Milli irade karpuzları seçildi
Siyasi partilerimizin liderleri demokrasinin ince örneklerini vererek milletvekili aday listelerini hazırladılar. Öyle uzun uzadıya önseçim, delege tercihi, bütün üyelerin oy kullanması gibi...
Siyasi partilerimizin liderleri demokrasinin ince örneklerini vererek milletvekili aday listelerini hazırladılar.
Öyle uzun uzadıya önseçim, delege tercihi, bütün üyelerin oy kullanması gibi parti tabanını yoracak formalitelere girişmediler.
Bizim halkımız zaten demokrasi yorgunu olduğu için, parti içi önseçim yıpratıcı oluyordu.
Örneğin, Avrupai reformlara imza atan "demokrasi şampiyonu" AK Parti, bir ara partililer arasında "genel eğilim yoklaması" adı altında, en alttakilere de bir şeyler soruyordu.
Ama hatasını anladı!
Anadolu tipi demokrasilerde her şey halka sorulmaz.
Çünkü halk bazen ne yaptığını bilemiyor.
Eğer halk bir partiyi iktidara getiriyorsa, o parti açısından "halkımızın eşsiz sağduyusu" vardır. Meclis dışında kalacak düzeyde oy veriyorsa, o zaman değerlendirme de değişecektir:
-Bu cahil halk ile ne yapılabilir ki?
Partilerimizin tümü demokrasiyi çok sevmektedirler ancak:
-Bizim parti iktidara gelirse!..
Öyle başa böyle tıraş ilkesi ge-
reğince, milletvekili adaylarını da partinin lideri ve onun çevresindeki bir grup "muhteşem bir kadro oluşturdunuz" diyecek danışmanlar seçiyor.
Listelerde yer alarak Meclis'e girecek milletvekilleri de "eşekolmadıklarından" o mevkie nasıl geldiklerini asla unutmayacaklardır.
Unuturlarsa, bir sonraki seçimde elbette lider de onları unutacaktır!
Bizde demokrasi böyledir.
Sosyal demokratlar Erdal İnönü liderliğinde SHP halindeyken, gazeteci ağabeyimiz Nail Güreli de Meclis'e girmeye niyetlenmişti. 12 Eylül'den önce CHP'den milletvekili olan rahmetli Sadullah Usumi, "Nail, Deniz Bey (Baykal) seni Meclis grubu içinde görmek istiyor" diye teklif getirmişti.
Nail Ağabey olanca içtenliğiyle sormuştu:
-Bu şekilde Meclis'e girersem, Baykal'a karşı görüş belirtebilir miyim?
-Eh artık o kadarını da yapmayacaksın tabii!
-Teşekkür ederim, ben bunu kabul edemem!
Günümüzde Nail Güreli kadar, "kör gözüm parmağına" tarzında inatçı adaylara rastlanmıyor elbette... Lideri eleştireceksen git başka partiden gir Meclis'e deniliyor.
İşte Ertuğrul Günay, sürekli olarak lider kadrosuyla başı dertli bir politikacıydı, 12 Eylül sonrasında hiçbir dönem Meclis'e giremedi. Şimdi "öteki" partiden Meclis'e girip, öz partisi CHP'nin liderini Meclis kürsüsünden eleştirebilecek.
Anadolu topraklarında demokrasi böyle işliyor:
-Liderler karpuz seçer gibi milletvekili adayı seçiyor!