Liverpool: Bir futbol şehrinin portresi
2024-25 sezonunun sonunda Premier Lig tarihinde ikinci, toplamda yirminci şampiyonluğunu kazandı Liverpool FC, taraftarı olmasanız bile Liverpool’a hürmet 70’li senelere yetişmiş olanlar için gönül borcudur diyerek hatırlayalım o futbol şehrini ve kırmızılı takımını…
Freddy O’Connor tarafından 1986’da kaleme alınmış, “Liverpool, It All Came Tumbling Down” (Brunswick Printing & Publishing Co. Ltd) adlı enfes bir kitap vardır, İngiliz futbolunun efsane Liverpool takımının şehrinin tarihinin anlatıldığı…
Hüzünlüdür kitapta yazılanlar, yürek acıtır. Beatles grubunun doğduğu ve efsaneleştiği, bir zamanların önemli bir liman kenti iken, tersanelerin kapanması, liman işçiliğinin tarihe karışması ile şehrin yoksulluk ve işsizlik girdabına sürüklendiğini anlatır, eskiyi özleten siyah beyaz fotoğraflar eşliğinde. Gerry and the Pacemakers'ın “Ferry Cross The Mersey” şarkısına ilham kaynağı olmuş, Mersey nehrinin kıyısında yer alan bu tarihi İngiliz şehrinin simgesi “Liver Bird”, nicedir tarihi binaların üzerinden şehre koruyuculuk yapar. Aynı grup, Liverpool takımının pek tanınmış marşı haline gelen 1963 yapımı “You Will Never Walk Alone”un da yaratıcısıdır. 497 bin nüfusa sahip şehir eski görkemli görüntüsünden uzaktır, yoksulluk hemen her sokağında kendini belli eder. İngiltere’nin en yüksek işsiz nüfusuna sahip şehirlerin başında gelir, kötü zamanların göstergesi. “Liverpool University” ve “John Moores” adında iki büyük üniversitesi dünyanın dört bir tarafından öğrenim görmek için gelen gençlere ev sahipliği yapar. Tüm olumsuzluklarına rağmen görülesi, belki de bir süreliğine bile olsa yaşanası şehirdir Liverpool. Şehir merkezinde yer alan Beatles müzesini ziyaret etmeden şehirden gitmek olmaz.
***
Ilık bir cumartesi sabahı, eskiden tersanelerin yer aldığı, şimdilerde ise daha dingin bir görüntüde olan Albert Docks’un tanınmış otellerinden birinde uyanırsanız, İngilizlere has geleneksel kahvaltı sonrası çıktığınız yürüyüşte sizi karşılayacak, hatta şaşırtacak olan, yediden yetmişe kırmızı formalara bürünmüş Liverpool sakinleri olacaktır. Bu şehir, futbol formalı taraftarların şehridir. Şehrin bir kısmı mavi (Everton), diğeri de kırmızı (Liverpool) sevdalısıdır. Futbolu sevmesiniz bile, bir süre sonra anlarsınız ki futbol bu şehrin kalbinde yaşamaktadır. Kendilerine has aksanları ile İngilizcelerini anlamakta muhtemelen zorlanacağınız kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hemen hepsinin ortak sevdası futboldur. Muhtemel zamanla sizin de dilinize bir futbol şarkısı takılacak, zamanla siz de Pink Floyd’un 1971 tarihli “Meddle” albümündeki “Fearless” şarkısının arka fonunda Liverpool taraftarlarının söylediği “You Will Never Walk Alone”un sözlerini ezberleyeceksinizdir. Aralarında korkunç bir rekabet olsa da maçlarda yan yana oturur Liverpool ve Everton taraftarları, tribünler de “You Will Never Walk Alone”un sözleri yankılanır. Kanımca gelmiş geçmiş en güzel futbol şarkısıdır...
