabiliyorken, Türkiye’de iktidar bu konuda adım atmıyor.
Soru çok net: Kamboçya’da olan ücretsiz okul yemeği hakkı, ülkemizde neden yok? Cevap da soru kadar net ve açık: AKP, çocuk yoksulluğunu fırsata dönüştürüyor. Ne kadar okul terki, sermaye için o kadar ucuz işgücü. O kadar MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi), o kadar çocuk yaşta evlilik, o kadar tarikatlara mecbur bırakılmış yüz binlerce çocuk. AKP, bekasını çocuk bedenlerinin sömürüsü ve istismarı üzerine kuruyor.
14 Ekim 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelikle, MEB okul öncesi eğitimi ücretsiz olmaktan çıkardı. Bu düzenleme ile Diyanet ve tarikatlara bağlı 4-6 yaş Kuran kursları ve özel okul öncesi öğretim kurumları adres olarak gösterildi. Ayrıca, mevsimlik işçi olarak çalıştırılan çocukların okula kaydının ve eğitim sorumluluğunun kamu idaresinden alınması gibi değişiklikler de açıklandı.
Okul terkleri yalnızca örgün eğitimden çıkış verileriyle sınırlı değil, devamsızlık artışı da ciddi bir sorun. Örneğin, 2019 verilerine göre genel ortaöğretimde %25,1 olan devamsızlık oranı, mesleki ve teknik ortaöğretimde %40,7’ye kadar çıkıyordu. 2020’den bugüne MEB devamsızlık verilerini açıklamıyor. 8 Eylül 2023’de yapılan değişiklikle, devamsızlığı olan öğrencilerin kayıtlarının artık açıköğretim kurumlarına ek olarak MESEM’lere alınabileceği düzenlendi.
***
Siyasi iktidar, çocukları okuldan ve kamusal eğitimden koparacak her adımı kesintisiz sürdürüyor. Çocuğa, eğitime, okula düşman; sermayeye ise her dönem olduğu gibi sadık bir dost.
Okul yemeği, çocukların sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimini, akademik başarısını, okula hazırlığını artırmanın yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek, özel eğitime ihtiyaç duyan ve dezavantajlı tüm çocukların eğitime erişimini sağlamak gibi birçok önemli işlevi yerine getirir. Aynı zamanda, çocukların okuldan kopmaması için en temel kamusal önlemlerden biridir. Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, eğitim-öğretim yılının başlamasına sayılı günler kala MEB’e ve siyasi iktidara çocuklarımıza bir öğün ücretsiz okul yemeği talebini yineledi. Bununla beraber tüm toplumsal kesimlere birlikte mücadele çağrısı yaptı. İzmir’de de bugün okul yemeği koalisyonu sokakta, eylemde olacak.
Memleketimizin, çocuklarımızın, normalleşme safsatalarıyla ya da işlevsiz hale gelmiş mecliste yapılan gösteri siyasetleriyle kaybedecek bir dakikası bile yok. Açlık ve yoksullukla mücadele, çocuklarımızın omuzlarına yüklenmiş durumda. Bugün çocuklarımızın ve ülkemizin ihtiyacı, yaşamın her alanında ve kamusal eğitim ile okul yemeği mücadelesinde birleşik bir muhalefet örgütlemekten geçiyor.