Ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde yoluna kayıpsız devam eden, artık bir voleybol efsanesine dönüşmeye başlayan kaptanı Tijana Bošković ile sözleşme yenileyen Eczacıbaşı, üzerine bir de net “El Clásico” galibiyeti ekleyerek taraftarlarını adeta bulutların üzerine çıkardı.

Kendini iyi hisset takımı: Eczacıbaşı

Vakıfbank - Eczacıbaşı derbisinin skor tabelasına bakarsanız, 3-0 biten maçın setlerinde belli bir oranda çekişme olduğunu düşünebilirsiniz, fakat karşılaşmayı salondan veya ekran başından izleyenler için durum pek böyle değildi. Tabii bunda, Vakıfbank’ın sezon başından bu ana kadar getirdiği sorunların büyük etkisi var. Buna bölümün sonunda birkaç tarihsel veri ile değineceğiz. Aslında hücum ve savunmada birkaç yüzdeye baktığınızda maçın fotoğrafını da çekmiş oluyorsunuz. Vakıfbank’ın 2 smaçörü (genelde servis karşılama yüzdesi oldukça iyi olan) Gabi Guimares ve Kara Bajema maçı yüzde 44 ve yüzde 55’lik servis karşılama oranları ile bitirdiler. Buna karşılık rakip Eczacıbaşı’nın aynı pozisyondaki 2 oyuncusu Irina Voronkova ve Hande Baladın’ın oranları yüzde 62 ve yüzde 74’tü, hatta bu ikilinin mükemmel manşet oranı yüzde 50’yi zorluyordu. Belirtelim Voronkova, lig genelinde yüzde 61’lik servis karşılama oranı bu alandaki lider, Hande de ilk 10’un hemen dışında. Böyle olunca Vakıfbank’ın rakibine karşı iyi organize edilmiş hücumlar yapabilmesi, son zamanlarda, ancak istediği topları alabildiğinde hücum yüzdesini yükseltebildiği konuşulan Paola Egonu hesaba katıldığında, oldukça zor bir durum halini aldı. 4 kez bloklanan Tijana Boskovic buna rağmen yüzde 59’luk bir hücum performansı ile oynarken, bloklanamayan Egonu ancak yüzde 44’te kalabildi. Sonuç olarak maçta rakibine 5’e karşı 9’luk bir blok üstünlüğü sağlayan Vakıfbank’ın bu file üstü performansı da etkisini kaybedip gitti. Maçın sayılardan ve oranlardan bağımsız olarak psikolojik havası, Vakıfbank’ın, kırılma anlarında asla Eczacıbaşı’nı alt edemeyeceği mesajını verdi. Nitekim setlerin tümünde, Guidetti’nin takımı önde olan rakibini yakalama fırsatlarını ele geçirdi, hatta bazen skor olarak da yakaladı, ancak Eczacıbaşı iplerin elinden kayıp gitmesine asla izin vermedi. Bu, sezonun geneline yayılmış, namağlupluğun da getirdiği bir güven elbette.

Vakıfbank, o zamanki ismi Vakıfbank Güneş Sigorta iken 2011-12 sezonunda normal sezon içinde, Fenerbahçe’ye ve Eczacıbaşı’na 2’şer kez olmak üzere toplamda 4 defa mağlup olmuştu. O sezondan bu yana 3 kez mağlup oldukları sadece 1 sezon var, 2017-18 sezonu. İçinde bulunduğumuz sezonda şimdiden 3 mağlubiyete ulaştılar ve son 10 yıldaki en kötü normal sezon performansını egale ettiler. Önümüzdeki 3 haftada Nilüfer Belediyesi ve Türk Hava Yolları ile maçları olduğu düşünülürse, çok da kolay bir fikstürle karşı karşıya değiller. Şöyle bir not düşelim, o 2017-18 sezonunun sonunda Eczacıbaşı ile 5 maçlık bir seri oynayarak şampiyon olmuşlardı, zira Naz, Gözde, Zhu Ting, Sloetjes, Rasic, Robinson’ı barındıran kadro geri dönüşü başarabilmişti. Şimdi ise kadro bu geri dönüşü yapabileceği mesajını vermiyor, çünkü Guidetti’nin takımının orta oyuncu ve liberoyu kısmen bir kenara bırakırsak, tüm köşe oyuncuları ve pasör pozisyonunda kişisel formsuzluk veya uyum sorunundan kaynaklanan problemleri var. Geçtiğimiz yıl bu zamanlarda, Egonu transferi giderek ciddileştiğinde hemen herkes, sezonu 5 kupa ile bitirmeye emin adımlarla giden Vakıfbank’ın, Egonu’nun gelişi ile durdurulamaz olacağını ve kupalarda zorlanmaya bırakın, doğru dürüst mağlubiyet dahi almayacağını konuşuyordu. Bugün gelinen nokta, Egonu ile ilgili kafalarda yer alan birkaç şüphenin tümünün gerçekleşmesini göstermesi açısından oldukça ders verici. Transferleri, takımla sahaya koydukları performansı göstermeden değerlendirmenin çok sağlıksız olduğunun sayısız kanıtından bir başkası. Tabii bu tablo, Guidetti’nin gelecek sezon yeniden bir yapılanmaya gideceğini düşündürüyor ve bu işi 2 sezon üst üste yapacak olması, elbette sadece yeni gelecek oyuncuları değil, kalacak oyuncuları da etkileyecektir.