***
Sonra, öğle saatlerini az geçe, ayaklarınız sizi neredeyse tüm şehir sakinlerinin gitmekte olduğu yöne doğru sürükleyecektir, belki ilgiden, belki meraktan. Şehir merkezinde yer alan, “Lime Street” tren istasyonundan akın akın çıkan kırmızı formalı taraftarlar arasında yürürken sizde kapılacaksınızdır bu futbol şehrinin büyüsüne. Bu futbol şehri, o şehrin takımı Liverpool FC, sizi kendine çağıracaktır. Futbola pek ilgi duymayan nicesini görmüşümdür bu büyünün etkisinde o yolları yürüyen, nicesini duymuşumdur “You Will Never Walk Alone”un sözlerini usulca mırıldanan, zira bir kez karıştın mı o şehrin kırmızılı insanlarının arasına, durmak güç olur. Anlamak için muhtemel yaşamak gerekir…
Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra, “Anfield” bölgesindeki o muhteşem stat karşılayacaktır sizi, İngiliz futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı takımına ev sahipliği yapan “Anfield Stadı”... 1892’de inşa edilmiş, günümüzde 61.276 kapasiteye sahip, şimdilerde biraz eski, biraz viran halde duran eski İngiliz evlerinin tam ortasına inşa edilmiş İngiltere’nin en büyük beşinci futbol mabedi. Stadın “Shankly Gates” olarak bilinen ana girişinde, 15 Nisan 1989 günü, Sheffield Hillsborough Stadı’nda, Nottingham Forest ile oynanan talihsiz Federasyon Kupası yarı finalinde ezilerek ölen 96 Liverpool taraftarının anısına inşa edilen, her daim 96 mumun yandığı, çiçeklerin bırakıldığı anıt ilginizi çekecektir. Bir süreliğine duracaksınızdır o anıtın önünde. O anıtta yazılan isimlere, o talihsiz gün hayata veda etmiş futbol taraftarlarının yaşlarına gözünüz takılacaktır. Çoğu pek erken yaşta hayata veda etmiş, tıpkı 14 yaşındaki Lee Nicol, 10 yaşındaki Jon-Paul Gilhooley gibi. Hiç birisini tanımamış olduğunuz halde içiniz acıyacaktır. Orada, o anıtın önünde öylece dururken, sizde anlayacaksınızdır, bu şehir futbol şehridir, bu şehrin sakinleri takımı için yaşar ve takımı için ölür. Zira futbol bu şehrin kalbinde atar.
Sonra, “Main Stand”da yerinizi alırken, gözünüz dünya futbolunun muhtemel en bilinen tribününe takılacaktır. Siz hayranlıkla bu müthiş tribün manzarasını izlerken, kırmızı formalı binlerce Liverpool taraftarı kale arkasındaki “Kop” tribününde şarkılarını söylecektir. Shankly adına açılmış flamalar dalgalanacaktır kırmızılar arasında. Takımlar sahaya çıkarken bir uğultu kopacak, “Kop” Shankly’nin çocuklarını bir kez daha selamlayacaktır.
***
William Bill Shankly… 2 Eylül 1913 Glenbuck (İskoçya) doğumlu, yoksul bir maden işçisinin oğlu ve on kardeşten biri. İkinci Dünya savaşı öncesinde Patrick Thistle takımında futbol oynamış, savaş yüzünden kariyerine ara vermiş, sonrasında 33 yaşında futbolculuk kariyerine nokta koymuş. 1949’da Carlisle United ile başlayan antrenörlük kariyeri, 1951’de Grimbsy, 1953’te Workington ve 1956’da Huddersfıeld takımlarında devam etmiş. Bu yıllarda bir kez Liverpool takımının hocalığı için görüşmeye çağrıldığı ama kabul edilmediği yazılır. Huddersfield takımının başında iken, o yılların efsane futbolcusu Denis Law’u henüz 15 yaşında İngiliz futboluna kazandırmasıyla nam salmış. Bu kez hata yapmayan Liverpool yönetımi, Shankly’i Aralık 1959’da Liverpool takımının başına getirmiş. O gelmeden önce, 2. Lig’de tutunma mücadelesi yapan, vasat bir takım görüntüsü çizen Liverpool, Shankly’nin gelişiyle yeniden doğmuş. Kendine has antrenman programı olan, istikrara inanan Shankly, 1965-1966 sezonunda Liverpool’u İngiltere şampiyonu yaptı, o sezon takımda sadece 14 oyuncunun forma giymiş olması kayda değer. O ve ondan sonraki sezonlarda yalnız İngiliz futbolunda değil, Avrupa sahalarında da esti kükredi Liverpool, adını tüm dünyaya duyurdu. Temmuz 1970’te, 60 yaşında emekliye ayrıldı Shankly, 28 Eylül 1981’de 68 yaşında vefat ettiğinde bütün şehir ağlamış arkasından. Hâlâ adına yazılmış şarkıları yankılanır tribünlerde. Ölümünden sonraki ilk maçta Kop tribününde açılan dev “Shankly Lives Forever” flaması her maçta dalgalanır.
***
Maçtan sonra ağır ağır ayrılırken tribünlerden, şahit olduğunuz futbol festivali uzun bir süre aklınızda yer edecektir. “You Will Never Walk Alone” şarkısı yankılanırken tribünlerde, bu futbol mabedini görmüş olduğunuz için kendinizi şanslı sayacaksınızdır. Kim bilir bekli aklınıza Shankly Gates’in yanındaki anıtta isimleri yazılı talihsiz Liverpool taraftarları gelecektir. Bilir misiniz, Shankly söylemişti: “Futbol hayat memat meselesi değildir, ondan çok, çok daha önemlidir.”