“İşçi sınıfının, emekçi halkın bu felaket iktidarından kurtulmak ve insanca yaşanacak ülkeyi kurmak için yürüyeceği bir yolu var. Bu yolun ilk aşaması felaket iktidarını kara deliğe fırlatmak. 2023 1 Mayıs’ında işçi sınıfının yüzyıllardır direnerek kazandığı, çaldıkları her şeyi geri almak ve üretenler yönetecek demek için örgütlenerek alanlara akma, sesi yükseltme zamanı”

Kendi yolumuzda yürüyerek kazanacağız!

Yazı Dizisi - Sınıf ayağa kalkarken 1 mayıs
Hazırlayan: Dilan ESEN

İlknur Başer*

Cumhuriyet tarihinin beşte biri emekçi düşmanı iktidarla geçti. AKP iktidarı boyunca işçi sınıfının yıllardır mücadeleyle kazandığı hakları işçi sınıfını parçalayan ve rıza üreten politikalar ile örgütsüzleştirilerek birer birer gasp edildi. 2022 Temmuz ayında açıklanan yüzde 14,26 sendikalaşma oranı örgütlenmenin dibe vurduğunun göstergesi ki bu rakamın analizine ve güdümlü sendikalaşma oranlarına dahi girmiyorum.

Neoliberalizmin toplumu bireycileştirerek parçalaması, performans, esnek-uzun çalışma süreleri ve yeni iş örgütlenmesiyle emekçinin emeğine, çevresine yabancılaşması derinleştirildi. AKP’nin siyasal İslamcılık ve milliyetçilik üzerinden rıza üretme politikaları örgütlenmeyi gereksizleştiren, çalışma koşullarına şükür, işçi cinayetlerini kader diyerek kabul üreten politikalar işçi-emekçilerin önüne sunuldu.

İşsizlik, göç, toplu sözleşme ve grev yasakları, kayıt dışı istihdam ve baskıcı politikaların karşısında sendikal örgütlenmelerin çıkmazları ve bürokratik yapıları nedeniyle bütünlüklü karşı duruş gösterilemedi. Tabii ki tarımda yaratılan tahribat, özelleştirmelerle şirketleştirilen kamu hizmetleri, emperyalizme bağımlı politikalarla bir bütün olarak emekçi halk yoksulluk, işsizlik, geleceksizlik kıskacına sokuldu. Cumhuriyet tarihinde 1980 darbesi sonrası yapılan özelleştirmelerin yüzde 86’ı AKP’li dönemde yapıldı (Kaynak; Aziz Çelik) ve bu özelleştirme, rant politikaları ile şirketleştirilen kurumlar 6 Şubat depreminde halkı enkaz altında bırakıp ölüme terk etti. Kızılay’dan, AFAD’a, sağlıktan, eğitime tüm kurumların şirketleştiği, tarikat-cemaatleştiği ve liyakatsiz yandaşlığın elinde çöktüğü tüm çıplaklığıyla ortaya serildi. Tüm toplum sermaye yanlısı, din bezirgânı iktidarın yarattığı felaketlerin bedelini asgari yaşam ve ölümle ödemek zorunda bırakıldı.

Ancak bu böyle gitmez, gitmeyecek! İşçi sınıfının, emekçi halkın bu felaket iktidarından kurtulmak ve insanca yaşanacak ülkeyi kurmak için yürüyeceği bir yolu var.

Bu yolun ilk aşaması felaket iktidarını kara deliğe fırlatmak. Tek adam rejiminden kurtulmak için; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adam rejimine karşı tek adayla seçimin ikinci tura bırakılmaması önemlidir. Bu da Saray rejiminin her türlü algı, manipülasyon ve kurgusunu boşa düşürerek mümkündür.

