Kukuleta şeklinde bir kule

Mavisel YENER
Nuri Kurucu’nun yazdığı, 2023 Tudem Edebiyat İkincilik Ödülü’nü alan Kukuleta Şeklinde Bir Kule, hayal yurduna bir bilet sunuyor.
Mizah dolu, büyüleyici, düşündüren hikâyelerden hoşlanır mısınız? Yanıtınız “evet”se Kukuleta Şeklinde Bir Kule ile yolculuğa çıkmalısınız. Yılbaşının kahramanı Noel Baba, bu kitabın da kahramanı olmayı başarıyor, ancak bildiğimiz klasik görüntüsünün ötesine geçerek okura yepyeni bir perspektif sunuyor. Onu kırmızı iş üniformasından, dehlediği geyiklerden, sığmaya çalıştığı bacalardan ve hediye paketlerinden tanıyoruz; fakat Nuri Kurucu, Noel Baba’nın alışılmış imajının ötesine geçerek daha insancıl ve renkli bir portre çiziyor.
Hediye dağıtma telaşının ortasında sıcak çikolatasını yudumlama isteği, “ho ho ho” diye kahkahalarının bir şehir efsanesi olduğunun ortaya çıkması, gardırobunun modaya uygun bir çeşitlilik sunması, geyikleri yan gelip yatarken paketleme işinde sevimli kutup ayısı yavrularından yardım alması gibi ayrıntılar, Noel Baba’yı hayallerimizdeki masalsı figürden çıkarıp hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan bir karaktere dönüştürüyor. Ama asıl sürprizler burada bitmiyor! Onun hakkında daha önce hiç bilmediğiniz, hatta tahmin bile edemeyeceğiniz birkaç çok önemli sır, kitabın sayfaları arasında saklanmış. Bu sırların ne olduğunu söylemek elbette haksızlık olur; ancak ipuçlarını takip ettiğinizde sizi şaşırtacak, Noel Baba’ya bambaşka bir gözle bakmanızı sağlayacak ayrıntılarla karşılaşacaksınız. Bu bakış açısı, yalnızca Noel Baba mitini değil, onun ardında yatan değerleri ve hayalleri de sorgulamanıza neden oluyor. Çünkü Noel Baba, bu kitapta sadece hediye dağıtan bir figür değil; hayallerin, iş birliğinin ve umudun temsilcisi olarak da karşımıza çıkıyor.
Her yıl olduğu gibi, çocuklar Noel Baba’ya mektup yazıp isteklerini bildirmişler. Fakat birkaç aile, o güne değin hiçbir anne babanın yapmadığı işe kalkışıp Noel Baba’ya yazılan mektupları açıp gizlice okumuşlar. Çocuklarının Noel Baba’ya sıcacık ifadelerle seslenmesinden hoşlanmamışlar. Bütün teşekkürün Noel Baba’ya gitmesine, çocuklarını kendilerinden çok Noel Baba’nın mutlu etmesine epeyce bozulup “Noel Baba Gereksizdir” kampanyası başlatmışlar. Bu kampanyaya tüm ailelerin katılması için çaba harcamışlar. Noel Baba ile çocuklar, işte o yılbaşında, ailelerin hain planının kurbanı olmuş. Konuya pek ciddi bir açıdan bakan yetişkinlerin zihin karışıklığına çözüm bulunmuş mu, çocukların beklentisi karşılanmış mı, yılbaşı kargaşası önlenebilmiş mi okuyup öğreneceğiz.
NOEL BABA EFSANESİ VE ÖTESİ
Nuri Kurucu, bir çocuğu kendi arzuları yönünde yetiştirmeye çalışan ebeveynlere, çocukların temel haklarına, her bireyin eşsizliğine, mutluluğun tesadüfün ötesinde bir yerde durduğuna kuşbakışı göz atıyor ve mizahın aynı zamanda en iyi eleştiri yöntemlerinden biri olduğunu sezdiriyor. Metinde, Noel Baba ile rekabete giren yetişkinlerin aslında çocukların düşleriyle rekabete girdiğini görüyor; bu durumun derinlerde şiddeti barındırdığını ve sevgisiz, hayalleri törpülenmiş insanlar yarattığını fark ediyoruz. Hayallerin, çocukluk masumiyetinin bir yansıması olduğunu düşünürsek, düşlerimizi her yaşta koruyabilseydik, belki de dünya daha anlayışlı, daha empati dolu bir yer olabilirdi. Bu bağlamda, kitabın alt metni, büyüdükçe hayallerimizi kaybetmenin yalnızca bireyler üzerindeki değil, toplumun genel yapısı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor. Belki de Noel Baba’nın varlığına inanmayı bırakmak, yalnızca bir efsaneden vazgeçmek değil, aynı zamanda umut ve sevgi dolu bir dünyadan uzaklaşmak anlamına geliyor. Hayalleri ve düşleri her yaşta koruyabilmek, insanın özüne ve masumiyetine tutunabilmek demektir; bu da yalnızca bireysel mutluluğu değil, kolektif bir huzuru mümkün kılabilir.
2025’e girerken, eşiklere kar birikse, pencere çerçevelerine renkli ışıklar asılsa, kapılara pırıltılı kozalaklardan yapılmış çelenkler buyur edilse, Noel Baba kimselere görünmeden hediyelerimizi çamın altına bırakıverse, kukuleta şeklinde kuleler yapsak, kestane bile pişirsek, yeryüzünde mutsuz çocuk kalmasa… Şimdi sıra gülmeye gelse…


