Google Play Store
App Store

AYM sitesine giriş yasağına varan özgürlüklere saldırı, milli ve yerli kazanımlar olarak ‘insan haklarına dayanan Cumhuriyet’ değerlerine karşı yürütülen savaştan bir kesittir. Özgürlük-iktidar ikileminde ulusal kazanımlar neler?

ÖZGÜRLÜK GÜVENCELERİ

‘Temel hakların özü’ (1961, m.11):

“Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir.

Kanun, .. bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz.”.

‘Tenel hak ve hürriyetlerin özü, sınırlanması ve kötüye kullanılamamsı’ (1971, m.11):  Ayrıntılı biçimde yeniden yazılan madde, genel sınırlama öngördü.

Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” (m.13, 1982): aynı madde yeniden yazılarak, ‘hakkın özü’ kavramı çıkarıldı…

Yoğun olarak eleştirilen 1971 değişikliği gibi 1982 gerilemesi de süerkli eleştirildi. 2001’de madde 13, eleştiri ve öneriler doğrultusunda yeniden yazıldı:

“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz”

Anayasal hak ve özgürlükler bütünü için geçerli bu güvence maddesi, kırk yıllık mücadelenin ürünü ve yerli.

ORTAK PAYDALAR

-1876 Anayasası; Parlamento ve hükümet kuruldu:Vekiller Heyeti, Sadrazamın başkanlığı altında kurulan, önemli iç ve dış işlerinin karar merciidir”.

-1909 Değişikliği; parlamenter rejim, Meclis önünde sorumlu olan hükümet ile doğdu: “Vekiller, Meclis-i Mebusan’a karşı, hükümetin genel siyasetinden toplu ve maiyetleri altındaki örgütlerine ilişkin işlem ve eylemlerden bireysel olarak sorumludur” .

-Büyük Millet Meclisi, asli kurucu iktidar olarak hazırladığı ve yürürlüğe koyduğu 1921 Anayasası ile yürütmenin adı, “Büyük Millet Meclisi Hükümeti” oldu.

-29 Ekim 1923’te, Cumhuriyet ve hükümet özdeşleşti.

-1924 anayasası, Bakanlar Kurulu’nun Meclis’e karşı sorumluluk ilkesini benimsedi.  CHP, siyasal iktidarın seçimler yoluyla el değiştirmesini gerçekleştirdi (1950).

-1961 Anayasası, başbakanın eşitler arası birinci konumuyla, klasik parlamenter rejimi kurdu.

-1982 Anaysası,  güçlü Yürütme statüsü ile parlamenter rejim çerçevesini sürdürdü.

Cumhuriyet Anayasaları,  şu üçlü milli ortak paydada buluştu:

-Hükümetin genel siyaseti bakanlar
kurulunca belirlenir.

-Bakanlar, bireysel ve toplu olarak TBMM’ye karşı sorumludur.

-Devleti temsil eden Cumhurbaşkanı ve Hükümet birbirinden ayrıdır.

GAYRİ MİLLİ OLAN

2017 değişikliğine göre; “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir”.  Bu değişiklik,  hükümeti ve kurul halinde siyasal karar düzeneğini kaldırdı ve devlet yönetiminde 150 yılda oluşan kavramlar, kurallar ve kurumları bir çırpıda sildi.

Devlet başkanlığı ve yürütme yetkilerinin tümü Cumhurbaşkanında topladığı halde, siyasal sorumluluk öngörülmedi. Parti başkanlığı yoluyla kamu yönetimi, yasama ve yargı parti hizmetine sokuldu.

VE SAVAŞI

Özetle, 2017 kurgusu tümüyle gayri milli. Ulusal kazanım olarak özgürlük güvenceleri (md.13), anayasal düzene sürekli meydan okuyan gayri milli kurgu ve keyfi yönetimince sık sık askıya alınabiliyor.

Bu boğma girişimi, Instagram ve Haniye vak’ası ile sınırlı değil: anlık ve kısmi bir muharebe olmayıp, Cumhuriyet’in dayanağı olan insan hakları birikimlerine karşı yürütülen amansız ve topyekün bir savaş.

Siyaset tekelini elinde tutan  kişi, aslında iktidar için geçerli olan  “faşizm”  kavramını sıkça muhalefet için kullanıyor: laiklik ve özgürlük savunucuları faşist!; milli ve milli olmayan kavramların tersyüz edilmesi gibi.

BİK, BTK, CİB ekseninde RTÜK’ten TÜİK’e bütün kamu kurumları, parti hizmetinde ve Kişi+Parti+Devlet birleşmesi için seferber.

CUMHURİYET KARARLILIĞI

Sözde “hassasiyet”ler ve gayri milli değerler üzerinden anayasal düzene karşı yürütülen topyekün savaş, geçiştirilemez ve asla kanıksanamaz. Bu nedenle, insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet mücadelesi de bütünlüklü yapılmalı.