Google Play Store
App Store

Melih Duygulu’nun İş Bankası yayını “Cumhuriyet ve Müzik” kitabının, İBB Kültür A.Ş’nin hazırladığı “Müzik TR100” külliyatı ve ona eşlik eden serginin ardından Beyoğlu’nda müzik belgeselleri başlıyor.

Müzik tarihimize bakarken

Ne zamandır okura tanıtmak istiyordum, bu güne denk geldi. İki değerli bestecimizin, Bülent Tarcan ve Necil Kazım Akses’in ölüm yıldönümü bugün. Ocak ayının son günü bir başka büyük besteciyi, İlhan Usmanbaş’ı sonsuzluğa uğurladık. Şubat ayı sanatseverleri hüzne boğan bir zaman dilimi. Ayı henüz yarıladık, ama nerdeyse her gün bir müzisyeni andık. 1 Şubat’ta Barış Manço’yu ve Tarık Öcal’ı, 3 Şubat’ta Sadettin Kaynak’ı, 5 Şubat’ta Sümeyra Çakır’ı, 6 Şubat’ta Selahattin Pınar ve Şerif İçli’yi, 8 Şubat’ta Cem Karaca ve Müzeyyen Senar’ı, 10 Şubat’ta Muhlis Sabahattin’i, 12 Şubat’ta Teoman Alpay’ı…

Müzik türleri açısından zengin bir kültüre sahibiz. Uzun yıllar boyunca halk müzikleri, dini müzikler ve Türk Sanat Müziği ile hemhal olan toplumumuz Batı müziğinin farklı türleri ile oldukça geç tanıştı. Osmanlı’nın son dönemlerinde Saray’ın ilgi alanına giren Batı müziği Cumhuriyet’le birlikte aydın kesimleri üzerinde etkili olmaya başladı, kendi yaratıcılarını ortaya çıkardı. Batı dünyası (kapitalizm olarak da okuyabilirsiniz) ile ilişkilerin artması ve iletişim alanındaki gelişmeler sonucu Batının popüler müzikleri geniş kitleleri etkilemeye başladı. Önce ‘aranjman’lar ardından özgün popüler parçalar geldi…

CUMHURİYET VE MÜZİK

İşte, Melih Duygulu’nun “Cumhuriyet ve Müzik” adlı kapsamlı çalışması bu süreci ayrıntılı biçimde irdeliyor. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan kitabın en büyük meziyeti, akademik jargonlara sığınmadan, herkesin kolaylıkla okuyabileceği bir yalınlıkta yazılmış olması. Etnomüzikolog, akademisyen Duygulu’nun Anadolu müzik kültürü (Anadolu türküleri, Alevi-Bektaşi deyişleri, Çingene müziği, Türk Halk müziği makamları, vb) üstüne pek çok kitabı, kitaplı CD’leri ve ‘Muganni’ adlı bir belgeseli var. 2024 yılında “İstanbul’un Sesleri” adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Müzik Tarihi’ni yazan Melih Duygulu’nun aynı yıl “Cumhuriyet ve Müzik” adlı çalışması yayımlandı.

Yazar, Cumhuriyet müziğinin kavramsal ve tarihsel arka planı ile Cumhuriyet öncesi müziğini tanıtan ilk bölümlerin ardından, Cumhuriyet dönemi müziğinin ideolojik, politik ve kültürel kodları üzerinde duruyor; modernleşme, sistemleştirme, millileştirme, kitleselleştirme kavramları doğrultusunda yapılan çalışmaları aktardıktan sonra, yeni devlet ve yeni toplum için tasarlanan yeni müziğin ana hatlarını, ‘halk için halka rağmen müzik’ politikasını tartışmaya açıyor. Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen müzik reformlarını ve ideolojik tercihleri aktaran Duygulu, bu dönemin müziğini dört dönemde (Kuruluş, Esneme, Kırılma, Kopuş) ele alıyor. Kopuş dönemini, 90’larda başlayan ve günümüze değin geçerliğini koruyan ‘Popüler Kültür Çağı’ olarak nitelendiren Duygulu, kitabının ikinci bölümünde müzik türleri, resmi kurumların (konservatuvarlar, Köy Enstitüleri, Halkevleri, Halk Eğitim Merkezleri ve Belediyeler), icra kurumları (orkestralar, korolar, topluluklar, radyo ve televizyonlar) ile yarı resmi ve özel kurumların çalışmaları, üçüncü bölümde sanatçıları (besteciler, ses ve çalgı icracıları ile müzik gruplarını), halk müziği araştırmaları ve derlemelerini, müzikolog ve etnomüzikologları tanıtıyor.  Kitabın üçüncü bölümü, müziğimizdeki gelişmeleri onar yıllık dönemler halinde özetliyor.

