Mahir Polat’ı serbest bırakın!
Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olacağının belli olması AKP’yi fevkalade telaşlandırdı. Önce diploma iptali sonra da gözaltılar ve tutuklamalar geldi.
Tutuklananlardan biri de İBB Miras’ın kurucusu, Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri, Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı başkanı, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat oldu.
∗∗∗
Mahir Polat’ın İBB’deki görevi kültürel mirasla ilgili olduğu için belli ki kendisini ihale işleriyle ilişkilendirecek bir odunsu tanık bulunamamış. Tutuklanması için son yerel seçimlerde CHP ile DEM Parti arasında yapılan kent uzlaşısı bahane edilmiş.
Bir yandan Cumhur İttifakının kendisi PKK ile uzlaşmak için bin takla atıyor; PKK’nın tutuklu lideri için, şimdi artık o da “kurucu önder” oldu, gelsin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşsun, PKK da gelsin kongresini Malazgirt’te toplasın diye çağrılar yapıyor, öte yandan iki yasal partinin yerel seçimlerde uzlaşı yapması terör suçu oluyor.
Hani bazen “İçinde yaşamasak aslında çok eğlenceli bir ülke” diyoruz ya, hakkaten öyle!
Mahir Polat kırk sekiz yaşında. Yıllardır ağır sağlık sorunlarıyla boğuşuyor.
Sorunlarının başında agresif seyreden kalp hastalığı geliyor. Son dört yılda kalp damarlarına beş stent takılmış, bir damarına da balon anjiyoplasti uygulanmış. Sadece kalp de değil. Tedaviye dirençli hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, uyku apnesi, tiroid kanseri. Her biri kendi başına ciddi sağlık problemleri.
Günde on çeşit ilaç kullanmak ve ciddi diyet yapmak zorunda.
Böyle sağlık sorunları olan bir insan için hayatını sürdürmek dışarda bile zorken içerde nasıl olacağını tahmin edersiniz.
Cezaevinde öyle çat kapı doktora gidemezsiniz. Gardiyana haber vereceksiniz; saatler, bazen de günler sonra revire çıkacaksınız. Cezaevi doktoru uygun bulursa sizi hastaneye sevk edecek. Günler sonra elleriniz kelepçeli, nefes almakta güçlük çektiğiniz bir cezaevi aracının içinde hastaneye götürüleceksiniz. Şansınız yaver gider de işiniz o gün biterse ne ala. Yok, tahlildi, röntgendi, yatıştı, tekrar gitmeniz gerekirse aynı zulüm tekrar al baştan.
∗∗∗
Adli tıp asistanlığı yaparken iki mahkumun ölü muayenesine katılmıştım. Biri koğuşun içinde, diğer bütün mahkumların arasında epilepsi krizi geçire geçire ölmüştü. Diğerinin apandisiti patlamış, iltihap günlerce bütün karnına yayılmış, karın duvarını delip dışarı akmıştı. İkisi de hastaneye götürülmemişti.
Normalde hiç tutuklanmaması gereken Mahir Polat böyle ciddi hayati tehlike altındayken tahliye edileceğine günlerdir cezaevinde tutuluyor, kamuoyundan tepkiler yükselince de hastane hastane dolaştırılıyor.
Son olarak geçtiğimiz Cuma günü Adli Tıp Kurumu’na, ATK’ya sevkine karar verilmiş. Muhtemelen bugün, ya da bu hafta içinde ATK’da olacak.
Aslında Mahir Polat’ın tahliyesi için ATK’ya sevki diye bir zorunluluk yok. Çünkü ATK raporu bir suçtan hükümlü olan kişilerin “ceza infaz tehiri” ya da Cumhurbaşkanı tarafından affı için gerekli. Mahir Polat ise hükümlü değil, tutuklu. Zaten elinde mevcut olan raporlara dayanarak ya da herhangi bir hastaneden rapor alınarak da tahliye edilebilir.
Nitekim İBB eski Başkanı Kadir Topbaş’ın FETÖ’den tutuklanan damadı Ömer Faruk Kavurmacı zamanında özel Acıbadem Hastanesi’nin verdiği “uyku apnesi ve vitamin yetersizliği” raporuna dayanarak tahliye edilmişti.
Peki Mahir Polat neden ATK’ya gönderiliyor?
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz bu soruya “Adli tıp uzman kurum. Adli Tıp, sağlıkçılar ne karar verirlerse o yönde de işlem yapılacaktır.” diye cevap vermiş.
İyi de, o zaman neden bir tıp fakültesi ya da eğitim araştırma hastanesine değil de ATK’ya gönderiliyor?
∗∗∗
Çünkü siyasi iktidarların gölgesi hiçbir zaman üzerinden eksik olmayan ATK son yirmi yıldır bütünüyle AKP’nin işgali altında. AKP işi öyle ileri götürdü ki Ergenekon kumpasları döneminde ATK’yı doğrudan Gülen Cemaatine devretti. Nitekim AKP’nin atadığı ATK Başkanı Haluk İnce de dahil olmak üzere o dönem bir dizi kritik rapora imza atan onlarca adli tıpçı 15 Temmuz İslamcı darbe girişiminden sonra FETÖ’den tutuklanıp memuriyetten atıldı.
Şu andaki ATK Başkanı Hızır Aslıyüksek’in o dönemlerde Haluk İnce’nin yardımcısı olduğunu not düşüp devam edeyim.
Siyasetle bu kadar iç içe olan ATK’nın en politize departmanı ise Mahir Polat hakkında rapor hazırlayacak olan Üçüncü İhtisas Kurulu. Her dönem siyasi iktidarın kirli çamaşırlarını aklamak için çalışıyor. Kurul başkanı olmak için de tam biat gerekiyor.
Özel Harekat Dairesi Başkanı İbrahim Şahin için Susurluk davasında “cezai ehliyeti yoktur”, Ergenekon davasında ise “cezai ehliyeti vardır” raporu veren Kurul bu.
Keza ölüm oruçları sürecinde onlarca eylemciye tıbbi olarak iyileşmesi mümkün olmayan Wernicke-Korsakoff teşhisi koyup salıverilmelerini sağlayan, sonra siyasi ortam değişince “İyileşmişler. Cezaevinde yatabilirler.” diye rapor düzenleyen de gene aynı Kurul idi.
∗∗∗
Mahir Polat bugünlerde işte bu Kurul tarafından muayene edilip değerlendirilecek. Sonra da muhtemelen çıkacak rapor dayanak gösterilip tutukluluğu devam ettirilecek. Yok eğer kamuoyundaki tepkiler etkili olursa da heyetin raporu o yönde olacak.
Hakkında hiçbir somut, inandırıcı suç isnatı bulunmayan, üstelik yıllardır bir dizi sağlık sorunuyla boğuşan bir insanı cezaevinde tutmak göz göre göre cinayettir.
Mahir Polat’ı serbest bırakın!