Liberallerin tabanı üçlü koalisyona "evet" dedi

Serdar Paulo ERDOST
Avusturya’daki üç partili koalisyonun küçük ayağı Yeni Liberaller (NEOS), koalisyona katılma kararı için dün düzenledikleri Genel Kurul‘da parti tabanına başvurdu. Kişi olarak ya da dijital ortamda oylamaya katılma hakkı elde eden 2066 parti üyesini ezici çoğunluğu, 211 sayfalık koalisyon programı ve bakanlık görev dağılımını onayladı. Kararın bu yönde çıkmasında anahtar isim Sepp Schellhorn’un Devlet Sekreteri/Bakanı olarak hükümete alınmasının büyül rol oynadığı genel bir kanı.
AVUSTURYA’NIN MUSK’I
Hıristiyan demokrat Halk Partisi (ÖVP) ve merkez Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ile üçlü koalisyonda, NEOS’ların lideri Beate Meinl-Reisinger Dışişleri Bakanı ve halen Viyana Belediye Başkan Yardımcısı olan Christoph Wiederkehr, Eğitim Bakanı olarak görev alıyor. Salzburg doğumlu restoran işletmecisi Sepp Schellhorn ise “büyük bir görev” olarak arzu ettiği deregülasyondan, bürokrasinin azaltılmasından, Sorumlu Devlet Sekreterliğini üstleniyor. Bu arada belirtmek gerekirse Elon Musk'ın ABD Başkanı Donald Trump döneminde de Schellhorn’la benzer bir görev tanımı var.
SERMAYE EGEMEN OLUYOR
29 Eylül’de yapılan Parlamento seçimleri sonrasında yapılan üçlü koalisyon görüşmelerinde NEOS’lar beklenmedik bir çekilde havlu atmış ve 3 Ocak’ta müzakerelerden çekilmişti. Ardından koalisyonu kurmakla görevli ÖVP Başkanı Karl Nehammer kendi siyasi kariyerinin de sonu olan bir karara zorlanmış ve Cumhurbaşkanı’na görevi geri teslim etmişti. Üç partili (ÖVP, SPÖ ve NEOS) ilk koalisyon görüşmelerinin çökmesinde, sanayicilerin, ticaret burjuvasi ve emlak lobisinin etkisi büyüktü. NEOS’un hem parti başkanı Beate Meinl-Reisinger ve hem de Federal Parlamento Milletvekili Sepp Schellhorn’un yetiştikleri ana partinin, sermayenin temsilcisi Hıristiyan demokrat ÖVP olduğunu hatırlamakta yarar var. Sermayenin çıkarları önündeki engellerin siyasi aşılması, seçimden birinci olarak çıkan radikal sağ parti FPÖ ile koalisyonu cazip kılıyordu. Görüşmelerde SPÖ bir engel teşkil ediyordu.
Sanayiciler, ticaret burjuvasisi ve emlak lobisinin, yukarıdaki olguların baskın olduğu bu süreçte özellikle Schellhorn’un desteğini aldıkları da kapalı kapılar ardında konuşulanlar olarak biliniyor. Schellhorn’un ilk koalisyon müzakerelerinde parti gurubu tarafından dışarıda bırakılmış olmasını da eklemek gerek. Bu, NEOS’un gerçek anlamda liberal kanadının isteği olarak algılanmasını getiriyor. Yalnız şu anda kurulan üçlü koalisyonda Schellhorn’un Devlet Sekreteri/Bakanı olarak hükümete alınması, sonunda sınır tanımak istemeyen hegemonyacı sermayanin NEOS üzerindeki etkisinin bir göstergesi.
