Kongreler ve acı gerçekler!
Bu hafta sonu Beşiktaş Kulübü'nün yıllık olağan İdari ve Mali Genel Kurul toplantısı yapılacak. 2005 yılını kapsayan dönem için yönetim kurulunun idari ve mali bakımlardan ayrı ayrı aklanması oya sunulacak. Tabii aklanma kabul olur ise yine aynı dönem için birkaç hafta önce başkanı Uğur Büyükbalkan'ın istifa ettiği Denetleme Kurulu'nun aklanması için de oylamaya geçilecek.
Bu olacakların hepsi 2908 sayılı Dernekler Kanunu'na göre usulen normal. Ancak normal olmayan, ilk kez Beşiktaş tarihinde Mali Kurulda Yönetim Kurulu raporlarının ibra edilmemesinin tartışılması. Hatta bazı kesimlerce "istifa edin yoksa ibra olmazsınız" ikazları yapılıyor!
Tabandaki Beşiktaşlıların büyük bir kısmı yönetimin ibra edilmemesini ister iken, bir kısmı da ibra edilmemenin geleneklere aykırı olduğunu söylüyor. Tabii Süleyman Seba döneminden sonra yaşanılanların ne kadar geleneklere uygun olduğunu görmezlikten gelmek de hiçbir gerçek Beşiktaşlı tarafından mümkün değildir!
Bu hafta sonu idari ve mali genel kurul oldukça çetin geçecek. Ancak Mali Kongre'de ibra kısmı yönetim kurulunun istediği gibi çıksa bile, gerçek Beşiktaşlıların vicdanında böyle olmayacağı da bir başka gerçek.
Sonucun böyle olmasını şu andaki yönetim kurulu ve başkan ister miydi? Sanırız ki istemezlerdi. Ayrıca yönetim kurulu başkanının görevinden ayrılmayı çok istemesine rağmen kendisini bağlayan birçok önemli husustan ötürü görevine devam etmek durumunda kaldığı da bilinen bir başka konu. 20 Şubat Pazartesi günü Beşiktaş yönetim kurulu, ilçe belediye başkanı İsmail Ünal'ı şikâyet eden bir açıklamada bulundu. Ve hemen ertesi gün ise şu anda Beltaş A.Ş.'nin Genel Müdürü olan, Serdar Bilgili döneminde Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş. genel müdürü olan Gökhan Sarı hakkında görevde bulunduğu süre zarfında usulsüzlük yaptığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Serdar Bilgili'nin istifası ile birlikte Beşiktaş Yönetiminde bulunan İsmail Ünal, Gökhan Sarı ve Cem Bilge, Başkan Bilgili'nin oldukça etkin desteği ile belediye yönetimine adeta transfer olmuştu... 2003-2004 sezonunda malum kaçan şampiyonlukta hep beraber görev yapan ekibin kavgası Beşiktaş'ı ve Gerçek Beşiktaşlılar1! daha çok üzecek.
Her fırsatta Beşiktaşlılık ruhu, etik değerleri ve ilkelerinden bahsedenlerin akli muhasebesi artık gerçekleri görmelerini gerektirmektedir!
MAZİDEKİ İMPARATORLUK
Beşiktaş gibi Galatasaray Kulübü'nün yıllık olağan mali Genel Kurul toplantısı bu Cumartesi Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılacak. Mali açıdan büyük bir kriz geçiren Galatasaray Futbol Takımı'nın şampiyonluk mücadelesi vermesine rağmen Özhan Canaydın, Genel Kurul'da biraz sıkılacak. Aslına bakılırsa Galatasaray Kulübü'nün içinde bulunduğu mali kriz çok önceden "geliyorum" demişti.
Ama ne ilginçtir ki bu konuda pek bir önlem alınamadı ve giderek artan kabarık borç hanesi bir asırlık kulüpte futbolcuların idmana çıkmamasına kadar vardı. Koca Galatasaray'da hal böyle olursa Anadolu takımlarında oynayan futbolcular acaba kaç idmana çıkmasa uygun olur? İşin nasıl bu hale geldiğini merak edenler için değerli spor yazarı Tuğrul Ak-şar'ın Endüstriyel Futbol adlı kitabında (gerçek spor yöneticiliği yapmak isteyenlerin de okumalarında fayda vardır) Galatasaray'ın mali yapısı ve finansal analizini bulabilirler.
Kitaptaki analizde 1995 yılı sonu 1,9 milyon dolar olan borç miktarının, sadece 2000 yılında 90 Milyon dolara nasıl çıktığı sonrasında aşağı çekilmeye başlanmışken II. Fatih Terim döneminde tekrar nasıl tırmandığı gözler önüne serilmiştir. Üstelik Lucescu, başarının sadece borçlanma ile gelmeyeceğini Te-rim'e 2 sezon boyunca göstermesine rağmen. Söyle bir geriye bakıldığında 10 yılda oluşan 120 milyon dolarlık borçlanmada Fatih Te-rim'in 6 sezon takımın başında olması, diğer dönemlerle de 2 sezon mütevazi bütçeli Lucescu ile aynı mütevazi bütçeli Gheorghe Ha-gi ve Eric Gerets gerçeği de sanırız kongre kulislerinde bolca konuşulacak.