Mücadele arkadaşları Haydar İlker’i anlatıyor
Türkiye devrimci hareketinin önemli isimlerinden Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) kurucularından, Genel Başkan Yardımcılığı, Parti Meclisi Üyeliği ve Ankara İl Başkanlığı görevlerinde bulunan Haydar İlker hayatını kaybetti. Haydar İlker, 68 öğrenci hareketinin içinde yer aldı. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde devrimci mücadelenin başlamasında en önemli isimlerinden biri oldu. 1970’li yılların sonunda yükselen halk mücadelesini parçası oldu. 1974 […]

Türkiye devrimci hareketinin önemli isimlerinden Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) kurucularından, Genel Başkan Yardımcılığı, Parti Meclisi Üyeliği ve Ankara İl Başkanlığı görevlerinde bulunan Haydar İlker hayatını kaybetti.
Haydar İlker, 68 öğrenci hareketinin içinde yer aldı. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde devrimci mücadelenin başlamasında en önemli isimlerinden biri oldu. 1970’li yılların sonunda yükselen halk mücadelesini parçası oldu. 1974 yılında KTÜ Jeoloji mühendisliği fakültesinden mezun olduktan sonra 1974-1980 yılları arasında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. Cuntadan nasibini alan İlker, Mamak Cezaevinde mücadelesini sürdürdü. Yeniden toparlanma sürecinde aktif görev aldı.
İlker, TMMOB’de de aktif çalışma yürütmüş ve Toplumsal Araştırmalar, Kültür ve Sanat İçin Vakıf’ın da kurucuları arasında yer almıştı.
“Çok şey anlatarak değil yaşayarak gösterenlerdendi”
“Son anına kadar, rüzgarı tersine çevirmek için omuzdaş olduk onunla” diyen ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, duygularını şöyle anlattı:
Haydar Abi, 70’de de 80’de de vardı… Biz onu, 20 yılı aşkın zamandır kesintisiz mücadele ettiği Özgürlük ve Dayanışma yolculuğumuzda tanıdık… Devrimci gençliğimizde çok şey öğrendiğimiz, üzerimizde çok emeği olan birisiydi. Bizim Haydar Abi’mizdi…
Çok şey anlatarak değil yaşayarak gösterenlerdendi.
Örgütlü mücadele içinde nerede ihtiyaç var ise büyük, küçük bakmadan orada sorumluluk almaktan kaçınmadı. Liberalizmin hastalıklarından birisi olan bireyselliğin öne çıktığı bu dönemde kolektif hareketin ve örgütlü mücadelenin devrimci gereklerini eksiksiz yerine getirdi. Kimin eksiği varsa yardımına koştu, dayanışmayı her anında yaşadı. Bu mücadele için emeğini bir gün olsun esirgemedi. Son anına kadar, rüzgarı tersine çevirmek için omuzdaş olduk onunla.
Bizleri, devrimci gençleri her zaman sahiplendi. Sorumluluk almamız için bizi teşvik etti, aldığımız sorumluluklarda yanı başımızda oldu… ÖDP’nin büro çalışmaları için de, Dev-Genç marşı okurken de aynı tereddütsüz inancı taşıdığına tarihimiz ve yoldaşları şahittir.
Onunla omuz omuza mücadele vermek bizim için hayatımız boyunca taşıyacağımız bir gurur. Devrimci geçmişimizi birlikte savunduğumuz zamanlarda bize devrimci geleceğimizin yolunu da açanlardandı. Devrimci yolunda hep yürüyeceğiz. Bir saniye bile olsun, yönümüzü onun da inandığı yıldızlara ve güneşe çevirmekten vazgeçmeyeceğiz. Onun da bizden ve tüm yol arkadaşlarından beklediği budur.
Rahat uyu devrimci gençliğin güzel abisi…
“İnançlı ve kararlı bir arkadaşımızdı”
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz:
TMMOB’un bugünlere taşınmasında çok büyük emekleri olan bir yol arkadaşımızdı. Jeoloji Mühendisleri Odası’nda Genel Sekreterlik ve yönetim kademelerinde bulundu. Toplumsal mücadelenin hayatın her alanında verilmesine inanan, çok yönlü, inançlı ve kararlı bir arkadaşımızı kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz.
