Google Play Store
App Store

Yeşil Giresunlu’yu da kaybettik. Bizim ilk plağımız 'Bir Yaz Daha Bitiyor'un yapımcısıydı. Kılı kırk yaran, nazik, vizyon sahibi birisiydi. Unkapanı gibi bir yerde diyalog kurulabilecek nadir insanlardandı. MFÖ'nün de ilk plağını Yeşil Giresunlu basmıştı. 80’li yılların müzik sektörü bugünkü gibi değildi. Bütün sektör arabesk ve fantezi müziğinin etkisi altındaydı. O yüzden kendi şarkılarını yazıp söyleyen grupların albüm yapma şansı çok azdı. Yeşil Giresunlu’nun ön ayak olmasıyla bugün MFÖ de Gündoğarken de 40 yılı devirdi. Kendisini hep saygıyla hatırlayacağız.

Kadıköy Sahne'de dün çalarken dinleyicilere müzik sektöründe nereden nereye geldiğimizi küçük anektodlarla anlatırken 2000'li yılların başında TV8'de hazırlayıp sunduğum 'Yorumsuz' programından da söz ettim. Belki hatırlayanlar olacaktır televizyonlarda playback yapılmasına bir tepkiydi 'Yorumsuz'. Bir orkestramız vardı ve her hafta katılan konukların canlı performansını yansıtıyorduk ekranlardan.

Dinleyicilerden biri eski kayıtlara nereden ulaşabileceğini sorduğunda üzülerek bunun mümkün olmadığını söyledim. Zira birkaç program haricinde yaklaşık 250 kayıt TV8 arşivlerinden silinmiş. Ne kadar büyük bir vurdumduymazlık hatta sorumsuzluk değil mi? Bugün aramızda olmayan Ayten Alpman, Erol Büyükburç, Erkin Koray, Ergüder Yoldaş, Naşide Göktürk, Tayfun Talipoğlu, Harun Kolçak, Akrep Nalan gibi çok değerli isimlerin konserleri silinip o dönemdeki betacam bantların üzerine başka kayıtlar yapılmış. Bu durum sadece benim programım için geçerli değil. O dönemde aynı kanalda yine canlı müzik programı yapan rahmetli Melih Kibar, sevgili Kerem Görsev ve Galip Sokullu’nun da hazine değerindeki kayıtları da ne yazık ki ortada yok. Olay bununla kalsa iyi. 1984 yılından beri tiyatro müzikleri yapıyoruz yüzlerce şarkının da akibeti meçhul. Belki tiyatro müziği yapmak isteyen genç müzisyenlere küçük de olsa yol gösterebilecek koskoca bir arşiv de ne yazık ki ortada yok. Zaman zaman şahit oluyoruz, örneğin Bob Dylan’ın hiçbir yerde yayınlanmamış 70’li yıllardaki bir şarkısı ortaya çıkınca yer yerinden oynuyor. Bizde ise arşiv denilince ya özel hayatı konu alan ya yolsuzluğu ifşa eden ya da siyasi rakibini alt etmek için kullanılan şantaj kasetleri akla geliyor.

En azından Gündoğarken tarihindeki bütün şarkıları -hatırladığımız kadarıyla- tek gitarla bile olsa kayıt etmek bundan sonra yapılacaklar listemin en üst sırasında yer alacak. Yıllardır albümlere giremeyen dolayısıyla dinleyicilere ulaşamayan o kadar çok ve o kadar güzel şarkılarımız var ki. Zaten bu eksiklikten yola çıkarak 1970'li yıllarda Gökhan’la birlikte henüz çocuk sayılabilecek yaşta yaptığımız şarkılarımızı çok yalın bir şekilde kayıt ettik. Ankara’da 65. Sokağın bahçe duvarında oturup nasıl çalıp söylediysek öyle. Çok yakın bir tarihte bu şarkılar dinleyiciyle buluşacak ve bunun devamı gelecek. Öncelikle hiçbir albümde yer almamış şarkılar, ardından tiyatro müziklerimiz ve 80’li yıllarda TRT'ye yaptığımız 'çocuk şarkıları'.

Kendi arşivimizi kendimiz oluşturacağız. Başka yolu yok. Kalın sağlıcakla…