Kıbrıs’ta Süleymancılara dava açıldı
2024 yılı bütçe görüşmelerinin yapıldığı TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 yılı itibarıyla geçerli olan 10 protokolün tarikat ve cemaatlerle imzalandığını söylemişti. Bakan Tekin’e göre, muhalefetin tarikat ve cemaatler dediği bu yapılar aslında eğitim alanındaki hizmetleriyle ‘çocukların dağa çıkmasını’ engelleyen birer sivil toplum örgütüydü. Bu STK tanımlaması, yıllarca eğitimde örgütlenmesine göz yumulan Fethullahçıların darbeye kalkıştığı bir ülkede, oldukça iddialı. Diğer yandan T.C. Anayasası’nın 2. Maddesi’nde açıkça belirtildiği üzere, Türkiye demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tarikat ve cemaatlerle işbirliğine devam kararı Anayasa ihlali sayılabileceği gibi bilimsel ve laik eğitimin de siyasi bir kararla tehlikeye atıldığını ortaya koyuyor.
SENDİKALARDAN LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM UYARISI
T.C. hükümetinin, eşit ve egemen bir devlet olduğu konusunda dünyayı ikna etmeye çalıştığı, ancak alınan siyasi kararlarla ‘ana karaya’ sadece bir göbek deliği mesafesinde olduğu görülen KKTC’de de benzer örnek ve uygulamalar var. KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu 2023 yılında katıldığı bir televizyon programında din kurslarını desteklediğini söylemişti. Gelen talepler doğrultusunda ortaokullarda din derslerini seçmeliden çıkarıp zorunlu hale getirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, dini bilgiler kurslarının düzenlenmesini okullarda veya kayıtlı, izinli ve müfredatlı olmak kaydıyla belirlenen ortamlarda gerçekleştirilmesine desteklerini sürdüreceklerini belirtmişti. Bakanın bu açıklaması tepki çekti ve ülkedeki üç eğitim sendikası; Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yaptıkları ortak açıklamayla Eğitim Bakanı Çavuşoğlu’na KKTC Anayasası’nın 1. Maddesi’nin ‘demokrasi, sosyal devlet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyeti’ anlattığını hatırlattı. Sendikalar ayrıca, Bakan Çavuşoğlu’nun cemaat ve tarikatların yatılı düzenlediği kurslara izin verip vermediği, kursların nerede olduğu, bakanlığın denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğiyle ilgili kamuoyuna bilgi vermekten kaçındığını vurguladı. Yasaya göre verilen her türlü eğitim hizmeti Eğitim Bakanlığı onaylı olması gerekiyor.
İZİNSİZ, KAYITSIZ YATILI DİN KURSU
2020 yılının Ocak ayında, Girne Alsancak bölgesinde, Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği adı altında 60 çocuğa izinsiz, kayıtsız yatılı din kursu verildiği ortaya çıkmıştı.(1) ‘Misafirhane’ olduğu söylenen villadan ve orada verilen yatılı din eğitiminden ne Belediyenin ne de Din İşleri Başkanlığı’nın haberi vardı. Üstelik Din İşleri’ne kayıtlı böyle bir dernek de yoktu. Oysa binanın hem iç hem dış cephesinde Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği tabelası asılı olan derneğin Türkiye’deki Süleymancılar Tarikatı’na bağlı olup ülkenin çeşitli yerlerinde din eğitimi verdiği biliniyordu. ‘Alsancak Misafirhanesi’ isimli merkez, gerekli işletme izni ve ruhsatı olmadığı gerekçesiyle belediye tarafından mühürlendi. Aynı ‘misafirhanede’ bir çocuğun “yeni yıl caiz değildir” denilerek şiddet gördüğü anlaşıldı. Arkadaşına yeni yıl hediyesi aldığı için bir öğretmen çocuğun başında cetvel kırmış ve durum, olayı fark eden başka bir öğretmenin şikayetiyle açığa çıkmıştı. (2) Geçen yıl belediyenin denetlediği Alsancakta’ki yurt binasının derneğin çalışma ofisine çevrildiği anlaşıldı. (3)
TARİKAT YURDUNDA CAMİ İMAMI İDDİASI
İki öğretmen sendikası KTÖS ve KTOEÖS, devlet kontrolü dışındaki yatılı din kursu veren tarikatların Mağusa, İskele ve Lefke’deki adreslerini bakanlıkla paylaştıklarını kamuoyuna duyurdu ve Bugün Kıbrıs muhabiri Emine Yüksel de yurt binalarını görüntüleyerek haberleştirdi. Yüksel’in tespitine göre Lefkoşa ve Girne’de de faaliyet gösteren bu yurtların bazılarında sadece yaz dönemlerinde, bazılarında ise yıl boyunca 18 yaş altı çocuklar barınıyordu. Bahçe duvarları yüksek olan ve perdeleri sürekli kapalı tutulan bu binaların 24 saat kamera sistemiyle izlendiği görüldü. Haberde ayrıca Süleymancıların yurtlarında, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği tarafından camilere atanan imamların eğitim verdiğinin tespit edildiği belirtildi. (4) KKTC Din İşleri Başkanlığı da Türkiye’nin yönetiminde ve Başkan ataması Türkiye tarafından yapılıyor.