SOKAK BASKISI ARTIYOR
Sonuç olarak, NEOS’ların müzakeleri torpillemesi ve ÖVP yönetiminin parti içindeki oligarşik sermaye guruplarına yenik düşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen istemeyerek de olsa artık hükümeti kurma görevini seçimin galibi radikal sağcı, göçmen karşıtı parti FPÖ Başkanı Herbet Kickl’e vermek zorunda kaldı. Buna karşılık, demokratik kurumsal yaşamın devamını tehlikede gören, liberal gurplarında içinde bulunduğu tüm sivil toplum örgütleri ve anti faşist ittifaklar kararlı bir biçimde protestolarını sokağa taşıdılar. Emek, medya, sanat, kültür üzerine kurulacak sinderme politikasına; kadınlar, emekliler, engelliler, etnik ve sosyal azınlıkların yaşam alanlarının daraltılıp, otokratik bir devlet yapısının oluşturulmasına direnmek amacıyla düzenli ve koordine olarak baskılarını arttırdılar. Merkez sağ parti ÖVP’nin eski ve güncel kadrosu, belediye başkanlarına varıncaya kadar kıskaca alındı. Bu siyasiler kamuda, içinde Nazi güçlerini barındıran bir radikal sağ parti başkanlığında kurulacak hükümete karşı tavır almaya zorlandı. Bunun yanısıra islamafobik, antisemit FPÖ’nün AB karşıtı tutumu ve popülist istemleri de tasarlanan sağ hükümet ortaklığının sonunu getirdi.
KOALİSYONUN DAYANIKLILIĞI
Tekrar Schellhorn’a geri dönersek, onun kişiliğinde NEOS’ların kırılganlığının koalisyon hükümetinin devamında belirleyici bir olgu olduğunu görebiliriz. Özel olarak Deregülasyon Devlet Sekreteri olarak atanan Schellhorn, "bürokrasiyi azaltmaya yönelik öneriler" için irtibat noktası olacak. Fakat bu görevin mantıki olarak Ekonomi Bakanlığı ya da Altyapı Bakanlığı'nda olması gerekirken, tam da NEOS lideri Meinl-Reisinger'in Dışişleri Bakanlığı'nda bulunması sorulara yol açmakta. Anayasa hukuçularına göre “bir devlet sekreteri yalnızca kendi bakanının sorumluluk alanı içinde hareket edebilir.” Schellhorn’nun bürokrasiyi azaltmaya yönelik görevinin dış politika ve Avrupa politikasıyla bağlantısı, aslında sermayenin talebine karşılık gelmemektedir.
ÖVP'nin üç partili koalisyon hükümeti içinde Ekonomi Bakanı olarak yer alacak olan Wolfgang Hattmannsdorfer, bürokrasinin azaltılması için kamuoyunda sesi en fazla çıkan eğitimli bir devlet politikacısı. Aynı zamanda Ticaret Odası Genel Sekreteri olan Hattmannsdorfer iyi de bir federalist. Kendisi öncelikle girişimciler adına bürorasiyi daha kolaylaştırmak istiyor. Lakin NEOS’lu Schellhorn’nun bürokrasiyi azaltmaya yönelik radikal çabaları ÖVP’li Ticaret Bakanı Hattmannsdorfer’in federal anlayışına taban tabana karşı. "Eyalet Başkanları yüzünden her şey başarısız oluyor" diyen ve eyalet yönetimlerine karşı federal hükümetin kararlarını bir bütün olarak geçerli kılmak isteyen merkezci, hırslı Schellhorn’un sermayenin gerçek sözcüsü Ekonomi Bakanı Wolfgang Hattmannsdorfer ile nasıl bir anlaşma sağlayacağı şüpheli gözüküyor. Schellhorn’un, bir taraftan aynı hükümette sosyal demokratlara tahammül etmek zorunluluğu diğer bir taraftan da sermayenin asıl sözcülerinin önüne geçme isteği, kırılganlığın bileşkesi olan tehlikeyi içeriyor.
Koalisyon hükümeti programının uygulanması önündeki tartışılan engeller ve 2031 yılına kadar yaklaşık 18,5 milyarlık bütçe açığının kapatılması için hangi önlemlerin alınacağı konusundaki temel siyasi tartışmanın geleceğe ertelenmesi, üçlü koalisyonun demokrasinin kurumlarını korumak amacıyla normal seçimler periyodu içinde kalması umudunu zayıflatıyor.
211 sayfalık programın emekçiler ve azınlıklar için hangi konuları içerdiğini bir sonraki yazımızda ele alacağız.