EMEKÇİLERİN GÜCÜYLE TERSİNE ÇEVRİLİR

Bugün siyasi lider ve milletvekillerin laf atışmaları, sanal gündemler, düşmanlaştırma, din, milliyetçilik söylemleri, ağza bir parmak bal çalma rüşvetleri, sosyal medya popülerliği üzerinden giden siyasi atmosfer çarkını işçiler emekçiler örgütlü gücüyle kendine çevirebilir.  Yolun önemli bir aşaması da budur. 2023 1 Mayıs’ında işçi sınıfının yüzyıllardır direnerek kazandığı, çaldıkları her şeyi geri almak ve üretenler yönetecek demek için örgütlenerek alanlara akma, sesi yükseltme zamanı. Hayatı üreten emeğimize, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için felaket iktidarını göndereceğiz, haklarımız içinse örgütleneceğiz. Bunu bugünkü çürümüş, halka yabancı siyasi şovları seyrederek değil, yol yürüyerek yapacağız. İşçi sınıfı ancak ve ancak kendi yolunda yürüyerek kazanabilir. SOL Parti’nin Bursa milletvekili adayı tekstil işçisi Emel Didir’in kürsüde söylediği gibi: “İşçi olarak bugüne kadar öğrendiğim bir şey var; mücadele etmeden hiçbir şey olmuyor! İnsanca yaşamak için SOL Parti’den adayım.” İzmir ikinci bölgeden SOL Parti milletvekili adayı Soma madenlerinde çalışmış Ercan Çetinyılmaz ise “Soma 301 işçi cinayetine kader fıtrat diyenlerden hesap sormak için adayım. Bu baretin altında işçi sınıfının görülmemiş hesabını görmek için SOL’dayım” diyor. Evet işçi sınıfı, emekçiler bu sömürü çarkına karşı örgütlü gücüyle mücadele ederek geleceğini ellerine alabilir. İşçi sınıfı, emekçi halk adına siyaset yapanlarla değil, öz gücüyle değiştirip, sosyalist bir ülkeyi kurma yolunda iktidara yürüyebilir. Bugün halka siyaset diye dayatılan neoliberal kapitalist düzeni, yozlaşmış, çürümüş her şeyi ters-yüz etmek siyaseti toplumsallaştırmak için Cumhuriyet tarihinin kritik seçimlerinde emek düşmanı felaket iktidarını işçiler, emekçi halk yenecek! İşçi, emekçi halkın kanını emen, halk düşmanı, kadın düşmanı bu sermaye sevicilerinden hesabı tek vücut olarak soracağız. 1 Mayıs alanlarındaki kitleselliğimizle, kuşandığımız özgüvenimiz, öz gücümüzle yürüyeceğiz üstlerine. Çünkü biz işçiyiz, emekçiyiz, halkız, milyonlarız. Onların örgütlü gücümüzden korktuğu milyonlarız. Korkuyorlar. Yenilince terk edecekleri saraylarda yaşadıkları lüks hayatın bitmesinden, mafya-çete-sermaye üçgeniyle yürüttükleri düzende, işledikleri suçların hesabının sorulmasından korkuyorlar. O nedenle yürüttükleri reklam kampanyalarında kendilerinden vazgeçme eğiliminde olan halka; ‘insan sevdasından vazgeçer mi’ diye sesleniyorlar. Bayrak, vatan, din söylemlerini yükseltiyorlar.

FELAKET İKTİDARI YENİLECEK

Bu felaket iktidarını yeneceğiz. Soma’da, Kozlu’da, Amasra’da, inşaatlarda, fabrikalarda, tarlada, işyerlerinde işçi cinayetlerinde katledilmemek için yeneceğiz. Ve kuracağız. Yeni-Çeltek maden işçilerinin, yörede yaşayan halkla birlikte yönetme deneyimleri gibi deneyimleri çoğaltarak geleceğin nüvelerini bugünden yeşerterek kuracağız. Emekten yana, işçiden yana, kadından yana bir ülkeye yelken açalım. Yürüyelim yolumuzdan. Yürüdükçe kazanacağımız koca bir hayat bizi bekliyor. 1 Mayıs alanlarında doğacak güneşi selamlamak için buluşalım.

*SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi