Müzik sektörünü bekleyen tehlike
Düşünüyorum da, eskiden şarkılarımızın geniş kitlelere ulaşması ne kadar zormuş. Bunun için devletin resmi televizyon ve radyo kanallarından başka hiçbir yol yoktu. O da TRT’nin kan kusturan denetimini aşabilirseniz. Şimdi öyle mi? Evde yaptığımız herhangi bir kaydı, ister sesli, ister hem ses hem görüntülü bir şekilde dijital platformlardan paylaşma şansımız var. Bu bir yerde sevindirici gibi gelebilir, ama şarkılarımızın yayınlandığı platformlar bir süre sonra "şarkı çöplüğü"ne dönüşebilir.
Spotify özelinde neredeyse her saniye bir şarkı yükleniyor. Şu anda milyonlarca şarkı var bu platformda. Yaklaşık 1 milyar abone var. En çok dinlenen şarkılar milyarlarla ifade ediliyor. Böylesine rakamlar akıl alır gibi değil. Algoritmalar sayesinde de beğendiğimiz ya da beğenebileceğimiz şarkılar her gün önümüze düşüyor. Günde, müzik beğenime göre hazırlanan listeler sayesinde her gün onlarca tanımadığım müzisyenle karşılaşıyorum. Bunların içinde iyileri de var, kötüleri de. Teknik donanım anlamında belli bir standardı var Spotify’ın. Yani şarkıyı beğenmesem bile kulağıma gelen ses her zaman belli bir kalitede. Bu bakımdan YouTube’dan ayrı tutuyorum bu platformu.
Zira YouTube’a cep telefonuyla çekilen görüntüler bile yüklenirken belli formatlarda (mp3, mp4, wav) olmayan şarkılar yer alamıyor. Spotify’da ise böyle bir sorun yok.
Ama beni düşündüren teknik şartlardan ziyade, şarkı yazmanın ve de müzisyenliğin, lütfen tabirimi mazur görün, bu kadar "ayağa düşmesi." Yapay zekanın da hayatımıza girmesiyle müziğe meraklı ama müzik için en ufak bir emek harcamayan bir sürü gencin, ortaya bir şarkı çıkarabileceğine olan inancı. Şarkı; içimizden gelen, adına ilham diyelim ya da ne dersek diyelim, bir duygunun sözlerle ve melodiyle açığa çıkması kısaca.
***
Yıllarca şarkılarımızın sevdiğimiz başka bir şarkıya benzememesi için çabalarken, şimdi gençler bunun tam tersini yapıyor. "Sözleri şunu anlatsın, müziği şu şarkıya benzesin ve de buna benzer biri söylesin." Bana bu, resmen akıl almaz geliyor. Hatta korkunç geliyor. Bizler bir şarkı yazarken, yaşanmışlıkların, yaptığımız gözlemlerin, okuduklarımızın, izlediklerimizin sayesinde bir şarkı ortaya çıkarıyoruz. Kurgusal ya da gerçek. Her birimiz yaptığımız tarzda özgün olmaya çalışırken, milyonlarca genç benzer şarkılar üreterek bir yerlere varmaya çalışıyor. Yani başkalarının duygularını, emeklerini, yaşanmışlıklarını çalarak bir eser üretebileceklerini sanıyorlar. Yapay zeka, özellikle sanatsal ürünlerin taklidinde büyük bir tehlike.
***
Şu soruyu soralım kendimize: Daha önce yapılmış eserlerin verileriyle yeni bir sanat eseri oluşturmak mümkün mü? Bu, bizleri öyle bir kısır döngüye sokar ki anlatamam. Müzik sektörünün önündeki en büyük tehlikelerden birisi, küresel anlamda da, yapay zeka. İnternetle tanıştığımız ilk yıllardaki gibi hukuksal bir boşluk var bu alanda da. Dev müzik firmaları da bu belayla nasıl baş edeceklerini kara kara düşünüyorlar.
Önümüzdeki hafta bir hukukçu görüşüyle "Yapay Zeka’nın Sanatsal Ürünlerde Kullanılması" ile ilgili daha kapsamlı bir yazı yazacağım.
Kalın sağlıcakla…