Basın “Pandemi Bitti” “Pandeminin Sonu” diye başlıklar attı. Ancak DSÖ Mart 2020’de Covid için “pandemi” terimini kullanmaya başlamış olmasına rağmen, pandemilerin başlangıcını veya sonunu ilan etmemektedir.

Küresel hastalık ile sonsuz ilişkimiz: Kısa bir not

Prof. Dr. Esin DAVUTOĞLU ŞENOL

Küresel Sağlık Örgütü 5 Mayıs 2023 tarihinde, tarih boyunca da en uzun süren bu yüzyılın pandemisinde zaten fiili olan bir durumun resmi ilanını yaptı. COVID-19 salgını “küresel acil durum” olmaktan çıktı.  Böylece bu küresel salgın artık herkesin, her ülkenin kendi meselesi olmaya bırakılacak. Zaten uzunca bir zamandır hükümetlerin ve herkesin odağından çıkmıştı.

Önce, daha salgının pandemi olduğu ilan edilmezden önce, 30 Ocak 2020 ‘de ilan edilen “Uluslararası Halk Sağlığı Acili” durumunun ne demek olduğunu tanımlayalım; "Ciddi, ani, olağandışı ya da beklenmedik” ve uluslararası yayılım riski bulunan hastalık durumlarında, yaptırımların gerekebileceği düşünülerek ve eşgüdümlü bir cevap için geliştirilmiş olan bir formüldür. 2005 yılında hazırlanmış olan “ Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri” gereğince bu çağrıya devletlerin derhal yanıt verme konusunda yasal görevleri vardır. Küresel acil durumun bitişine ilişkin açıklamanın alt notları durumun hala bir tehdit olduğunu vurguluyordu

“Pandemi hâlâ her 3 dakikada bir can alıyor ve tümüyle kontrol altına alınmış değil.” Bana bunun anlamı sorulduğunda ben herkesin aşina olduğu yaygın tıp uygulamalarından biri ile anlatmayı deniyorum “Durumu kritik olduğu için yakın gözlem ve bakım gerektiren hastayı acilden servise sevk ettik.” Yapılmış olan tarama çalışmaları, üç yıldan fazla süredir tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin dünya nüfusunun en az %60-70’ini aşı ya da hastalıkla karşılaşma yoluyla etkilendiğini gösteriyor. Bu da salgın başından bu yana, geçen tüm zaman boyunca artmış bireysel ve toplumsal bağışıklık anlamına geliyor. Dolayısıyla, artık pandemiye yol açan bu hastalık sağlık sistemi üzerinde fazladan bir yük oluşturmuyor. 

“COVİD İLE YAŞAMAK”

2021 yılı Ocak ayında, Hindistan’da başlamış ve son hızla dünyaya yayılmış olan “Delta” dalgası, dünyada haftada 100.000 kişinin ölümüne yol açıyordu. Pandemideki acil evrenin sona erdiğine ilişkin bu açıklamanın yapıldığı gün ise haftalık ölüm sayısı 3-4 bin kişi olarak kayıt ediliyordu. Pandemi süresince Covid’den ölürken ve Covid dünyadaki en önemli üç ölüm nedeni arasındaki yerini korurken  “Covid ile yaşamak” diye bir sloganı belletmeye çalışıyorlardı. Ama son aylarda Covid ile ilişkili hastaneye yatışlar ve ölümlerin azalma eğilimi sürüyor yani bu kez “Covid ile yaşamak” adlı yeni bir evredeyiz gerçekten de.

