Kıyılardaki ranta karşı mücadele
Kıyıların ranta açılmasına karşı yurttaşlar tepkili. Son olarak Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı kuruldu. KIYIDA’dan Işık Bölükbaşı, halkın kıyılara ücretsiz ulaşması için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.
Berkay SAĞOL
Yaz sezonunda halk Ege kıyıları başta olmak üzere Türkiye’nin plajlarında ücretsiz denize giremiyor. Plajların birçoğu ranta açılıyor. Kıyıların ticarileşmesine karşı Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı (KIYIDA) hareketi öncülüğünde geçen hafta sonu Bodrum, Datça, Van ve Çanakkale başta olmak üzere 17 farklı yerde ortak açıklama yapıldı.
KIYIDA’nın kurulmasında iki temel ilkenin etkili olduğunu belirten Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı’ndan Işık Bölükbaşı, “Birincisi insanların kıyılara herhangi bir işgale takılmadan, serbest ve ücretsiz şekilde ulaşması için mücadele etmek. Bununla birlikte asıl önemsediğimiz hem işgal hem kaçak yapıların aynı zamanda bazı özel hassasiyetle korunması gereken bölgelerdeki insan varlığının zemine verdiği zararları ortadan kaldırmak için ekolojik bir mücadele yürütmek. Dolayısıyla kıyıda aslında ekolojik perspektifle hareket eden sadece insanların denize girebilmesi hedefini taşımayan bununla birlikte ekoloji mücadelesini de temelleyen bir dayanışma ağı. Geçen yaz Türkiye’nin pek çok yerinde kıyılar için halk kıyı savunucuları tepki göstermeye başladı. Çünkü pek çok yerde artık deniz ulaşılamaz hale geldi. Bunun dışında özel korunması gereken yerlerde yapılaşmanın olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla bunlara karşı da birlikte mücadele etme kararı aldık” dedi.
Bölükbaşı, “KIYIDA’nın kuruluş açıklamalarını paylaştığı günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından "Denizler Halkındır" adı altında bir proje başlatılacağı açıklandı. Kıyılardaki bütün kaçak yapıların sona erdirileceği ve herkesin kıyılara, denize ücretsiz ulaşılabileceği söylemiyle bir çalışma başlatıldığı ifade edildi. Ama oradaki bir konu bizim açımızdan çok önemli. Örneğin iki söylem var. Deniyor ki ‘Kıyıları biz işleteceğiz’ yani Kültür ve Turizm Bakanlığı işletecek. Biz KIYIDA olarak kıyıların herhangi bir kamu ya da özel kurum tarafından işletilmemesi gerektiğini, Anayasanın ve Kıyı Kanununun hükümlerinin çok açık olduğunu ve kıyıların ticarileştirilemeyeceğini, özel mülk konusu olmadığını savunuyoruz. Dolayısıyla bu anlamıyla Bakanlığın bir müjde olarak sunduğu proje aslında siyasi iktidarın yıllardır ülkenin pek çok yaşam alanında yürüttüğü gibi doğayı herhangi bir yaşam alanını, ticari bir meta olarak gördüğünü gösteriyor. Biz ise bir bütün olarak kıyıların tamamen özgür bırakılmasını ve örneğin şemsiye, duş, tuvalet, temizlik gibi kamusal hizmetlerinse yerel yönetimler yani belediyeler tarafından sunulması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Bazı yerellerde belediyelerin mülki amirliklerle protokoller imzalayabildiğini ve kıyıların işgallerden arındırıldığını belirten KIYIDA’dan Sedat Yağcıoğlu, “Bu şüphesiz belli açılardan olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Ama bizim savunduğumuz şey açıkça herhangi bir yerelde o yerele özgü bir düzenleme değil. Tüm Türkiye’de Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e kadar bütün kıyılarda kıyıların sadece kamu alan hizmeti olan, örneğin parklarda yürütüldüğü gibi temizlik ve benzeri hizmetlerin yürütülmesi üzere yerel yönetimlere devredilmesi. Onun dışında bir bütün olarak kıyılardaki işgallerin sonlandırılmasını savunduğumuz için şüphesiz bu yerellerdeki kazanımları kıymetli bulmakla birlikte bunların tüm Türkiye çapında bir sisteme dönüştürülmesi gerektiğini savunuyoruz” dedi.
Yapcıoğlu, şunları dile getirdi: “Bazı bölgelerde, bazı yerellerde, bazı şehirlerde kıyılara ulaşmak neredeyse mümkün değil. Belli kıyılar, belli sahiller çeşitli çevreler tarafından işgal edilmiş durumda. Dolayısıyla buralara yönelik farkındalık eylemliklerimiz devam edecek. Bu işgallere karşı protesto hakkımızı kullanacağız. Bununla birlikte farklı düzlemlerde nasıl bir kıyı politikası savunuyorsak bu politikanın hayata geçirilmesi için hem çeşitli görüşmeler yapmayı hem de Türkiye çapında eylemlikler oluşturmayı düşünüyoruz. Dolayısıyla yereller arasındaki farkların dezavantajlarını da ortadan kaldırarak, bir bütün olarak tüm kıyılarda özgürleşmeyi sağlayacak mücadele etmeyi planlıyoruz.”