İRTİCA RAPORUNDAKİ SÜLEYMANCI TEHTİDİ
KKTC’de örgütlenen Türkiye merkezli Süleymancıların geçmişi 80’li yıllara dayanıyor. Darbe sonrası hazırlanan irtica raporunda tarikatın dikkat çeken faaliyetleri arasında Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği de yer alıyordu. Ülkede yaygın biçimde gizli ve din kaynaklı eğitim faaliyetinin yürütüldüğü ve bu örgütlü faaliyetin önlenmezse ileride devlete karşı din kaynaklı bir kalkışmanın kaçınılmaz olduğu uyarısı yapılıyordu. “Zira, kurs ve okul talebelerine yardım derneği, Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği, ortaokul ve lise çağındaki talebeler için açılmış öğrenci pansiyonları, biçki-dikiş kursu, arıcılık kursu, halıcılık kursu ve benzeri faaliyetler arkasında örtülü olarak yürütülen bu eğitim yerlerinde din bilgileri ve genel kültürleri oluşmamış küçük yaştaki çocuklara laiklik düşmanlığı, Anayasa, devlet ve toplum düşmanlığı aşılanmakta devletin bir gün mutlaka yıkılacağı öğretilmektedir.” (5) 2016 yılında Adana Aladağ’da, Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda yangın çıktı ve onlu yaşlardaki 11 çocuk ve 1 eğitmen yanarak can verdi. 2008’de Konya’da, yine Süleymancılarla bağlantılı olan Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’ne ait Boğaziçi Özel Öğrenci Yurdu’nda meydana gelen tüp gaz patlaması sonucu 17 öğrenci ve 1 eğitmen ölmüştü.
KIBRIS’IN AKP DESTEKLİ SENDİKASI: KIBTES
KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, din kurslarıyla ilgili T.C. Büyükelçiliği’nin görev yürüttüğüne dair iddiaları yalanladı. Elçiliğe bağlı Din Hizmetleri Müşavirliği’nin eğitimle ilgili bir iş yapmadığını sadece cami hocalarının koordine edilmesiyle ilgilendiğini belirtti. Din eğitiminin bakanlık kontrolünde olması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, ülkenin değişen nüfus yapısı içinde dini eğitime talep olduğunu ifade etti. Son yıllarda KKTC’deki nüfusun değişen yapısı ve sayısına dair resmi bir bilgiye ulaşılamıyor çünkü hükümet bu konuda açıklama yapmıyor. Dolayısıyla hizmetlerin taleple doğru orantılı olup olmadığı ölçülemiyor. Tartışmalı bir diğer konu da sendikalarla ilgili. Türkiye’yi, Kuzey Kıbrıs’ın eğitim ve din politikasına yön vermeye çalışmakla suçlayan; bununla birlikte laik-bilimsel eğitimin korunmasını savunan KTÖS ve KTOEÖS’e alternatif olarak T.C. Elçiliği Din Müşavirliği tarafından Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası’nın (KIBTES) kurulduğu iddia ediliyor. KIBTES’in 2017 yılında “Artık öğretmenlerin grev ve eylemlerle anılmadığı bir soluk getirmek amacıyla” kurulduğu açıklanmıştı. Sendika, 2021 yılında “LGBT hareketlerinin; halkın milli dokusunu yozlaştırma ve kimliksizleştirme yoluyla toplumu kendi ideallerine yaklaştırma hedefinde” olduğunu iddia eden bir açıklama yayınlamıştı. (6) İlkokul velilerine, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin sınıf öğretmenleri yerine ilahiyat fakültesi mezunları tarafından verilmesini talep eden bir belge imzalatmaya çalıştığının ortaya çıkması da tepkiye neden olmuştu. Afrika Gazetesi yazarı Aziz Şah, 22 Şubat 2018 tarihli yazısında KIBTES’in kuruluşunu şöyle tarif etmiş: “AKP Kıbrıs’ta öğretmen sendikalarına karşı bir operasyon yürütüyor. Bu operasyonun adı Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası. Kıbrıs Türküne ait bütün kurumlar bir bir tasfiye edilirken AKP gibi sendika düşmanı bir partinin Kıbrıs’ta sendikalaşmanın önünü açmak için yeni bir sendika kurmadığı apaçık ortada. Sendikaları bölerek atomize edecekler!”
TARİKAT - SİYASET İŞBİRLİĞİ
KTOEÖS ve Evrensel Çocuk Hakları Derneği Mart ayında Süleymancılara bağlı Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği’nin kapatılması için dava açtı. (7) Davanın ilk duruşması 4 Kasım günü KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nde görüldü. Bugün Kıbrıs Gazetesi’nden Emine Yüksel’in haberine göre “Davanın merkezinde, derneğin tüzüğünde yer alan yurt açma yetkisinin Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve 6/1996 sayılı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye aykırı olduğu iddiası yer alıyor. Derneğin yasadışı olarak ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yurt hizmeti sağladığı belirtiliyor.” Lefkoşa Kaymakamlığı aleyhine açılan dava savcılığın savunma hazırlaması için 16 Aralık’a ertelendi. (8) Tüzüğünde yasalara aykırı olarak ilk, orta ve lise öğrencilerine yurt hizmeti verileceği belirtilen derneğin öğrenci yurdu izni KKTC Eğitim Bakanlığı tarafından yenilenmiş. Kaymakamlıktan makbuz basım izni alınarak bağış toplanmış. Görüldüğü üzere, ne T.C.’de ne KKTC’de, bir tarikat yok ki devletin şefkatli elini omzunda hissetmeden semirebilsin.
KAYNAKLAR
1) https://www.yeniduzen.com/izinsiz-kayitsiz-yatili-din-kursu-suleymanci-villasi-122757h.htm
2) https://www.yeniduzen.com/basinda-cetvel-kirdi-123156h.htm
3) https://bugunkibris.com/2023/10/19/izinsiz-yurt-dernek-ofisine-donusmus/
6) https://www.yeniduzen.com/yasadisi-talep-170166h.htm
7) https://bugunkibris.com/2024/03/06/tarikatlara-dava/
8) https://bugunkibris.com/2024/11/05/tarikat-yurtlari-davasi-basladi/