TAŞRA KÜLTÜRÜNE TESLİMİYET

Melih Duygulu, “Başlangıçta kararlı hamleler yapan devlet kadroları, zamanla bu meselelere duyarlığını yitirince rehavete kapılmıştır. Dönemler içinde ele aldığım ‘esnemeler’ devletin yaptırımcı uygulamalarıyla bir yere varılamayacağını anlamasıyla daha da esnetilmiş, yerine ikame ettiği anlayışın popülist tutumları, müzikte düzensiz ortama dönülmesine yol açmıştır. Cumhuriyet’in örnek aldığı Batılı ülkelerde müzik kültürü devletin toplum ve hukuk normlarına uygun sürdürülürken, Türkiye’de müzik tamamen piyasanın taşralı uygulamalarına bırakılmıştır” dedikten sonra, günümüzde yaşanan açmazların “Cumhuriyetin ivmesiyle yeni bir müzik dönemine giren Türkiye zaman içinde motivasyonunu kaybettiği ve aklın yolundan çıkıp sığ politikaların yörüngesine girmesi” ile yaşandığını belirtiyor. Duygulu, içinde bulunduğumuz açmazdan çıkışı yolunu şöyle özetliyor: “Örgütlü kadrolar, açık zihinler ve önkoşulsuz sanat anlayışı bu dönemin aşılmasına önayak olacaktır kuşkusuz”.

Kuşkusuz Ahmed Adnan Saygun’dan Cevad Memduh Altar’a, Muammer Sun’dan Ahmet Say’a, Yalçın Tura’dan Uğur Küçükkaplan’a, Salih Akkaş’tan Ruhi Ayangil’e, Gönül Paçacı’ya, İlhan Usmanbaş’tan Filiz Ali’ye, Evin İyasoğlu’na, Serhan Bali’ye, Füsun Üstel’e, Cem Behar’a uzanan geniş bir külliyat var müzik tarihimiz üstüne. Çoğunluğu belirli dönemlere ya da türlere eğilen yapıtlar…  Tabi, daha önceki bir yazımda tanıttığım Derya Bengi’nin Yapı Kredi Yayınlarından çıkan -50’li yıllardan 80’li yıllara- “Türkiye’de Sazlı-Cazlı Sözlük”ü, Bengi ile Erdir Zat’ın “100. Yılda Cumhuriyetin Popüler Kültür Haritası” unutulmamalı… Melih Duygulu’nun geniş okur kesimlerine seslenen bu yeni kitabı, Osmanlı’dan günümüze uzanan geniş bir perspektif sunuyor. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan başka sanat alanlarında da benzer bir yaklaşım içeren kitaplar bekliyoruz.

MÜZİKLERİMİZ BEYAZPERDEDE

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.’nin “Müzik TR100”başlığı altında 14 plak, 4 CD, 1 kaset ve 1 katalogdan oluşan, aralarında Gökhan Akçura, Murat Meriç, Cemal Ünlü gibi araştırmacılarımızın da bulunduğu bir uzmanlar grubu tarafından hazırlanan kapsamlı çalışması ve Gazhane’de açtığı sergi de 100 yıllık müzik tarihimize ışık tutan önemli bir çalışma. Bu projeden ilhamla İBB Beyoğlu Sineması bu hafta beş filmden oluşan bir toplu gösteri sunuyor. “Özkan Uğur Anısına”, “Ankara Rocks!” ve İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali’nde gösterdiğimiz  “Mimaroğlu”, “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek”,  “Bir Orkestranın İzinde” belgesellerini izlemenizi öneririm. Sinemasız ve müziksiz kalmayın…