Google Play Store
App Store

“Öyle çabuk geçiyor ki günler

hele sen de bir bak hayatına

yarın bitecek sanki her şey

yarın ölecek gibiyiz.”*

Nasıl üst üste geliyor her şey. Nasıl şirazeden çıkmış gibi akıyor günler. Nasıl akıl almaz, kalp dayanmaz şeyler oluyor. Örgütlü ve katıksız kötülük dur durak bilmiyor. Kötünün karşısında koruyucu, iyileştirici, yara sarıcı, adil ve adaletli olması gereken devlet bizim ülkemizde kötülüğün sürekliliği ve bir rejim haline gelmesi için işgal edilmiş durumda. Tüm ülke Dilan Polat’ın tahliyesiyle oyalanırken son birkaç günün satır başlarından hayatımıza bakalım.

İlhan Sami Çomak; 30 yıl önce 21 yaşındayken hakkında hiç somut delil olmamasına ve üzerine atılan suç sırasında başka yerde olduğunu ispat etmiş olmasına rağmen müebbet hapis cezasına çarptırılan bir üniversite öğrencisiydi. Kötülüğün çaldığı hayatının 30 yılını dört duvar arasında ve işkencelerle, mobinglerle geçirdi. Cezası bitti ve önceki gün serbest bırakılması gerekliydi. Daha önce denetimli serbestlik hakkı da ihlal edilen İlhan Sami Çomak’ın serbest bırakılması “ıslah olmadığı” gibi saçma sapan bir gerekçeyle üç ay ertelendi. Eğitim hakkı, özgürlüğü, gençliği elinden alınmasına karşın hayatı tüm renkleriyle ve canlılığıyla bize anlatan,  iyimserliğiyle, onurlu duruşuyla, yenilmezliğiyle, direnişiyle kendisi bir şiir olan İlhan kötülüğe şiirle direndi. Şiirleri sınır ötesine taştı. İyi bir şair oldu. İlhamını içindeki iyilikten ve kötülüğe karşı hiç yenilmeyen insanlığından aldı. Şimdi çoktan ortadan kaldırılan hukukun kötülüğe hizmetiyle bir kez daha sınanıyor. Olsun! “Biz gölgeden de geçiririz ışığı.”*** Bekliyoruz sevgili İlhan. “Tek iklimde toplayacağız hayatı!”*** Çünkü sen varsın, çünkü sen iyiliği şiirine dokuyor, yarın ölecekmiş gibi hisseden bizlere dayanma gücü olup akıyorsun.

İlhan Sami Çomak’ı ‘ıslah edemediğini’ düşünen kötülük ülkemizin en aydınlık sanatçılarından Suavi’nin konserini basan vahşileri islah etmeyi aklından bile geçirmedi. Sanatçıyı, konseri izlemeye gelenleri korumaktan özellikle kaçındı. Saldırganları ‘nazikçe’ uzaklaştırmaya bile kalkışmadı.

İslah edilemeyen cehalet ülkenin dört yanında izmaritiyle, batasıca mangalıyla, ormanlara attığı çöpleriyle başta İzmir olmak üzere birçok yerde yangınlar çıkardı. Asla öğretilemeyen kurallara uymayanlar bu yangınlarla sayısız kez sayısız can aldı. Kötülük, pişkin pişkin “Can kaybı yok” açıklamasını yaptı. Oysa binlerce hektar orman yok oldu. Binlerce canlı yanarak, boğularak öldü. Kurtulanlar yersiz, yurtsuz, yuvasız kalarak ölüme terk edildi. İnsanlar evsiz ve işsiz kaldı. Yasaklara uymayanlar cezalandırılmadığı gibi yangına müdahale etmeyen, keşif yapmayan, ilk müdahaleyi geciktiren Orman Genel Müdürlüğü izlemeyi yeğledi. Bakanlar belediye başkanlarıyla görüşmedi. Devlet belediyelerin ihtiyacı olan itfaiyeci kadrolarına izin vermedi. Buna rağmen mangal yasaklanmadı. Yanan alanların imara açılmasına engel getirilmedi. Yangın söndürme uçağı almayan, yangına müdahale konusunda muhtaç konumda olan devlet Diyanet’e ve Saray’a bütçe akıtmaya devam etti. Mücadele edilmeyen, bütçe ayırılmayan iklim krizi tarihin en sıcak yazını yaşatırken, şiddetli esen rüzgâr ne hikmetse aynı anda İzmir’de birbirinden uzak ve alakasız 7-8 farklı ilçe ve semtte aynı gün aynı dakikalarda kıvılcım tutuşturur ya da yangının tam söndüğü akşam saatlerinde yeniden alevlenirken etkin soruşturma da yürüten olmadı. Göstermelik bir iki gözaltı her zaman olduğu gibi marifet gibi haberleştirildi.

