Google Play Store
App Store

Kullanıla kullanıla eprimiş, artık hiçbir şey göstermeyen basma kalıp ifadeleri kullanmamak için özen gösterenlerin işi zor. Biteviye tekrarlardan oluşan bir toplumda klişeye düşmemek nasıl mümkün olabilir? Klişe, baskı işleminde kullanılmak amacıyla üzerinde kabartma ya da oyma resim, şekil, yazı bulunan metal kalıplara denir. Her toplum baskıyla iş görür, zira kendini ancak klişeler sayesinde çoğaltır ve varlığını koruyabilir. Bireyler klişedeki şekillerdir, ömürleri klişe üzerinde, diğer şekiller arasında geçer. Şekiller hiyerarşik konumlarına göre yerleştirilmiştir. Konuşma balonlarının içeriği de klişede önceden verilmiştir. Elbette klişelerden sıkılmış olabilirsiniz ve bu, yaşadığınız hayata yönelik genel bir bıkkınlık olarak kendini gösterir. Yerinizi değiştirmeyi ve yeni bir bakış açısını edinmeyi deneyin. İlk başlarda şeyleri farklı bir açıdan algılamak, yeni ifade tarzları icat etmek sizi oyalayabilir. Fakat çok geçmeden yerleştiğiniz bakış açısının da bir klişe olduğunu fark edeceksiniz. Klişe, toplumun üzerinde örgütlendiği düzlemdir ve yerleşeceğiniz tüm bakış noktaları da klişeye dâhildir. Ömrünüz klişede geçiyorsa, klişedeki bir şekilden ibaretseniz, yer değiştirmek ya da klişeleri ters yüz etmek, anlamlarını saptırmak sadece klişeyi zenginleştirmeye yarar. Ve klişenin tüm metal yorgunluğu bedeninizde birikir ve sonunda bir atığa dönüşürsünüz.

Sanat, klişelerden kaçmanın en etkili yoludur. Nietzsche’nin hakikat için söylediği, klişeler için de geçerlidir: Sanat klişelerden ölmemek için vardır. Sanat tarihi, klişelerin enkazı üzerinde yükselir: “Her yaratıcı edim, öncesinde bir yıkımla başlar.” Dil ya da form eninde sonunda kültürel kodlamaya yenik düşecek ve sanatçı kendini tükenmiş hissettiğinde yeni bir dil, form üretmeye girişecektir. Ve her yaratıcı edimle birlikte enkaz biraz daha yükselir. Klişeler sanatın çöplüğünde giderek birikir. Barbara Kruger egemen dili ters yüz ederek Kartezyen klişeyi yıkmış olduğunu düşünmüş olabilir. Fakat ürettiği şey, çok geçmeden bir klişeye, alışveriş torbalarının üzerindeki bir slogana dönüşecektir: “Tüketiyorum, o halde varım.” Oysa Kruger’den çok önce bu yıkımı kapitalizm gerçekleştirmişti. Artık var olmak için düşünme eylemine gerek yok; düşünmek zaten tüketenlerin umurlarında değildir ve klişede hayat devam etmektedir. Duchamp’ın hazır nesnelerine ne demeli? Sıradan bir nesneyi bağlamından çıkarıp sanat düzlemine yerleştirmek ilk başlarda bir klişenin yıkımı olarak anlaşılabilir. Oysa kapitalizm tüm metaları estetik bir düzleme yerleştirmiştir. Artık en sıradan nesne bile vitrinde bir sanat ürünü olarak size tepeden bakmaktadır. Nesneler küçük öznelere dönüşürken özneler de her türlü kullanıma hazır nesnelere dönüşür. Canlı cansız her şey, insanlar, hayvanlar, bitkiler hazır nesne olabilir. Her şey yerinden edilebilir ve hazır nesne olarak yeni bir hayata başlayabilir. Yerinden edilen her nesne sadece yurdunu değil, belleğini, yaşama direncini de yitirmiştir.

Kapitalist ekosistemde şeyler kökleşmeye zaman bulamadan enkaza dönüşür. Her şey o kadar hızla gerçekleşir ki yeni olan anında klişeleşir. Yıkım ve yaratım ışık hızıyla gerçekleşir. İnsan bir süre sonra klişe olan ile yeni olan arasında ayrım yapamaz hale gelir. Klişelerden bıkmıştır, canı çok sıkkındır, fakat hâlâ umudu vardır, oyalanacak yeni şeyler mutlaka icat edilecektir. İnsan klişe üzerinde yaşadığının farkında değildir. Yeni olanın hızla yerini klişe olana bırakması, klişenin doğası gereğidir; klişeler ancak klişe üretebilir. Klişeden kurtulmanın yolu, yeni bir şey yaratmak değil, klişeyi topyekûn terk etmektir. Ve bu terk ediş, bedene dair bir farkındalığı gerektirir. Beden bir şekil değil, başka bedenlerle kurduğu ilişkilere bağlı olarak kimi zaman artan kimi zaman azalan bir kudrettir. Klişe kalıplarla iş görür, kudret olarak bir beden ise hiçbir kalıba sığmaz, taşar. Ve taştıkça kendi mekânını üretecektir. Yazının başlığı Henry Miller’in Clichy’de Sessiz Günler romanından mülhem. Romandaki olaylar Paris’te, Clichy’de geçmektedir. Klişe ise her yer olabilir, hayat bir klişe olarak sürekli tekrar etmektedir, olaylar baskılarla engellenir. Klişe sakinleri yeni olanı beklemekte, fakat beklenen bir türlü gelmemektedir.