Türkiye yine uluslararası haber ajanslarına konu oldu: Geçen hafta Peru’nun en büyük limanı El Callao’da yakalanan 20 milyon değerindeki kokainin yükleneceği geminin varış noktası Türkiye’ydi.

El Callao Emniyet Müdürü Luis Angel Bolanos, “Bu bildiğimiz kadarıyla ilk defa Peru limanlarında gerçekleşen ve varış noktası Türkiye olan bir baskın. Normalde Belçika, Hollanda, İspanya ve Fransa limanlarından haberdarız” dedi.

Bundan çıkacak ilk sonuç Türkiye’de kokain kullanımının artması değil aslında. Evet arttı, ancak kokainin - hala - esas müşterisi, yeni tatil mekanları Dubai ve Fas gibi ülkeler olan Batılı zenginler. Türkiye ise bir geçiş limanı olarak ‘ticaretten payına düşeni alıyor’.

ESCOBAR’DAN GÜÇLÜ

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) son raporunda, dünyada kokain tüketiminde ciddi bir artış yaşandığı, buna bağlı olarak arzın da arttığı bilgisi yer aldı. Rapora göre, kokain üretimi, 2021’de önceki yıla oranla yüzde 35 arttı. Kokain pazarının ABD’de ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde oldukça yoğunlaştığı ancak Asya, Afrika ve Avrupa’da 2020’deki tahmini 21,5 milyon olan kokain kullanıcısı sayısının 55 milyona çıkabileceğini düşünüyorlar.

Kolombiya, dünyanın bir numaralı kokain/koka yaprağı üreticisi. Kokain ticareti ise Meksikalı kartellerin elinde. Meksika kartellerinin Kolombiya’daki adı “görünmezler/hayaletler”.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro Urrego, senatör olduğu dönemde, 2019 yılında yaptığı açıklamada, “Meksika kartelleri, koka yaprağı üretiminden New York sokaklarındaki kokain satışına dek her şeyi kontrol ediyor. Bu gruplar Escobar ya da (Cali kartelinin eski lideri) Rodriguez Orejuela kardeşlerin eskiden olduğundan çok daha güçlü” demişti.

CİNAYET, RÜŞVET, TEHDİT

Peki, uyuşturucu ticaretinin merkezi olan ülkelerde, yargı, siyaset ve toplum nasıl etkileniyor?

Latin America and the Multinational Drug Trade adlı kitaptan: “Yasal sistemin yetersizliğinin uyuşturucu ticaretine direkt ve dolaylı etkileri var. Tehdit, rüşvet, saldırı ve şiddet, 1975’ten bu yana yasal sistemi kuşatmış durumda. Tabii suçun bu denli artışı sebebiyle biriken dosyalar da savcıların baş edebileceğinin çok ötesine geçti. Yıllarca tek duruşması görülmeden bekleyen davalar var. Bugüne kadarki tüm reformlar sonucunda gelinen noktada, ülkedeki cinayetlerin yüzde 2’sinden azı yargılanıyor. Yargı mensuplarının kartellerle ilişkileri ve yasal sistemin yetersizliği birleşince, suç işleyenler için cezalandırılma riski sıfıra yakın.”

Yargı neden bu halde? Çünkü siyaset öyle emrediyor.

Kolombiya’da Yüksek Mahkeme Başkanı Francisco Ricaurte, 2021 yılında verilen kararla, “de la Toga/Robe” karteliyle savcı ve hakimler arasında rüşvet ağı kurmaktan suçlu bulundu. İddianameye göre, aralarında valiler ve kongre üyelerinin de olduğu siyasetçiler de kartelden yüzbinlerce dolar rüşvet almıştı.

Yani Meksika ve Kolombiya’da devleti siyasetçiler yönetmiyor, davalarda kararları yargıçlar vermiyor. Bu iki ülkede daha görünür olan siyaset-yargı-kartel bağlantısı, aslında uyuşturucu ticareti yapılan her ülkede aynı şekilde işliyor.

Her ülke demişken, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) 2022 raporunda, Türkiye’deki uyuşturucu ticareti ve kullanımının artışına dair bilgiler var. Kokainin, Güney Amerika-Türkiye arasındaki ticaretine yer verilen raporda, kokainin Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına gönderildiği ancak Türkiye’de de bu maddenin kullanımının arttığı ifade ediliyor. Kurul, Türkiye’deki organize suç örgütlerinin, düşen afyon fiyatlarının ardından kokain ticaretine yöneldiği tespitini yapıyor.

Bağımlılar ve satıcılarla ilgili resmi rakamlar da bu savı doğruluyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bağımlılıkla Mücadele Çalıştayı’nda yaptığı açıklamada, genel nüfusa göre uyuşturucu kullanım oranının dünyada yüzde 5,6, Avrupa’da yüzde 29, Türkiye’de yüzde 3,1 olduğunu açıklamıştı.

Sadece tespit edilebilen yüzde 3,1 bile gayet yüksek ve bu oran her yıl artıyor.

Bakan Soylu, başka bir programdaki açıklamasında da 2017-2018 yıllarında hapishanelerde uyuşturucu kullanıcısı ve satıcı suçlarıyla bulunan kişi sayısının 36-37 bin olduğunu, şu an ise bu sayının 121 bine yükseldiğini söylemişti.

İstanbul’da son üç ayda yapılan operasyonlarda sadece uyuşturucu suçlarından 1404 kişinin tutuklandığı da resmi bilgi.

Yani ticaret de bağımlı sayısı da giderek artıyor ve önlem alınmazsa işin sonunun nereye varabileceğinin örneği, Meksika’nın hayaletleri.