Musk’ın yozlaştırıcı etkisi
Milyarder Elon Musk, ABD’de olduğu gibi Büyük Britanya’da da sandığı satın alarak aşırı sağı iktidara getirmek istiyor. Starmer’ın işçi sınıfına ihaneti yüzünden Musk’ın desteğini alan Reform tüm sandalyeleri toplayacak.

John WESTMORELAND
Dünyanın en zengin adamı seçim sandığını satın almak istiyor. Sadece geçtiğimiz hafta içerisinde Elon Musk “Yalnızca (aşırı sağ) AfD Almanya’yı kurtarabilir” dedi ve Donald Trump’ın Mar-a-Lago’daki evinde Nigel Farage ile buluşarak, “Batı’yı kurtarabilmek için” birlikte nasıl çalışabileceklerini konuştular. Uluslararası aşırı sağ partileri finanse etme tehdidiyle hâlihazırda sınırlı demokrasimizi daha da fazla zorluyor.
Aşırı sağcı ve faşist liderler hep kriz zamanlarında kapitalizmin kurtarıcıları olarak ortaya çıkmıştır. Kapitalizm de yoksulluğun, savaşın ve çürümenin çözülemez sorunlar olarak göründüğü bir krizin içerisinde. Aşırı sağın el kitabı ise her zamanki gibi: “Zayıf demokratik partiler yabancı güçlerin ülkeyi yıkmasına izin veriyor. Bu yeterince kötü değilmiş gibi demokratlar içerideki düşmanın da bizi yıkmasına yardımcı oluyorlar.” Bu geçmişte Yahudiler ve Komünistlerdi, şimdi ise Müslümanlar ve “woke” solcular. İnsanlar bu anlatıya inanıyorlar çünkü birincisi, giderek kötüleşecek gibi görünen somut bir kriz var ve ikincisi, statükocu siyasi partiler bocalıyor ve etkisiz kalıyor. Üçüncü bir faktör ise ana akım medyanın aşırı sağı normalleştirme ve onun sesini duyurma konusundaki hevesi.
Aşırı sağ partiler yükselişte ve işçi sınıfı örgütlerine yönelik tehditleri son derece gerçek, ancak tabii ki nihai hedefleri olarak sendikalara ve demokratik haklara yönelik açık saldırılar sonra gelecektir. Şu an vurgu siyasal iktidarı ana akım kapitalist partilerin elinden alabilmek. Farage, partisine “Reform” adını verdi. Önceliği temkinli ve sessiz adımlarla iktidara gelmek. Sonrasında ise aşırı sağın devlet gücü üzerindeki kontrolünü artırmayı hedefliyor.
Farage, Musk ile buluşmasında Trump kampanyasının zaferi nasıl getirdiğini öğrendiğini söylüyor. Ancak daha ilerlemeden hatırlamaya değer gördüğüm bir mesele var ki o da Demokratların Trump’a zafer hediye ettiği. Bu önemli çünkü Keir Starmer, Joe Biden ve Kamala Harris’in ABD’de yaptığına benzer bir biçimde İşçi Partisi’nin seçilme imkânını imha etme yolunda.
Bununla birlikte, Musk’ın milyon dolarları Reform’a daha büyük bir bürokrasi, yerel örgütlenmeler verip seslerini daha geniş çapta duyurabilmelerine yardımcı olarak desteğini büyük oranda artıracaktır. Her ne kadar Birleşik Krallık’ta siyasi partilere yabancı bağışlar yasak olsa da Musk, Birleşik Krallık’ta kayıtlı şirketleri üzerinden bağış yaparak bu yasağı da kolayca aşacaktır. Eğer başarılı olursa bu halihazırda sorunlu siyasi sistemi maddiyat yoluyla tamamen yozlaştırarak ABD’deki duruma getirecek ve Britanya siyasetini temelden değiştirecektir.
Amerikan parti siyasetini bağışlar belirliyor, bunun sonucu ise milyarderlerin her konuda ağırlığını koyabildiği yolsuz bir sistem. Seçilmiş başkan Trump bir milyarder ve kabinesini de Musk gibi milyarderlerden kuruyor. Radikalizmi sebebiyle popüler olan ve statükoya tehdit oluşturan adaylar, büyük miktarlarla fonlanan, hedefli kampanyalar tarafından bastırılabiliyorlar.
Radikal bir Demokrat olan ve Bronx’ta işçi sınıfının desteğini alan Jamaal Bowman, rakibi George Latimer’in adaylığını desteklemek için 100 milyon dolar harcayan Siyonist lobi faaliyetçisi AIPAC tarafından hedef alındı. Bowman kaybetti. Filistin soykırımının destekçileri tarafından yenilgiye uğratıldı ve hiçbir tepki verilmedi. Bu medya açısından da Demokrat statüko açısından da doğal karşılanan bir durum.
İŞÇİ SINIFINI ETKİLEMEK İSTİYOR
Birleşik Krallık’ta Reform, İşçi Partisi’nin güçlü olduğu bölgeleri hedef alıyor. Buralarda kaçınılmaz olarak partinin kış yakıt ödemelerini kesme yoluyla emeklilere dönük saldırıların ve Emeklilikte Eşitsizliğe Karşı Kadınlar platformuna yönelik ihanetinin yaratacağı öfkeyi Reform’a kanalize edilebilir. Reform’un gelecek yılın yerel seçimlerinde İşçi Partisi’ne kaybettirerek oy artırması çok muhtemel.
Musk’ın milyonları Reform için kesin zafer anlamına gelmeyebilir. Reform’un temsil ettiği temel konular, işçi sınıfına çok uzak. Kamu hizmetlerini yeniden kamulaştırmayı da zenginleri vergilendirmeyi de istemiyor. İşçi sınıfının demokrasiden uzaklaştırıldığını kabul etmeyecek ve bunu tersine çevirmek için hiçbir şey yapmayacak.
Farage burada içi sınıfının aynı ABD’deki gibi Trump’tan etkilenmesini bekliyor ama bu tam olarak böyle değil. Britanyalı seçmenlerin Trump’ın deli saçması konuşmaları ve zorba yöntemlerine düşmesini gerektirecek hiçbir sebep yok. Trump’ın Birleşik Krallık’ı Amerika ve Avrupa Birliği arasında bir seçime zorlaması açık bir zorbalık ve Starmer’ın buna yönelik sert yanıtı da olumlu bir etki yarattı. Farage, Brexit’in hala hoş bir seda olduğu kanaatinde ancak o süreç Farage ve Boris Johnson’un iddia ettiği vaat edilmiş toprakları getirmedi.
Sendika liderleri siyasi gerçekliğimize uyanmalı. İşçi Partisi’nin hedeflerinden ayrı ve muhtemelen karşısında siyasi bir mücadele veriyoruz. Daha radikal bir çözüm önermemiz gerekiyor, bu da Filistin, savaş ya da ırkçılıkla ilgili eylemleri gündelik sorunlarımıza bağlamaktan geçiyor. Eğer sendikacılar ve kampanyacılar olarak birleşmezsek, Starmer’ın işçi sınıfına ihaneti yüzünden Reform tüm sandalyeleri toplayacak. Çok daha geç olmadan harekete geçmeliyiz.
Kaynak: counterfire.org
Çeviren: Yusuf Tuna KOÇ