Google Play Store
App Store
Kendi olmak için yollara düşmek

Gökhan Yavuz DEMİR

Herkes sizden bir şeyler olmanızı ister. Herkesin, anne-babanızın, akrabalarınızın, dostlarınızın, öğretmenlerinizin sizin kim olmanız gerektiği veya kim olduğunuzla ilgili mutlaka fikirleri vardır. Kimine göre doktor olmanız gerekir, kimine göreyse avukat; kimine göre müzik kulağınız vardır, kimine göreyse voleybolcu olacak kadar atletiksinizdir; kimine göre size uzun saç yakışıyordur, kimine göreyse kısa; kimine göre daha fazla ders çalışmalısınızdır, kimine göreyse daha uslu olmalısınızdır. Onlara istediklerini vererek, onların arzuladıkları kişi olarak, çevrenizdekileri çok mutlu edeceğinize şüphe yoktur. Fakat başkalarının istediği kişi olduğunuzda, ne kadar kendiniz olabilirsiniz veya başkalarının olmanızı istediği kişi, ne kadar sizin olmak istediğiniz kişidir?

Bazıları bu soruları dert edinip inatla kendilerine dayatılan kişilik modellerine uymayı reddeder. Fakat çevrenizde bu kadar çok insan sizden ısrarla kendi istedikleri kişi olmanızı isterken, onlara rağmen kendi olmak ve kendi olmaya çabalamak çok güç ve hayli cesaret isteyen bir iştir. Josep L. Badal’ın yazdığı, Zuzanna Celej’in resimlediği ve Emrah İmre’nin Türkçeye tercüme ettiği ‘Googol - Bir Keşif Yolculuğu’nun kahramanı Googol bütün bu güçlüklere göğüs gererek kendisi olma cesaretini gösteriyor ve ‘kendi olmak’ gibi zor bir arayışın peşinde yollara düşüyor.

Googol’ün ilk sıkıldığı şey, birilerinin durmaksızın kendisine ne yaptığını, nereye gittiğini, yemek yiyip yemediğini, büyüyünce ne olacağını, yaşını, kız mı erkek mi olduğunu, kakasını yapıp yapmadığını sorması oluyor. Bu ve benzeri sorulardan bunalan Googol, derin bir nefes almak için kendisini yollara atıyor ve o güne kadarki bütün hayatını geride bırakıyor. İyi yolculuk hikâyelerinin hepsinde olduğu gibi Googol de bu yolculukta dünyayı kendi gözleriyle tecrübe ederek hem hayatın çok renkliliğini hem de kendisini keşfediyor. Yol, her zamanki gibi yolculuk esnasında yolcuyu, yola çıkan kişiden başka bir kişiye çeviriyor. Googol de yolculuğu esnasında, yolun, kendini dönüştürmesine izin veriyor ve yolculuğundan yepyeni bir Googol, artık kendisi olan bir Googol inşa ediyor.

Adını sorduklarında, herkesin bildiği isimlerden birini, meselâ Ayşe, Ahmet, John, Clara vb bir isim söylemek istemiyor. Adının Googol olduğunu söylemeye karar veriyor, çünkü Googol başkalarının istediklerini değil kendi istediklerini yapmayı seviyor. İyi de Googol ne demek, böyle isim olur mu hiç! Googol sadece kahramanımızın değil, aynı zamanda çok büyük, neredeyse sonsuz bir sayının adıdır ve 10100 diye yazılır. Kendisi olmak isteyen Googol böylece adını da kendisi seçer.

Googol yolculuğu esnasında önce, yürümeyi keserse dünyanın dönmesinin duracağına inanan bir kaplumbağayla karşılaşır. Daha sonra yolu ‘Mundus Mundibulus’a, yani ‘Temiz Dünya’ya düşer; fakat orada da çok soru vardır. ‘Theatrum Mundi,’ yani ‘Dünya Sahnesi’ndeyse yegâne seyircilerini kaybetmek istemeyen tiyatroculardan bir kazla beraber kaçarlar. Googol bu yolculukta tanıştığı Kızılgerdan kuşundansa hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda ya onu değiştirebileceğini ya kabul edebileceğini veya kaçabileceğini yahut da aynı anda üçünü yapabileceğini öğrenir. Nihayet yolda karşısına çıkan bir balonun sepetine binen Googol, yolculuğuna bundan sonra gökyüzünde devam eder. Balonu havada süzülürken Googol başka pek çok balonla karşılaşır. Bu balonların hepsi birbirinden başka ve birbirinden farklıdır. Böylece Googol ilk defa kendini evinde hisseder ve bunu çok sever. Romantik şair Novalis’in “Bütün dönüşler yuvayadır” sözünü hatırlatırcasına, evini terk edip yollara düşen Googol, yolculuğunun sonunda yuvasına varmıştır.

Bu hayatta aslında herkes kendi yolculuğunu yapar; yani hepimiz kendi balonumuzda kendi kitabımızı yazarız. Badal’ın bu enfes kitabı bize sadece Googol’ün hikâyesini anlatıyor. Kaçmayan ve kabul etmeyen ama hayatını değiştirmekten de korkmayan ve sonunda kendisi olabilen Googol’ün hikâyesinin okurları olarak şimdi biz de kendi yolcuğumuza çıkmalı ve kendi hikâyemizi yazmalıyız.