Yakın bir zamanda da bundan daha iyi bir bitiş ya da sonlanma noktası olmayacak. Basın “Pandemi Bitti” “Pandeminin Sonu” diye başlıklar attı. Ancak DSÖ Mart 2020'de COVID için “pandemi” terimini kullanmaya başlamış olmasına rağmen, pandemilerin başlangıcını veya sonunu ilan etmemektedir. DSÖ pandemi ilanına hastalığın yayılım hızı ve ciddiyeti ve üye ülkelerin eşgüdümlü davranmak konusundaki ataleti nedeniyle karar verdi. DSÖ’nün bu beklenmekte olan açıklaması ile insanların çoktan unuttuğu bu salgın kısa süreliğine de olsa ve şaşırtıcı bir heyecanla yeniden gündeme oturdu. Tabii tüm salgın boyunca, kör taktikler ve şark vaatleri ile ülke gündemini oyalarken yüz binlerce insanı yitirdiğimiz, ekonominin ,toplumsal uzlaşının, sağlık sisteminin paramparça olduğu, pandemiyi emanet etmek zorunda kaldığımız Sağlık Bakanı’nın sosyal medyada yaptığı şu açıklamayı içeriksiz testler ile okuldan okula atlama pratiğine sahip ülkemiz insanının takdirine bırakayım ve sorayım..

Bu paragrafta, salgını erkenden gündeminden çıkarmak dışında kaç doğru var? “Covid-19 Salgınını fark edip İLK harekete geçen ülkelerdendik. O kadar ki Tedavi Rehberini DSÖ’den ÖNCE yayınladık. Salgının gerilediğini görüp kısıtlamaları azaltan da ilk Türkiye oldu. “Salgın gündemimizden çıkıyor.” dediğimizde tarih 29 OCAK 2022 idi. Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19'un artık küresel bir acil durum teşkil etmediğini DÜN açıkladı. Türkiye için malum olan dünyaya yeni ilan edildi.” Pan (tüm) demos (insanlar); “tüm insanları hastalandırma” gücündeki bu salgının sonu, diğer solunum yolu hastalıkları kadar sayıda vakanın görüldüğü ya da yaygın taramalarla virüsün varyantlarının henüz yayılmadan belirlenip, duruma göre önceden yeni bir aşının hazırlanabildiği kontrollü bir aşamada ilan edilebilirdi. Örneğin, Haziran 2009’da pandemi olarak ilan edilen ve başlangıçta  “domuz gribi salgını” olarak tanımlanan grip salgınında bir son açıklaması yapılmıştı.

SONU HENÜZ ÖNGÖRÜLEMİYOR

Yayılımının kontrol altına alınması ve mevsimsel grip olarak sürmesi nedeniyle bu salgın için bitti ilanı yapıldı. 2009 yılındaki salgını başlatan virüs hâlihazırda mevsimsel grip virüslerinden biri olarak dolaşımda. Özetle hem toplumsal bağışıklık hem virüsün yayılım hızı ve hastalandırıcılık şiddeti değişmişti. Covid-19 salgını için, yayılım hızı, hastalık ciddiyeti gibi virüse ait biyolojik özelliklerini değiştiği düşünülmüyor. Üstelik gripteki gibi yaygın tarama sistemleri kurulamadığı için “varyant” gelişimi ile ilişkili verilerin yetersizliği bizi güvenli kıyıda tutamıyor. Bu nedenle de pandeminin sonu henüz öngörülemiyor. Ancak, hastalanan popülasyonun bağışıklığı ile hastalık şiddeti ve ölüm eğilimlerindeki sebat eden azalma nedeniyle pandemi geriliyor.

Bitişi olmayan bir pandemide bir çıkış ilanı sayılacak olan küresel acil durumun sona erdirilmesi, uluslararası işbirliği ve mali destek çabalarının sona erdirilmesi anlamına gelebilir. ABD, hastalık ile ilişkili tüm geri ödemeleri özel sigorta şirketlerine bırakmaya hazırlanıyor. DSÖ Acil Durumlar Direktörü Michael Ryan basın toplantısında “Genellikle pandemiler, diğer pandemi başladığında sona erer “ dedi. Öyle ya 1918 grip pandemisini daha küçük harflerle konuşur hale gelmemiz bu salgının başlamasıyla oldu.