Haydar abi, Teoman Öztürk’lerden başlayan mücadele geleneğinin bizlere, gelecek kuşaklara devredilmesinde mihenk taşlarından biridir. Haydar İlker’e yitirdiğimiz tüm değerleri saygı ile anacağız. Onların anısını TMMOB mücadelesinde yaşatacağız.
“O bizim en güzel abilerimizdendi”
Twitter üzerinden paylaşımda bulunan ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, Haydar İlker’den şöyle bahsetti:
O bizim en güzel abilerimizdendi. Onu tanımak, onunla birlikte mücadele etmek onun yoldaşı olmak güzeldi. Keşke daha fazla yan yana, omuz omuza yürüyebilseydik. Özgürlüğün ve Dayanışmanın ülkesine yürüyüşümüzde hep yüreğimizde olacak. Onu yüreğimizin derinliklerine yolculuyoruz.
“Titiz bir BirGün okuruydu”
BirGün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın, dostu Haydar İlker’i şu cümlelerle anlattı:
Haydar, gazete fikri tartışıldığı andan itibaren katkı sunmaya başladı. Kuruluş aşamasında da görev aldı. Ne zaman başımız biraz sıkışsa ilk çözüm üretmeye çalışan arkadaşlarımızdan biri oldu. Aynı zamanda titiz bir BirGün okuruydu. Eksik gördüğü her haber için arar uyarılarda bulunurdu. İyi şeyler için de kutlamayı ihmal etmezdi. Onu çok özleyeceğiz. Çok kıymetli bir arkadaşımızı kaybettik. Üzüntümüz büyük.
“Devrimciliğin önce iyi insan olmaktan geçtiğini bilenlerdendi”
İlker’in kurucuları arasında yer aldığı TAKSAV’ın Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Candansayar ise şu sözlerle Haydar İlker’i anlattı:
Haydar İlker, Karadeniz’den başlayan yolculuğu boyunca devrimci pratiği hepimize örnek olacak düzeyde hayatına uygulayan yoldaşımız, abimiz, dostumuzdu. TAKSAV’ın kurucularından olmasının ötesinde… Vakfın bu güne kadar emekçisi olmaktan da hiç bir zaman vazgeçmedi. Devrimciliğin önce iyi insan olmaktan geçtiğini bilenlerdendi. Ölümün son olmadığı insanlardan biri. Bizimle yolculuğu sürecek. Yattığı yer incitmeyecek.
KENDİ KALEMİNDEN HAYATI
Haydar İlker, politik serüvenini, 1968’in Trabzonu’nu ve Karadeniz’ini Nadire Mater’in “Sokak Güzeldir: 1968’de Ne Oldu?” kitabında anlatmıştı.
İlker hayatını şöyle anlatıyordu:
“Kendi maceram; 1949’luyum; 1966’da Ankara Koleji’ni bitirdim, 66-68 arası Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi’nde okudum. Sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümüne geçip kendimi Trabzon’da buldum. Haziran 1968’deki DTCF işgalinde oradaydım ama örgütlü bir öğrenci değildim. İşgale, forumlara katıldım öğrencilerin çoğu gibi. TİP beni pek etkilemedi, hatta bir arkadaşımın yakasında TİP rozeti görünce, “Ne bu ya” dediğimi hatırlıyorum.
Ertan Saruhan, Denizler, ibolardan (Kaypakkaya) ama en çok Mahir’den etkilendik tabii, Siyasal’da Mahir Çayan’ın konuşmalarını dinleme şansı yakalayanlar ballandıra ballandıra anlatırlardı. Cemaat ilişkisi şeklinde demesem de hepimiz hızla MDD’ci olduk, devamla Kırmızı Aydınlık, sonra da THKP-C, KTÜ devrimcileri de toptan THKP-C’yi desteklediler.
1980 darbesi olduğunda MTA’da jeoloji mühendisi olarak çalışıyordum. Devrimci Yol davasından içeri atıldım. Önce ana dava içinde mütalaa edildim, daha sonra benim adıma bir dava açıldı. Otuzdan fazla kişi birlikte yargılandık. Hepsi MTA’lı idi. 5 yıl hapis, 20 ay da Konya’da gözetim cezasına çarptırıldım.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) kuruluşunda yer aldım, ÖDP genel başkan yardımcılığı yaptım. Halen ÖDP’deyim.
Kars’ta doğdum, Ankara’da büyüdüm ve halen yaşıyorum, Trabzon’da kendim oldum. Bu üç kentin bende apayrı yerleri var.”