Seçilmiş milletvekili Can Atalay için AYM’nin vermiş olduğu karar usulsüzce, hukuksuzca ve yetkisizce mecliste oylamaya açıldı ve karar uygulanmadı. Anayasa açıkça ihlal edildi. Kötülük rejiminin vekilleri kürsüde konuşma yapan bir diğer milletvekiline, Ahmet Şık’a saldırdı. İktidar Partisinin ‘İnsan Haklarından Sorumlu’ MKYK üyesi ve ‘hukukçu’ Ceren Tuncer şiddeti olumlayarak Kurtlar Vadisi müziği eşliğinde saldırı anını paylaşarak “gereğini yaptı kral!” açıklamasını yaptı. Kralın reisi gururlandı. Sokaklarda kol gezen şiddet böylece mecliste örnek gösterilip alkışlanarak sokakta bir kez daha teşvik edildi. Muhalefetin insan haklarından sorumlu bir MYK üyesi bile yoktu, zaten ana muhalefetin lideri Özgür Özel de yumruğu atanla şiddet göreni eşitleyerek kınadı.

Daha çok köpek toplatılsın ve öldürülsün diye “köpekler insan yedi” ihbarı yapıldı. Otopsi sonuçları cinayeti işaret ederken birileri faili meçhul bir insan bedenini köpek katliamı için vicdansızca suistimal etti. Öyle ki sırf bu ihbar için bir “ittaparı” öldürdükleri söylense inanmamak için sebebimiz yok. Köpekleri öldürmeyen belediyelere soruşturma açılarak hapis cezası verileceği ilan edildi. Sayısız köpeğe işkence edildi, sayısız köpek öldürüldü. Kötülük göz açtırmadı ve alkışlandı.

Tüm bunlar olurken iyilik kötülüğe direnmeye devam ediyor, edecek elbette. İyiliği örgütleyenlerden yana bir duyuruyu paylaşmak istiyorum sizlerle. İzmir Büyükşehir Belediyemiz bugün Kültür Park’ta Patili Perşembe adlı bir etkinlik başlatıyor. Yangından kurtarılan ve vahşilerin yasasından kaçırılan dostlarımızı sahiplenmek için bugün saat 11.00’de Küçük Hayvan Polikliniği yanındaki Gül Bahçesi’nde bir hayat kurtarabilirsiniz. Hayatınıza neşe katabilir vefalı ömürlük bir dost edinebilirsiniz. Kentinizdeki barınaklara giderek yuvanızı bir cana açabilirsiniz.

Bir küçük başlangıç olsun. Büyük kötülükle mücadele için hepimizin bir konuda bir yerde bir şeyleri değiştirebileceğini hatırlayalım. Bir de şairlere, şiirlere kulak vermekten vaz geçmeyelim. Ataol Behramoğlu Düello şiirinde sorar bize; “İyilik ve kötülük bir düelloda karşılaşsalar kim kazanır dersiniz?”

“İyilik ve kötülük bir düelloda

Karşılaşsalar kim kazanır dersiniz?

Korkarım kazanan bu çatışmada

Kötülük olur diyeceksiniz.

Çünkü o zalimdir, kıyıcıdır,

Acımasızdır, hilebazdır;

Yalnız da değildir üstelik,

Çıkar ortakları vardır.

İyilik ise buna karşılık

Tek başınadır genellikle;

Kötüyü kanıksar gibidir artık,

Boyun eğmese de bütünüyle.

Oysa kötülük durmaksızın

Yaşamı kemirip çürütmektedir;

Bu geri dönüşsüz yok edilişin

Durdurulması gerekir.

Kuşkusuz kötüyle savaşım

Onun silahlarıyla yapılamaz;

İyilik bunu istese bile

Kötü olmayı başaramaz.

Öyleyse bir tek şey var yapılacak,

Bu, iyilerin birlikteliğidir.

Amansız kötülüğü ancak

Örgütlü iyilik alt edebilir.”**

*Özdemir Asaf / Bugün ve bugün şiirinden alıntıdır.

**Ataol Behramoğlu /Düello

***İlhan Sami Çomak / Kedilerin Yazdığı İlahi – Tek İklim