Google Play Store
App Store

Aynı gün içinde kötülükler yaşanıyor.

Aslında Türkiye’de yaşıyorsanız, bu tip kötülüklere karşı hazırlıklı olmalısınız!

Bir yakınınız ya da siz, hiç hesapta olmayan bir kötülükle karşılaşabilirsiniz. Ya da kötülük sizi gelip bulabilir.

Kaldırımda yürürken araba gelip çarpabilir.

Hasarlı bir evden kopan beton parçası, başınıza düşebilir.

Magandanın ruhsatsız silahından çıkan kurşun, vücudunuza saplanabilir.

Arabanızla giderken alt geçitte biriken suda boğulabilirsiniz.

Veya yaptıkları hırsızlıkları dile getirip, doğruları söylediğiniz için, tetikçi kurşunuyla vurulabilirsiniz.

Yolda saldırırlar.

Saldıran, tüm Türkiye tarafından bilinse de TV’lerde görüntülense de olay herkesin aklına kazınsa da bir takım satılmış asalaklar, sizin saldırdığınızı ballandıra ballandıra millete anlatabilirler.

Üstelik, kötülükle hiç ilginiz olmasa da yani sonuçta mağdur olan siz olsanız da suçlu hale gelebilirsiniz!

Hatta, Sinan Ateş suikastı azmettiren kim? derseniz sizi götürebilirler.

∗∗∗

Yani dünyada inancı, kafa kesmeye kadar götüren siyasal islam anlayışının işgal ettiği Talibanlaşan bir yönetimde başınıza her şey gelebilir!

Yasaları, hukukun üstünlüğünü ve bağımsız yargıyı bir kenara atan, laik demokratik kurallardan vazgeçen, devletin kurumlarını dağıtan ve haksız vergilerle insan emeğini sömüren, emekçi ve emekliyi yok sayan, çiftçiyi aç bırakarak Türkiye’yi açlığa mahkûm eden, emperyalistlerle iş birliği içinde olan, böylece, anayasal egemenliği tartışılan bir iktidarda şiddetin her şekline şahit olabilirsiniz.

Kısaca, Yalan ve ahlaksızlığın genel ilke haline getirildiği bir ülkede doğruyu söyleyenlerin “can ve mal güvencesi” ortadan kalkar.

Yani, dürüst yurttaşlar tesadüfen yaşayan insanlar konumundadır!

∗∗∗

Ülkemizin en önemli sanatçılarından biri olan, iyi ve dost, çalışkan ve yaratıcı insan, Aydemir Akbaş’ı kaybettiğimiz haberiyle sarsıldık.

Yine aynı gün, bir dönemin çok sevilen filmi, Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri “Hababam Sınıfı’nın” bacaksızı, değerli sanatçı Tuncay Akça’yı da kaybettik.

Aydemir Akbaş’ ve Tuncay Akça’nın vefatı, tüm Türkiye’yi üzüntüye boğdu.

Yani iyiler çabuk ölüyor.

Biz Galatasaray Liseliler, Genco Erkal’dan sonra 20 gün arayla ikinci yakınımızı, ağabeyimizi kaybettik.

Türk sinemasının değerli oyuncusu Aydemir Akbaş, Galatasaray Lisesi 90. Dönemi yani 1960 yılı mezunuydu.

Akbaş,1964’te Atıf Yılmaz’ın Keşanlı Ali Destanı filminde sinema kariyerine başladı. Sinema hayatı boyunca en zor dönemlerde bile sanatını başarıyla icra etti.

100’e yakın filmde aktörlük yapan, 12 senaryo yazan ve 2 de film yöneten Aydemir Akbaş, ülkemizin en sevilen sanatçılarından biriydi.

O halkın sanatçısıydı...

∗∗∗

Sanatçıların, toplumun aydınlanmasındaki önderlikleri ve “Laik demokratik, çağdaş Türkiye" için gösterdikleri çabaları, hiçbir zaman unutulmayacaktır.

Bugünkü yobazların, demografik yapıyı değiştirmek için yaptıkları kötülükler, Türkiye’nin bekası için en büyük tehlikedir.

Biliyorum çağdaş gençlik, AKP’nin hınçla aç bıraktığı yurttaşlarımızı ve çöken ekonomiyi kurtarmak, kötülükleri engellemek, kadını yok sayan ve şerait isteyen amacını boşa çıkarmak için mücadeleye devam edecektir.

∗∗∗

Meclis magandası, insanlıkla ilişkisi kesilmiş, demokrasi, hak ve özgürlükleri yok sayan AKP’li Alpay Özalan’ın TİP Milletvekili Ahmet Şık’a saldırısı, tam bir iğrençlikti.

Anayasa Mahkemesinin, “Can Atalay’ın Milletvekilliğini iptal eden kararının “yok hükmünde” olduğu gerekçesiyle Meclis toplandığı anda, malum kişi Ahmet Şık’a şiddet uygulamıştı.

Belli ki, AKP bu kararı engellemek için, provokatör olarak kullandığı bir maşayı genel kurul salonuna sürmüştü.

Alpay Özalan ve arkadaşları, organize suç örgütü edasıyla, tam bir çete anlayışı içinde saldırıyı gerçekleştirmişti.

Birçok kimse, Alpay Özalan’ın bu davranışını demokrasi düşmanlığı olarak nitelendirmiştir.

Ne derlerse desinler Alpay, Can Atalay’ın milletvekilliğine bir kez daha engel olmuş, Türkiye’nin hukuk devleti olmadığını dünya aleme göstermiştir.

Bu kalleşçe uygulama, Meclisin saygınlığına yakışmamıştır.

∗∗∗

Halk adına artık TBMM’de Siyaset yapılamamaktadır.

Zaten siyasetin insan kalitesi düşmüştür.

Liyakatli aydın Can Atalay hapiste, 8 yıldır kürsüye çıkmayan Alpay Özalan Meclis’te!

Ülkeyi ekonomik, siyasal, sosyal ve ahlaken bitiren AKP, kendine uygun kadrolar seçmektedir.

Bu nedenle, 22 yıllık tükenmiş bir partinin son umudu, şiddete başvurmak olmuştur.

AKP bu görüntüsüyle münfesih hale geldiğini ilan etmiştir.

∗∗∗

Bu İktidarın olağan hale getirdiği ve ülkemize yaptığı en büyük kötülük olan “Orman Yangınlarına” değinmek isterim.

Orman yangınları günlerdir sürüyor.

Mücadele yeterli değil.

Mağdurların attığı çığlıklar, “İktidarın kasıtlı olarak önlem almadığı ve yeterli mücadeleyi yapmadığı” şeklinde…

Bu iddialar yeni değil.

Bir ihanetin daha yakalanışı!

Orman örgütleri, “22 yılda Türkiye Ormanlarının yarısına yakını yanarak ya da maden arama nedeniyle yok edildiğini” söylemektedir.

Yanan yerlerin sonradan yandaşlara peşkeş çekildiğini biliyoruz.

Durum vahim.

∗∗∗

CHP “hemen seçimi” dayatmalıdır…

Artık kimsenin beklemeye tahammüllü kalmamıştır!