Barınma hakkı, ekonomik kriz ve yaşadığımız depremle birlikte memleketin en yakıcı sorunu haline geldi.

Haftalardır Hatay’da kalabilmek için çırpınan depremzede bir arkadaşımız, en temel ihtiyaçları dahi hâlâ sağlanmaması ve çocuklarının eğitime erişim sorunu nedeniyle “Göçümüzü yüklüyoruz” diyerek az sayıda sağlam kalan eşyalarını da yükleyerek gözyaşları ile kentten ayrıldı. Hatay’da yaşadığı barınma sorunu nedeniyle göç etmek zorunda kaldığı şehirde de maaşının tamamına yakınını kira için verecek.

***

Hatay’da SOL Parti Dayanışma Gönüllüleri olarak mahallelerde, çadırlarda, seralarda bir araya geldiğimiz her buluşmada paylaşılanlar, belirsizlik ve muhatapsızlıkla birlikte her geçen gün artan bir sorunlar yumağına dönüşüyor.

Gazi Mahallesi’nde yaptığımız toplantıda bir depremzede sağlam olan evinin yakınındaki enkaz kaldırılmaya çalışılırken gözlerinin önünde iş makinesinin, yanlışlıkla olduğu söylenilerek, evini yıktıklarını paylaşıyor. Cimer’e, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bu durumu bildirmesine rağmen hiçbir sonuç, dönüş yok.

Deniz Mahallesi’nde iki katlı sıvası bile dökülmemiş bir eve yalnızca evin içi dolaşılarak ağır hasarlı raporu veriliyor. Aknehir’de ve çok sayıda mahallede bir araya geldiğimiz buluşmalarda her e-devlete girdiklerinde evin hasar durumuna ilişkin bilgilerin değiştiği paylaşılıyor. Örneğin önce az hasarlı olarak belirtilen ev sisteme bir sonraki girişlerinde ağır hasarlı eve dönüşüyor.

***

SOL Parti Ekoloji Çalışma Grubunun hazırladığı “Deprem ve Sonrasında AKP’nin Yıkımı ve Yeni Rant Planı” raporu kamusal barınma hakkı mücadelesinin ne denli yaşamsal olduğunun açık ilanı. Tarihi değerde bir rapor.

Deprem bölgesinde henüz daha can kaybı, yıkılan konut sayısı dahi belli değilken, enkazlar depremden bugüne iki aya yakın bir süre geçmesine rağmen kaldırılmamışken, güvenli olmayan, her an en ufak bir artçıda veya yoldan bir iş makinesi geçerken, bu olay Samandağ’da yaşandı, yıkılma tehlikesi olan yüzlerce binaya dair hiçbir önlem alınmamışken alelacele inşaat ihaleleri yapıldı.

Van depreminde yaptırdığı okul yıkılan şirkete Malatya’da deprem konutları ihalesi verildi. Kuzey ormanlarını yok eden Kalyon bölgede iki ilde dört bölgede toplu konut projeleriyle ödüllendirildi.

İstanbul’da afet toplanma alanına inşaat yapan Optimal, Adana ve Antakya’da deprem konutu inşa edecek.

Rize’de aynı Hatay’daki gibi riskli alana havalimanı inşa eden NKY Grup Kahramanmaraş’ta deprem konutu yapacak.

Deprem bölgesinde on binlerce kaybın sorumlusu olanlar, rantsal dönüşüme imza atanlar yaşanılan onca acıya rağmen bu yıkımın suç ortaklarına ihaleleri dağıtmaya devam ediyor.

Suç ortaklarına dağıtılan bu ihaleler gelecekte yaşanma olasılığı olan herhangi bir depremde bir kez daha on binlerce kayba ve anlatılması imkânsız acılara yol açacak.

***

Raporun sonuç bölümünde hangi adımların atılması gerektiği madde madde paylaşılıyor. Tek çözüm kamucu demokratik planlama...

Bilimi esas alan, alanın bilgisine sahip olan bilim insanları ile ve başta TMMOB olmak üzere demokratik kitle örgütleri ve halkla birlikte kamucu demokratik bir planlamayı hayata geçirmekle mümkün.

Deprem bölgesinde ilmek ilmek ördüğümüz olağanüstü bir dayanışmayı örgütlüyoruz. 24 saat sonra eşiyle birlikte kendi çabalarıyla yıkıntılardan çıkan bir arkadaşımızın kurduğu cümleler ise gücümüze güç katıyor:

“Bu olağanüstü dayanışmayı Hatay’da örenler, sizler gençler, kadınlar, emekçiler, devrimciler... Siz bir de bu memleketi yönetseniz her şey ne güzel olurdu.”