Kampüslerden meydanlara bir yol uzanır
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Maltepe’deki mitingde yaptığı boykot çağrısında “Üniversite kampüslerindeki gençlerin gönlünü yapar ve oradan çekilirse, Espressolab’ları kantin olarak verirse, öğrenciler affettik derse o zaman affederiz.” sözleri, boykotun ekonomik olmanın ötesinde toplumsal-siyasal boyutunu ifade etmesiyle özellikle dikkat çekiciydi.
Bu kahve zinciri onlarca yıldır süren üniversitelerin kamusallığını gasp etme çabasının adı; kampüslere yerleşmiş, öğrencilerin bir zamanlar birlikte ürettikleri, tartıştıkları, dayanıştıkları alanları kurumsal ve tek tipleşmiş yapılara dönüştürmüş bir zihniyetin temsilcisi oldu.
Bu boykot ve rest çekiş mevcut olana itiraz kadar kamusal alan tahayyülünün yeniden demokratikleşmesi çağrısını içeriyor. Üniversitenin kime ait olduğuna, kim tarafından ve nasıl şekillendirileceğine dair bu tahayyül, daha geniş anlamda 19 Mart mücadelesinin çerçevesini de ifade ediyor. Kampüslerden sokaklara, meydanlara yayılan bu ortak tepki, demokrasiye yönelik özlemin bastırılamayacak kadar büyüdüğünün bir göstergesi.
***
Böylesi bir kitlesellik bir ilk; ama ne böyle bir boykot ilk kez gerçekleşiyor ne de böylesi bir tahayyül ilk kez ifade buluyor…Benzer bir boykot hikayesinin önemli bir örneği 2011 Aralık’ında Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmıştı. 2011’in Aralık ayında, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde bir değişim olmuş, “Çarşı Kantin” olarak anılan alanın yerine bir Starbucks şubesi açılmıştı. Ancak burası açılırken ne öğrencilere danışılmıştı ne de akademisyenlere. Alan sessizce el değiştirmişti. Öğrencilerin, bu durumun sadece bir kahve zincirinin kampüse girişinden ibaret olmadığını ilk fark etmeleri uzun sürmemişti...
Öğrencilerin Meltem Gürle’ye[1] atıfla sahiplenerek işgal alanına da taşıdıkları gibi bir kantin sadece bir kantin değildi.[2] Sayıları gittikçe azalan, tasarrufu öğrencilere ait kamusal alanlardan biriydi. Sermaye dolayımından muaf bir araya gelmenin yeriydi. Starbucks’ın açılışı, üniversitelerin maruz bırakıldığı daha geniş bir dönüşüm sürecinin adımlarından yalnızca biriydi. Hem öğrencileri müşteriye indirgemek anlamını taşıyordu hem de üniversitelerin kamusallığını gasp ediyordu.
Öğrenciler bu gasp teşebbüsünü, 2010’lu yılların toplumsal hareketlerinin başat karakteristiklerinden biriyle yanıtlamışlardı: Alanı mesken tutarak yeniden kamusallaştırmak. Bunun için film gösterimleri, sohbetler düzenlemişlerdi. Öğrenciler bu süreci yalnızca bir mekanın değil, üniversitenin ruhunun geri alınması için başlatılmış bir karşı-hareket olarak tarif ederek eylemlerini yaklaşık 80 gün sürdürmüşlerdi.
***
Nihayet Starbucks’ın kampüsü terk etmesi sağlanmıştı. Ancak tek hedef bu değildi. Öğrenciler Starbucks’ın kampüsten çıkarılmasının yanı sıra yemekhane fiyatlarının düşürülmesini ve nitelikli yemek sunulmasını; Starbucks’ın yerine öğrenciler tarafından kolektif işletilecek bir kantin açılmasını, ve bir de Öğrenci Merkezi talep ediyorlardı.
Gelgelelim üniversitelere yönelik bu ve benzeri tehditler üzerinden geçen on yıllara karşın durmak bilmedi, bilakis şiddetlendiği söylenebilir. Pek tabii tepkiler de durmadı ve onlar da artan bir şiddetle karşılaştı. Yine de hiçbir baskı, milyonlarca insanın kamusal ve demokratik alanlara duyduğu ihtiyacı gidermedi. Hiçbir baskı, nitelikli ve ucuz gıdaya erişim talebini; kantinlere, öğünlere, lokantalara duyulan ihtiyacı ortadan kaldıramadı.
Son üç-dört gündür BirGün gazetesine gönderilen öğrenci mektuplarında da bu ihtiyaçların güncel ve yakıcı biçimde yeniden dile geldiğini görüyoruz. İstanbul Üniversitesi, Galatasaray ve ODTÜ öğrencileri siyasal alanın üniversitelerdeki yansımalarına itiraz ediyorlar; yeniden “bizim” diyebilecekleri bir kamusal üniversite talep ediyorlar. “Biz müşteri değiliz.” diyorlar. “Biz öğrenciyiz.”
Son olarak, bu süreçte yalnızca anayasal haklarını kullandıkları için tutuklanan pek çok genç arkadaşımız var. Onları kucaklarken talebimizi bir kez daha yineleyelim: Tüm gençler bir an önce serbest bırakılmalı!
[1] https://www.birgun.net/makale/bogazici-starbucks-ta-senlik-var-15196
[2] https://altyazi.net/izliyorum/izliyorum-bogazici-universitesi-starbucks-isgali-2012/