Kızılay ona kurban edilmiş

Gazeteci Murat Ağırel’in ‘Şaki’ isimli kitabı 2019’de yayınlanmıştı ve soygun düzenini ortaya koymuştu. 2020’de Sarmal, 2021’de Parsel Parsel ve Vurgun kitaplarıyla ‘Siyaset-tarikat-ticaret’ üçgeninde Türkiye’nin nasıl soyulduğunu gözler önüne serdi.

Şimdi…          

Murat Ağırel, 21 yıllık yolsuzluk bataklığını Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan ‘Yağma-Sayıştay Belgeleri’ kitabıyla anlatmaya devam ediyor. AKP iktidarının karanlık portresini yeni ve özel haberlerle ortaya koyuyor.

Kitapta Murat Ağırel’in ortaya çıkardığı Kızılay skandallarına yenileri ekleniyor.

Daha önce Kızılay’ın aylık 12 bin dolara Boğaz’da yalı kiraladığını ortaya çıkarmıştı.

Ayak oyunlarıyla Kerem Kınık’ın Kızılay Başkanı seçilmesini yazmıştı.

6 Şubat depremlerinden sonra tarihimizin en büyük acısını yaşarken Kızılay’ın çadır sattığını da Türkiye, Murat Ağırel’in haberinden öğrenmişti.  İnsanlar soğukta çadır beklerken Kızılay, Ahbap’a, Türk Eczacıları Birliği’ne ve özel şirketlere çadır satışı yapıyordu.

‘Yağma’ kitabının Kızılay bölümlerinde ülkenin gözbebeği kurumun nasıl bir şirkete dönüştürüldüğü ve içinin boşaltıldığı çok çarpıcı anlatılıyor.

Murat Ağırel, ilk kez ‘Yağma’da yayınlanan özel haberinde Kerem Kınık’ın yıllardır başkanlık koltuğunda hukuka aykırı şekilde oturduğunu yazmış.

Şöyle:

Kızılay, bağışlanan kurbanları her yıl Et ve Süt Kurumu’na kestiriyordu ve bir sorun yaşanmıyordu. Ancak Kerem Kınık, Kızılay Başkanı olunca Et ve Süt Kurumu’nun fiyatlarının pahalı ve yeterli hayvanın temin edilmediği iddiasıyla yeni bir arayışa girildi. 2018’de yurt dışında kurbanların kesilmesine karar verildi ve ihale açıldı. Davet usulü gerçekleştiren ihalede kilo başına 2.5 euro ile en ucuz teklifi Macaristan merkezli Türk şirketi HUNLAND verdi. Ancak onun yerine kilo başına 3.70 euro teklifte bulunan TAHAŞ Hayvancılık Gıda İnşaat ve Yatırım A.Ş. firmasına ihale verildi. Sözleşme gereği önce 5 bin adet sonra artırım ile 6 bin büyükbaş hayvan için anlaşıldı.

Normalde bu tür işlerde banka teminat mektubu alınırdı ancak şirket sahibinin İstanbul Çatalca’daki villası teminat olarak gösterildi. Bir ihalede ilk kez villa teminat olarak kabul ediliyordu.

Büyükbaş hayvanlar, Polonya ve Letonya’da kesilecekti. Kızılay yetkilileri, gidip 5 bin 947 büyükbaş hayvanı yerinde görünce firmaya 3 milyon 624 bir euro ödeme yapıldı. Günü gelince kesim yerlerine giden Kızılay görevlileri, 3 bin 218 büyükbaş kesildiğini gördü. 2 bin 782 hayvan ortada yoktu.  

Letonya’da kesilen 11 büyükbaşa ait karkas et nakliye temin edilemediği için Türkiye’ye getirilemedi. Polonya’da kesilen 151 adet karkas et Gümrük kontrolünde yurda girişi uygun görülmeyerek imha edildi. 2018’de kesilen kurbanlar 2019 Haziran ayına kadar soğuk hava depolarında kira ödenerek bekletildi. Daha sonra kavurma yapılmak için İzmir’e gönderildiler. Yani Kızılay, 2018’de kurban bağışlarını dağıtamadı.

Murat Ağırel konuyu o dönem Kızılay yönetiminde olan Sebahattin Tezdiğ’e sorunca çok önemli iddialar ortaya çıktı.

Sebahattin Tezdiğ, ihale verilen TAHAŞ firmasının sahibi Sadık Sezer’in daha önce Et ve Süt Kurumu’nu, Bosna Hersek’teki Bosna et şirketlerini dolandırmaktan sabıkalı olduğunu öne sürdü. Sebahattin Tezdiğ, Murat Ağırel’e özetle şunları söyledi:

“Kurban öncesi yurt dışındaki ağıllarda yapılan sayımda büyükbaş hayvan sayısının mevcut olmadığı görüldü. Hayvanların çoğunun kurbana elverişli olmadığını tespit eden Tarım Bakanlığı’ndan veteriner hekime, Polonya’da firma sahibi Sadık Sezer silah çekti. Bayramın 4. günü Türkiye’deki et kombinalarında kesim yapıldı. Binlerce insanımızın vacip kurbanı kesilemedi. Yurtdışında bayram sonrası kesilebilen 850 ton et Türkiye’ye sokuldu. 45 TIR’dan en az 2 tanesi mikroplu çıktı. Etlerin çoğu bozuldu. Kalan etler soğuk hava depolarında Haziran 2019’a kadar bekletildi ve 2018 Kurban etleri bugüne kadar dağıtılamadı. Teminat olarak alınan villa için ancak Ocak ayının sonunda icra takibi başlatıldı. Toplam takip miktarı 4.331.208,00TL olarak belirlendi. Esas borcun çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.”

Murat Ağırel, bu skandalı araştırırken çok önemli bir belgeye daha ulaştı. İçişleri Bakanlığı bu olayla ilgili denetleme yapmıştı. İhaleyi alan şirkete verilen avanstaki zarar tespit edildi. Şirket, kesemediği büyükbaşların bedeli kadar avansı iade etmemişti, kurum 614 bin TL zarara uğratılmıştı. Denetim sonucunda Kerem Kınık’a 544 bin TL, Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan’a 70 bin TL ceza kesilmişti. Murat Ağırel’in sorusu üzerine Kerem Kınık bu cezayı doğruladı.

Murat Ağırel, bu olayı anlattıktan sonra şunları yazdı:

“Peki bu görevi kötüye kullanma değil mi? Görevi kötüye kullanma nedeni ile ceza alındı ise Sayın Başkan’ın görevinden alınması gerekmez miydi?”

Murat Ağırel’in kitabında sadece Kızılay’ın değil, ülkenin nasıl yağmalandığını okuyacaksınız.