Mahalle yanıyor, biz bambaşka memleketlerde dolaşıyor, hayal dünyalarında yaşıyor, yine de ona buna laf yetiştirmekten, çemkirmekten geri kalmıyoruz. Aslında geri kalmamak tek doğru yapabildiğimiz şey şu aralar. İlerleyen her toplumun tam tersine geri gitmeyi beceren ve başaran bir toplum yarattı sağ olsun, son yirmi yıldır elde avuçta neyimiz varsa ya satan ya özelleştiren, ya da geçiş garantisiyle cebimizi boşaltmaya ant içmiş idare. Yönetim değil, çünkü Türkiye yönetilmiyor. İdare ediliyor. Anca işte… Hiçbir konuda hiçbir yetkili neredeyse bilgi sahibi değil. Vizyon yok, tıbbi cihazları rentekarla almak gibi düşünün. Eğitim durumu giderek daha da yerlerde sürünmeye başladı. Artık ülkede dört işlem bilenlere “elit” ya da “monşer” diye bakılacak…

***

Tabii diploması, dış işleri gibi şeyleri otoparkçı modeli çözmeye çalıştığımız için bizden daha güçlü ülkeler tarafından da sürekli tokatlanıyoruz. Kendi kafamıza göre Rus uçağını düşürüp sonra S-400’leri almaya mecbur bırakılıyoruz. Putin reyiz zaten ortamların çocuğu. Adam zamanında ajanlık yapmış, gerçekten de silah kullanmayı, ayıya binmeyi filan biliyor. Diğer ülkelerin tıs idarecileri gibi değil. Teke tekte de bayıltır, emanetle de paketler, her türlü luk diye saplar cuk diye çıkartır. Putin tabii işini biliyor. Adeta payvona gitmiş de sonra çıkan hesabı ödeyememiş bir birey gibi bizi ATM’ye kadar götürüyor, ATM’den 3.5 milyar dolar kadar paramızı çektiriyor. Artık S-400’lerin borusunu da soba nostaljisi yapacağımız zaman boru olarak kullanırız. Ölü batırım.

***

Ülkede cehalet kutsallaştırılırken, neredeyse kutsallar da günden güne daha masraflı oluyor. Diyanet’in devasa, birkaç bakanlıktan fazla bütçesi gibi, tuhaf makam araçları gibi, binlerce odalı kaçak yerleşkeler gibi, gibi de gibi… Son dakika haberi, Diyo’nun gözbebeği, Mercedes’inden ayrılamayan bilge Erbaş, İslamabad’a özel jetle uçmuş. Millet elektrik ve doğalgaz faturasının derdindeyken, eğer iyi bir memursanız siz de özel uçakla istediğiniz yere uçabilirsiniz. Yani tarifeli uçakta sıra kapatmak filan da değil, ekip komple uçak kapatıp uçuyor. Zaten uzun süredir uçuyoruz çok sağ olsunlar. Tarifeli uçak tercih etmeyen Diyanet heyetinin Pakistan ziyaretinde kullandığı jetin Cumhurbaşkanlığı filosundaki lüks uçaklardan biri olduğu, heyetin ilk olarak Lahor Allame İkbal Uluslararası Havalimanı’na indiği ifade edildi. Diyanet heyetini burada, Pakistan Din İşleri ve İnançlar Arası Uyum Başkanı Pir Nurul Hak Kadri karşıladı. Erbaş ve beraberindekiler, Lahor’daki görüşmelerinin ardından İslamabad’a geçti… Yani şimdi bu görüşmeleri Zoom’dan yapsalar da olmuyordu herhalde. Fakir ülke değiliz neyse ki. Pakistan düşünsün. Oranın diyaneti nasıl acaba? Aman onu da ben mi düşüneyim?

***

Bakın mesela ülkemizi yöneten ekipte bu kardeşimiz de var. Bu kardeşimiz de geleceğimiz üzerinde söz sahibi yetkili isimlerden. Kendisi malum partinin grup başkanvekili. Yani sıradan bir malum partili de değil. Elit bir partili. Grup başkanvekili olabilecek kadar değerli ve kariyerinde yükselmiş bir birey.
Peki bir iş yeriniz olsa, şu sözleri söyleyen bir kişiyi çalıştırır mıydınız? "Fransa’da 150€’ya yapılan alışveriş, %7’lere varan enflasyon sebebiyle artık 750€. %7 yani 7 kat."… Evet aynen böyle. %7 enflasyonun, fiyatları 7 kat olduğunu düşünüyor. Oysaki her şeyden önce 150’den 750’ye gelene kadar 7 katlık bir büyüme de yok… Bu kişiyi işyerinizde tutar mısınız? Kasada oturtur musunuz? Ben seve seve çalıştırırım da sonra işyeri batar mı, iflas mı eder, onu tam bilemiyorum.

Arkadaşları ona grup başkanvekili diyor. Ben ise kendisini bu sözleriyle hatırlamak istiyorum. Unutmayın kalite tesadüf değildir. Bu hayatı biz seçiyoruz.
"Kastımızla, lafzımız arasında ortaya çıkan fark nedeniyle farklı değerlendirmeler söz konusu oldu”… Alın duvara asın, sonra lazım olur.