Google Play Store
App Store

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek son haftasını çevre ve ekonomi konularına ayırdı. Önce zar zor geçinen herkese yeni bir yük getirecek zorunlu afet sigortasının ‘müjdesini’ verdi. Anadolu Ajansı muhabirine verdiği demeçte, doğa kaynaklı afet sayısındaki artışa dikkat çeken Şimşek, “Zorunlu Afet Sigortası ile sel, heyelan, fırtına, dolu, çığ ve orman yangınının da sigorta teminatına dahil edilmesi öngörülüyor” dedi.

Şimşek’in bahsettiği aslında iklim krizi nedeniyle sayısı ve şiddeti artan aşırı hava olaylarının yol açtığı hasarlar. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşırı hava olaylarının sayısı artıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2023’te tam 1475 aşırı hava olayı kaydetti. 2017 yılında bu sayı 598’di. 2023 yılındaki aşırı hava olaylarının yüzde 38’i şiddetli yağışlar. Onları fırtına ve dolu izliyor.

SİGORTA PRİMİNİ SORUMLULAR ÖDESİN!

İklim krizini durdurmadıkça bu sayı, dolayısıyla hasar ve kayıplar da artacak. Şimşek, bu hasarın bedelini siz karşılayın diyor, zorunlu sigorta primlerinin nasıl kullanılacağı, ne kadarının prim ödeyen için kullanılacağı tartışmasına hiç girmiyorum. Mehmet Şimşek’e sadece şunu hatırlatmak zorundayım. İklimi biz değiştirmiyoruz sizin politikalarınız değiştiriyor. Bu ülkeyi kömür santrallarıyla biz doldurmadık, sizin hükümetiniz yaptı. Elektrik üretiminde kömürü ve ithal kömürü zirveye sizin hükümetiniz taşıdı. 22 yıldır ulaşımı kara ve hava yoluna bağımlı kılarak, petrol kaynaklı emisyonları siz arttırdınız. Bu iş poşet gibi tercih meselesi değil, bize icraatlarınızla dayatılan bir zorunluluk. Sigorta primini sorumlular ödesin!

Enerji tasarrufunda da geride kaldınız. GSYH’ye 1000 avro katkı sağlamak için sizin bakanlık yapmaya başladığınız 2007 yılında 181 kg eşdeğeri petrol harcanıyormuş, 2022’de 150’ye gerilemiş. Aynı dönemde bize yakın ekonomilere bakıyorum hemen hemen hepsi çok daha fazla ilerleme kaydetmiş, enerji yoğunluğunu düşürüp daha az enerjiyle daha çok iş yapmışlar. Yunanistan bugün aynı ekonomik değeri 120, Portekiz 117 kg petrol eşdeğeri enerji harcayarak sağlayabiliyor. İtalya’da bu rakam 90. Romanya 308’den 165’e geriletti.

KARBON AYAK İZİ VERGİSİ

Bir başka konuşmanızda da karbon ayak izi vergisi almaktan bahsetmişsiniz. Alın, geç bile kaldınız ama bunları sorumlularından alın. Karbon ayak izi diyerek bu iş yurttaşın ayak izine bağlamayın. Petrol, kömür ve gaz şirketlerinden, köprü ihalelerinden ceplerini dolduran şirketlerden, otomobil satıcılarından alın. Demiryolu yapmayarak, akıllı binalar, planlı kentler inşa etmeyerek enerji tüketmeye mahkûm ettiğiniz yurttaşlardan değil, kısa yoldan hızla kâr elde etmek için bizi kışın üşüten yazın pişiren binalara tıkan inşaatçılardan alın. Aldığınız vergilerle binalara yalıtım yapın. Enerji kooperatiflerinin, çatılardaki güneş panellerinin önünün kesilmesi için lobi yapan elektrik şirketlerinden alın. Aldığınız vergilerle okulların çatısına güneş paneli koyun. Aldığınız tüm vergilerin de hesabını verin. Nereye, nasıl harcandığını bilelim. Karbon vergim makam arabalarının yakıtı olmasın.

MEHMET ŞİMŞEK’E AKKUYU SÜRPRİZİ

Mehmet Şimşek’e bir de kötü haberim var. Akkuyu Nükleer Santralı’nda inşaat sürüyor. Rusya’yla yapılan uluslararası anlaşma gereği ilk ünite çalışmaya başlayınca elektrik alım garantisi de devreye girecek. İlk iki reaktörün ürettiğinin yüzde 70’ini, diğer iki reaktörün ürettiğinin yüzde 30’unu, kilovatsaati 12,35 dolar sentten almak zorundayız. Mayıs ayında piyasa takas fiyatı 5,4 sent civarındaydı. Yani, aynı elektrik piyasada nükleere kıyasla yarı fiyatından daha ucuza satılıyor. Rus şirketin söylemini dikkate alarak bir hesap yaparsak, sadece alım garantisi nedeniyle ödeyeceğimiz miktar yılda 2 milyar dolardan fazla olacak. Alım garantisi dışında da elektrik alınırsa rakam rahatlıkla 3 milyar doları bulacak. Cumhurbaşkanı, ilk reaktörün yüzde 90’ı bitti dediğine göre en geç önümüzdeki yıl ilk reaktör devreye girebilir. Hazineden para çıkışı da elektrik üretimiyle başlayacak.

Şimşek, 11 Haziran’da yaptığı bir konuşmada, 21 yılda fosil yakıtlara 900 milyar dolar harcadık diye şikâyet etmiş. Akkuyu’ya 15 yılda sadece alım garantisi nedeniyle ödeyeceğiniz miktar 35 milyar doları bulacak. Kalan üretimi de piyasa fiyatından alsanız 50 milyar doları geçer. Akkuyu Nükleer A.Ş. Türkiye’de kurulu ama yüzde 100 hissesi Rusya’ya ait bir şirket. Böyle olunca enerji ithalatı kalemi kağıt üstünde azalmış görülecek ancak dediğimiz gibi bu kağıt üstünde, seçmen kandırmak için kullanılacak. Şikâyet ettiğiniz fosil yakıtlardan bile daha pahalı elektrik almaya hazır değilseniz Akkuyu’yu açmamanız gerekir. Açacaksanız da bize 21 yıl sonra gelip nükleer santral nedeniyle Rusya’ya 60-70 milyar dolar ödedik demeyin.