Google Play Store
App Store
Karaburun’a doğanın armağanı: Furma
Fotoğraf: BirGün

Nurhayat TALAY

Karaburun Yarımadası Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla, Seferihisar, Selçuk, Çeşme ve Karaburun ilçelerini içine alan Türkiye’nin en batısında yer alan bir bölge. Türkiye genelinde 189 milyon zeytin ağacı içinde sadece Karaburun’da özellikle de Eğlenhoca köyünde dalında hiç bir fermentasyon işlemi olmadan olgunlaşan bir zeytin türü yetişiyor. Yörede furma, bazı yerlerde ise hurma denilen bu zeytin türü doğanın Karaburun’a armağanıdır. Yöre halkı furma dediğine göre, bazı yerlerde hurma olarak bilinse de de ben yazımda furma ismini kullanmayı tercih ediyorum.

Furma sadece erkence zeytin türünde oluşuyor nedeni basit, çünkü erkence zeytinin tanelerinin kabuğu incedir. İnce kabuklu erkence zeytinleri üzerinde phoma oleae adı verilen bir tür yararlı küf mantarı oluşuyor. Ancak bu mantarın oluşması için sadece zeytin türünün uygun olması yeterli değil. O zeytin türünün toprağı, nemi, havası, denizden gelen sert kuzey rüzgârları gibi etkenlerin tümünün aynı anda oluşması gerekiyor. Bunun sonucunda da zeytin üzerinde phoma oleae adı verilen küllü görünümlü mantarın oluşması böylece zeytinin dalında olgunlaşması gerekiyor. Doğanın bu mucizesi sonucunda zeytinin çoğu Eğlenhoca köyünde olmak üzere yılda 100 ile 150 ton üretiliyor. Zeytin 18 ayda bir ürün verdiği için bir yıl 100 ton civarı ertesi yıl 150 ton civarı furma zeytin oluşuyor. Furma Girit’te ve Tunus’ta da birer ağaç türünde ancak çok az miktarda oluşuyor. Dünyada da başka hiçbir yere bu armağan verilmemiş.

Doğanın armağanı bu zeytin ne yazık ki ambalajlanma konusunda yaşanan sıkıntı, bilinçsizlik gibi nedenlerle İzmir dışında raflara taşınamıyor. Yüzlerce yıllık sepette şehir merkezinde bilinen noktalara kadar ulaşan bu zeytini sadece bilenler alıp tüketiyor. Zeytinin üzerindeki mantarın insan sağlığı açısından ne kadar olumlu olduğunu atadan kalma bilgilerle bilirken bugüne kadar üzerinde tek bir bilimsel araştırma yapılmaması son derece üzücüdür. Bu zeytini yöre halkı cam kavanozlara koyup, pipetle içindeki havayı emerek ağzını sıkı sıkıya kapatarak korumaya çalışıyor. Oysa son derece mantıklı olan bu yöntemi makinalaşma yoluyla daha kolay ve uzun ömürlü hale getirmek mümkün. İşte bu noktada yıllardır ne yapılacağını bilen ama yapamayanlara sık rastlarken Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan ile karşılaştım. İlkay başkan bir kooperatif kurulmasına öncülük etmiş. Bu kooperatifin furma zeytini ambalajlayarak dünyaya pazarlaması için harekete geçmiş. Kasım ayı başında düzenlediği Furma Festivali’ne Türkiye’nin en ünlü şeflerinden Mine Özmen, Urla’nın Michelin yıldızlı şeflerinden Handan Kaygusuzer ve Osman Sezener’i, dünyaca ünlü restoranlar zinciri sahibi şef Hüseyin Özer’i davet etti. Tabii furmayı tanıyanlar hemen âşık oluyor bu lezzete. Hüseyin Özer “Ambalajlayın ben tüm ürünü Londra’ya götürmeye talibim” dedi. İlkay Girgin Erdoğan furmayı ambalajlarken, pazarını da oluşturma yolunda ciddi adımlar atıyor. Kendisini yürekten kutluyorum.

Furma ambalajlanarak hiçbir tuzlama, salamura işlemine tabi tutulmadan önce Türkiye’ye ardından dünyaya ulaşabilirse ben üretimin de artacağını biliyorum. Çünkü Eğlenhoca köyünde 17 yıl yaşamış biri olarak biliyorum ki tonlarca zeytin pazara bile çıkmadan salamura edilerek tüm besleyici ve sağlık özelliklerini kaybetmiş halde evlerde tüketilmeye çalışılıyor.

Furmanın geleceğinin parlak olduğunu görmekten dolayı ben çok mutluyum. İnanıyorum ki doğanın bu yarımadaya en güzel armağanlarından olan furma, Başkan İlkay Girgin Erdoğan ile elele veren köylüler sayesinde gelecek yıldan itibaren raflarda Eğlenhoca Kooperatifi markası olarak yerini alacak.