Ülkemizin üzerine 21 yıldır tıpkı bir karabasan gibi çöken gerici ve faşist AKP iktidarı hayatın her alanında olduğu gibi çalışma hayatımızı da derinden etkiledi ve önemli kayıplara yol açtı. Bu karabasandan çalışma hayatımız ve emekçilerde elbette ki nasiplerini en kötü biçimde aldılar.

Henüz iktidara yeni geldiklerinde ilk icraatları o günlerde gündemde olan iş güvencesi yasasının kapsamını daraltarak milyonlarca çalışanı iş güvencesi yasasının kapsamı dışında bırakmak olan AKP iktidarı sonraki yıllarda da durmadı.

Emek kesiminin kırmızıçizgi olarak nitelediği kıdem tazminatını fona dönüştürmeyi defalarca gündeme alan iktidar bunu şimdilik gerçekleştiremese de kıdem ve ihbar tazminatlarında 10 yıl olan zaman aşımı süresini 5 yıla indirerek işçilerin bu konuda hak arama sürelerine sınır getirdi.

Çalışanların işçilik hakları konusunda iş mahkemelerinde hak aramalarının önüne önemli bir set oluşturan arabuluculuk müessesini dava şartı olarak zorunlu hale getirerek işçilerin haklarını pazarlık masalarında yitirmesine neden oldu.

Ülkemizin kanayan bir yarası olan iş cinayetlerinde İSİG Meclisi’ne göre AKP döneminde 31 bin 131 işçi hayatını kaybetti. Dolayısı ile 2012 yılında bu hükümet tarafından çıkartılan 6331 sayılı İSG yasası hiçbir derde deva olmadı ve iş cinayetleri artarak sürüyor.

İşçilerin anayasal bir hakları olan sendikalaşma hakkı bu iktidar döneminde iyice dibe vurdu. DİSK’in araştırmasına göre 21 yıllık AKP iktidarı sonunda gelinen tablo yüzde 14 civarında resmi sendikalaşma oranı, yüzde 12,4 fiili sendikalaşma oranı ve yüzde 8,1 civarında toplu sözleşme kapsamında. Özel sektörde toplu sözleşme kapsamı ise yüzde 4,7. Özel sektörde işçilerin yüzde 95,3’ü sendikal korumadan yoksun. AKP döneminde işçilerin grev hakkı adeta fiilen ortadan kaldırıldı yine DİSK’in araştırmasına göre greve çıkan işçi sayısı son 60 yılın en düşük düzeyine indi.

Ülkemizde kronik bir sorun haline dönüşen işsizlik AKP döneminde tavan yaptı. DİSK-AR’ın son raporuna göre geniş tanımlı işsizlik yüzde 19,6’dan yüzde 21,8’e yükseldi, geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 308 bin oldu.

Bu olumsuzluklardan nasibini alan önemli bir kesim de şüphesiz ki emeklilerdi. Seçim yatırımı olarak yarım yamalak çıkartılan EYT yasasının halen devam eden olumsuzlukları bir yana, AKP emeklilik yaşını ve prim gün sayısını artırdı. Emekliler arasında eşitsizlikler yarattı. Emekli aylığı güncelleme katsayısı, aylık bağlama oranları, aylıkların alt sınırı düşürüldü. Aylık artışları resmi enflasyon oranıyla sınırlandırıldı. SGK emeklilerinin alt sınır aylığı 1999 öncesinde yüzde 70 iken 5510 sayılı Yasa ile emekli aylıklarının sınırları yüzde 35-40 oranına geriledi.

***

Ülkemiz emekçilerinin ve yoksul halkımızın bu iktidarla birlikte yaşadığı olumsuzlukları çoğaltmak mümkün ancak bu olumsuzlukları hepimiz zaten derinden yaşamaya devam ediyoruz. Evet, ülkemiz çok önemli bir seçim sürecinde ve biz artık üzerimize bir karabasan gibi çöken bu karanlıktan kurtulmak için önemli bir fırsatın eşiğindeyiz. Ülkemizin demokrasisini, hukukunu, eğitimini, sağlığını kısaca hayatın her alanını olumsuz etkileyen bu iktidara artık yeter demenin zamanı çoktan geldi.

İçinde bulunduğumuz mayıs ayı şüphesiz ki ayların en güzeli olma özelliğini koruyor. İlkbahar her şeyden önce doğanın yeniden doğuşu, yeniden dirilişi. Ne güzeldir Sabahattin Ali’nin bu ayı eşsiz güzellikte anlatan o dizeleri:

Mayıs ayların gülüdür,

taze bir çiçek dalıdır,

İçerim ateş doludur;

Mayıs‘ta gönlüm delidir.

Yeşil dağlara göçülür,

Kırmızı şaraplar içilir;

Yârim dökülüp saçılır,

Mayıs‘ta gönlüm delidir.

Diye devam eder bu çok sevdiğim şiir.

Bu seçim döneminde geçmiş seçimlerden farklı olarak sol, sosyalist emek yanlısı parti ve ittifakların güçlü ve iddialı bir biçimde meclise girme çabalarını görüyoruz ve bu halkımızı ve bizi umutlandırıyor. Çünkü biliyoruz ki emekçilerin yoksulların umudu soldadır.

***

Evet, zaman bu zamandır, aylardan mayıstır, O halde, koşalım sandıklara ve bu karabasanı kovalım ülkemizden. Bu mayıs ülkemiz de tıpkı yeniden doğup dirilen doğamız gibi, yenilenerek aydınlık günlere doğsun haydi…