Eczacıbaşı Baharı Erken Getirdi

İşin Eczacıbaşı tarafında ise birçok şey yolunda gidiyor. Takım, Fenerbahçe ve Vakıfbank’ın ligde aynı anda mücadele etmeye başladığı 2004-05 sezonundan beri ilk kez, bu takımlarla oynadığı 4 derbiyi de 3-0 kazandı. Maçların 4'ünü de en son kazandığı yıl ise 2006-07 Play-Off Final Grubu'ydu ancak o zaman Fenerbahçe maçlarında rakibine set vermişti. Şimdi ise firesiz bir derbi performansı verdiler. En son bir takım Sultanlar Ligi normal sezonunu namağlup bitirdiğinde 2012-13 sezonuydu ve Vakıfbank bu apoleti takmıştı. Hatta bunu 1 önceki sezon da Fenerbahçe başarmıştı, ama eklemek lazım, o 2 sezonda lig 12 takımdan oluşuyordu. Yani Eczacıbaşı, normal sezonu namağlup bitirirse bunu 26 maçlı bir ligde yapmış olacak. Eczacıbaşı’nın tüm maçlarını kazandığı son sezon için ise 21 yıl öncesine gitmemiz gerekiyor. 2001-02 sezonunda 26’da 26 yapmışlardı. Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali’nde tablonun alt tarafında, diğer favorilerden kaçan, super yıldızı Tijana Boskovic ile sözleşme yenileyen kulüp bahara, kendi baharını yaşayarak giriyor.

At Nicoletti’ye ve Sigorta Shop

Efsane İngiliz futbolcu Gary Lineker’in Almanya için söylediği sözden esinlenirsek, “voleybol 12 kişinin 1 topu yere düşürmediği ve sonunda Sarıyer maçlarının 5 sete gittiği bir oyundur” diyebiliriz. Haftanın en zevkli mücadelelerinden birinde Sarıyer, ilk 4 sıra için hala ufak da olsa bir şansı olan Nilüfer Belediyesi’ni konuk etti. Setlerde 2 kez yenik duruma düşen ev sahibi, özellikle 4 setin sonuna doğru farkı açmışken, o sırada kısa süre için oyuna girmiş pasörü Defne Polatdemir’in şanssız sakatlığı sonrası saha içi konsantrasyonunu biraz kaybetse de bunun ardından hızını hiç düşürmeyecek şekilde gaza bastı ve maçı kazandı. Bunda, tecrübeli pasörleri Merve Tanıl’ın özellikle maçın son bölümünde kullandığı servislerin de etkisi büyük oldu. Sarıyer’de Chatchu-on ve Drewniok toplam 42 sayı üreterek galibiyette büyük pay sahibi oldular. Heynen’in takımı için artık ilk 4 gerçekleşmeyecek bir hayal diyebiliriz. Sarıyer Belediye geçen sezondan beri 16. 5 setlik maçını oynadı, bu her 3 mata 1 5 setlik maç oynuyorlar demek. Bu arada aşil tendonunun koptuğu açıklanan Defne’ye de büyük geçmiş olsun diyoruz.

Haftanın altın galibiyetini ise son 4 haftada 4 galibiyet alan Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin serisine, deplasmanda son veren Sigorta Shop aldı. Hem 7 maçlık mağlubiyet serisini sonlandırdılar, hem de Bolu Belediyesi’nim mağlup olduğu haftada kazanarak küme düşme hattından 2 maç uzak duruma geldiler. Bu maçın en çarpıcı istatistiği Aydın’ın İtalyan oyuncusu Anna Nicoletti’nin tam 85 hücum yapmasıydı. Maçı 40 sayıyla bitiren İtalyan oyuncunun ulaştığı sayı çok büyük sürpriz değil, fakat 85 hücum tartışılabilecek bir rakam. Hatta Nicoletti ve Sara Lodo maçta toplam 129 hücum yaptılar. Sahada bulunan diğer oyuncuların yaptığı hücum sayısı 64, yani bu 2 oyuncunun yarısından da azdı. Bu, özellikle yerli – yabancı oyuncu ve aldıkları top açısından uzun süredir tartışılan ve farklı fikirlerin ortaya konduğu bir konu. Bu arada Sigorta Shop’un 3 hafta sonra kendi evlerinde oynayacağı Bolu maçı yüksek ihtimalle, ligden, İlbank dışında düşecek 2. takımı belirleme adına hayati bir öneme sahip olacak.

Haftanın Takımı: Eczacıbaşı, Sigorta Shop

Haftanın Oyuncusu: Polina Rahimova (Kuzeyboru), Ana Cristina (Fenerbahçe)

Haftanın Maçı: Aydın Büyükşehir Belediye 2 – Sigorta Shop 3

Haftanın Antrenörü: Ferhat Akbaş, Dehri Can Dehrioğlu