Google Play Store
App Store

İnsan yaklaşık 9 bin yıl önce topraktan çanak çömlek üretmeye başladı. Çömlekçi çarkının icadı ise 5 bin yıl öncesine dayanıyor. Ve çark döndükçe insan evrenini yarattı. Kendisi şekilsiz maddeye şekli verebildiğine göre çömlekçi, yıldızlı gökleri döndüren çok daha kudretli bir çömlekçinin pekâlâ çamura şekil vererek kâinatı ve insanı yaratmış olduğunu düşünebilir. Ve yaklaşık 4000 yıl önce tek tanrı inancı başladı. Bilim adamlarının kendiliğinden felsefesi varsa meslek sahiplerinin de kendiliğinden kozmogonileri olabilir. Çömlekçinin evreni açıklama tarzı, yorumlar arasında bir yorum olarak kalabilirdi. Fakat kozmogonisi tek tanrılı, tek merkezli bir evren anlayışa yol açtı. Tek bir hakikat vardı, o da çömlekçinin anlattığıydı. Çömlekçilik ile tek tanrıcılık arasındaki analojilerin çokluğu tüm yaratılış mitlerinde yankılanır. Her ikisinde de malzeme olarak balçık ya da kil kullanılır. Sümerlerde tanrı Ninmah ve tanrıça Nammu balçığa şekil vererek tanrılara benzeyen, ancak ölümsüz olmayan insanı yaratmışlardı. Tek tanrılı dinlerde de tanrı ilk insan Ademi yine topraktan, üstelik kendi imgesine göre yarattı. İnsan bir kez balçığa şekil vererek ürettiği nesnelerle kendini ve evrenini yaratmaya başlayınca çömlekçiliği kozmogonik bir meslek olarak göklere çıkarmış olabilir.

Meslek hastalığı, çalışma koşullarından kaynaklanan fiziki sağlık sorunlarıyla ilgili değildir sadece, insan hep aynı şeyi tekrarlamaktan düşünsel ve ruhsal bütünlüğünü yitirir ve evreni kendi bakış noktasından açıklamaya kalkışabilir. Ve evrenin bir çömlekçinin eseri olduğunu iddia edebilir. Uzmanlıkların giderek çoğaldığı bir dünyada ne kadar uzman varsa bir o kadar da uzmanların kendiliğinden felsefesi olabilir. Yerleştikleri nokta, bakış açılarını ele geçirir ve düşüncelerini belirler.  “Aynı şehrin farklı yakalardan bambaşka görünmesi ve adeta bir perspektifler çokluğu barındırması gibi… Sanki bir o kadar farklı evren varmış gibi; ama aslında bunlar, her monadın kendi görüş noktalarından algıladığı tek bir evrenin farklı perspektifleridir” (Leibniz). Monadik yanılsamanın farkına varan kimileri hakikati arayışına çıktıklarında tek bir evren olduğuna ve o tek evrenin de çamura şekil veren bir tanrı tarafından yaratılmış olduğuna inanabilirler. Oysa bu da bir bakış açısıdır, çömlekçinin bakış açısı. Tek tanrılı dinler, monadik yanılsamadan kurtulmak ve hakikate ulaşmak için bir başka monadik anlayışa, çömlekçinin monist bakışına sığınanlar tarafından inşa edilmiştir.

∗∗∗

Çocuklar çamurla oynamaya bayılırlar. Çömlekçi, çocuğun kalıba sokulmuş halidir ve elbette çömlekçi insanın şekilsiz maddeye biçim verdikçe evrenini yarattığını düşünürken haklıdır. Fakat düşünce şişede durduğu gibi durmaz. Yeryüzünde dolaşmaya çıkabilir ve şeylerin arasında gizil bağlantıları keşfedebilir. Ya da işin kolayına kaçıp göksel bir bakış açısına yerleşir ve yeryüzünün ve şeylerin aşkın bir varlık tarafından yaratıldığı sonucuna varabilir. Anaksagoras çocukları seven bir filozoftu. Öldüğü günün çocuklara ayrılmasını ve o gün çocuklar için oyunlar düzenlenmesini vasiyet etmişti. O da mutlaka çocukken çamurla oynamış ya da çamurla oynayan çocukları, çömlekçileri izlemiş olmalıydı. Felsefesindeki kaosa düzen getiren, biçimsiz maddeye şekil veren bir ilke olan Nous, düşünce yetisine, akla benzer. Nous da maddedir, pek ince, seçkin bir maddedir. Anaksagoras’da akıl maddeye içkindir ve madde kendi kendini biçimlendirme ve hareket edebilme kabiliyetine sahiptir. Yeryüzünün içkin aklı insanda görünür hale gelir. Çocuk, çamura şekil veren pek ince ve seçkin bir maddedir.

Tanrı insanı kilden yarattıysa tanrının yeryüzündeki temsilcileri de pekâlâ bunu yapabilirdi. Efsanelerde ruhu olmayan kilden veya topraktan yapılmış, “golem” adı verilen insan biçimli yaratıklara rastlanır. Talmud'da Âdem'in de ruh üflenmeden önce bir golem olduğu yazılıdır. Golem İbranice’de "aptal" kelimesinden türetilmiş. Golemlerin ruhları yoktur, zekâları düşük seviyededir. Tek bir amaçları vardır, efendilerini korumak. Yahudi efsanelerinde golemler alınlarına yazılan bir yazı ile canlanır ve sahiplerinin arzularını yerine getirir.  Golemler meslek erbabı olabilir. Günümüzün golemlerinin alınlarında “çalış ve haline şükret” yazılıdır.