Google Play Store
App Store

Güliz Ayla yeni şarkısı “Bi’ Farkın Var” ile dinleyici karşısında. BirGün TV’de yayınlanan Işıl Işıl Sahne’ye konuk olan müzisyen “İnsanlar bir şarkı patladığında milyonlar yağdığını sanıyor. Öyle bir şey olmadı” diyor.

Müzisyen Güliz Ayla: Şarkı patlayınca para yağdı sanılıyor

Işıl Çalışkan

Alternatif pop müziğin temsilcilerinden Güliz Ayla, “Olmazsan Olmaz” ve “Bahsetmem Lazım” gibi hit şarkılarıyla dinleyicilerin kalbinde köklü bir yer edinmeyi başardı. Başarı basamaklarını kararlılıkla tırmanan Ayla, en son söz ve müziği kendisine ait pop rock tınılarıyla süslü yeni single çalışması Bi’ Farkın Var’ı, Pasaj Müzik etiketiyle müzikseverlerle buluşturdu. Kıvrak ve dinamik yapısıyla dikkat çeken Bi’ Farkın Var’ın düzenlemesi, Sabi Saltıel imzasını taşıyor. Pop rock ögeleriyle zenginleştirilmiş bu şarkıda, elektrik ve akustik gitarların etkileyici harmonileri öne çıkıyor.

Yerli müzik sahnesinin dikkat çeken isimlerinden Güliz Ayla, yeni single çalışmasıyla dinleyicileri dans etmeye ve eğlenmeye davet ederken, sevmenin ve sevilmenin önemine vurgu yapıyor. Güliz Ayla ile müziği ve yeni şarkısının derinlikleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Çocukluğunuzdan beri müzikle iç içe büyümüşsünüz aslında, müziğe dair küçüklüğünüzde nasıl hayalleriniz vardı?
Hep şarkıcı olmak istiyordum ama bir yandan da doktor olmayı düşünüyordum. İkisinin arasında gidip geliyordum çünkü çalışkan bir öğrenciydim. Çocuk aklımla “Acaba müzik okumak benim çalışkanlığıma yazık olur mu?” diye düşünürdüm.

Toplum baskısı olsa gerek.
"Muhtemelen öyle, toplum baskısı ve aile baskısı. Ailem her zaman müziği seçmemi, konservatuar okumamı desteklediler. Ama tabii ki ‘Sen ne yaparsan yap ama başarılı bir öğrencisin, bunu da değerlendirebilirsin. Şarkıcı olacaksın ama nereye gideceğini bilmiyorsun. Fakat tıp okursan en kötü ortalama bir doktor olacaksın’ dediler. Çok hayaller kurdum, ayna karşısında şarkıcılık oynadım. Boş derslerde sesim güzel diye hep şarkı söyletilen bir çocuktum. 15-16 yaşında ‘Tamam ben şarkıcı olacağım, benim için başka bir gelecek görünmüyor’ dedim. O kadar erken yaşta kararımı verdim."

Peki, hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
"'Albümünü ve şarkılarını kendi yazan bir şarkıcı olacağım' diyordum. Bunu gerçekleştirdim. Resmen çocukluk hayalimdi bu yaşadığım. Artık bu cepte, daha ne isterim ki?"

Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde Batı Müziği eğitimi almışsınız ve Müjdat Gezen'in yazdığı bir müzikalde şarkıları seslendirmişsiniz. Nasıl bir deneyimdi sizin için?
O bir öğrenci projesi gibiydi. Müjdat Hoca'yla aynı binada bulunmak bile çok özeldi. Aşırı karizmatik bir insan. İyi ki var, iyi ki Müjdat Gezen Sanat Merkezi var. Çok kıymetli bir yer. Herkes kendi dönemini över ama bizim dönemimiz gerçekten çok iyiydi: hocalarımız, bölüm başkanlarımız, derslerimiz. O yıl üniversite sınavına girmedim, bir devlet konservatuarı sınavına da giremiyordum. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin dört yıllık bölümünü denemeye karar verdim, bursluyduk biz. Direkt kazandım. Pop camiasına ilk girişim de İstanbul'da, Müjdat Gezen Sanat Merkezi sayesinde oldu. Samsun'da okurken kendi gruplarımı kurdum, şarkılar söyledim, şarkılar yazdım, sahnelere çıktım ama tamamen pop camiasının içine girmem İstanbul'da, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ndeki hocalarım sayesinde oldu. Beni işaret ettiler, “Güliz diye bir öğrenci var, çok güzel şarkı söylüyor” dediler. Böyle böyle yol aldım.

Ondan öğrendiğiniz en büyük kazanım ne oldu?
Sanırım çok çalışmak. Hep bunu söylerdi. Çok güzel anılarım var. Okulda kantine indiğimizde herkes harıl harıl bir şeyler yaparken biz piyanonun başında çalışırdık. Çok büyülü anlardı. Bazen özlüyorum ve düşünüyorum ki gençken çok tecrübesizdik. Şimdi otuz, otuz beşli yaşların daha güzel olduğunu düşünüyorum. Yirmilerimde “Otuz beş mi, yaşlı” derdim. Şu an “Yirmi mi? O zamanlar ne kadar tecrübesizdik” diyorum.

ESKİLER DAHA ÇİLELİ YAŞAMIŞ

Eskinin nostaljisi oluyor ya, bir özlem var. Mesela müzikler için de geçerli bu. Türkçe Pop müzikleri için hep ’90'lar müziği deriz ya.
Öğrencilik yıllarımı neredeyse sadece ’90'lar Türkçe Pop'u söyleyerek geçirdim. Okuldan arkadaşlarımızla ’90'lar Türkçe Pop orkestrası kurmuştuk. Çok kıymetliydi, çok güzeldi. Şimdi de çok güzel şarkılar var. O zaman her şey daha yavaş tüketiliyordu çünkü daha yavaş üretiliyordu, daha zordu. Şimdi her şey daha kolay ve hızlı. Şimdiki zamanı da eleştirmek istemiyorum. Bugünün de zamanı çok kıymetli çünkü normalde hiç duyamayacağımız şeyleri duyuyoruz, yetenekler keşfediyoruz, ilham alıyoruz. Bu çok kıymetli bir şey. Eskiler daha daha çileli yaşamışlar tabii. Her dönemin tadı farklı.

“Olmazsan Olmaz” ile bir çıkış yaptınız ve ilk şarkınız olmasına rağmen çok dinlendi. Sizce bu şarkının özelliği neydi?
Bir haber kupürü hatırlıyorum. “Bu kız bu yaz patlar” yazmışlardı. Ben hep samimiyet olarak algılıyorum çünkü çok süslenmediğim bir klipti, makyaj yoktu yüzümde, 27 yaşındaydım. İnsanlara bu farklı geldi. Şimdi dış görünüşüm hakkında olumsuz yorumlar alıyorum: “Yaşlanmışsın.” O zaman 27 yaşındaydım, şimdi 36 yaşındayım. Dokuz yıl daha yaşadım. Ya da “Çok makyaj yapıyorsun” diyorlar. O zaman daha doğal takılıyordum, şimdi makyaj yapmayı daha çok seviyorum. “Sarı saçlarına geri dön” diyorlar. O zaman sarıydım, şimdi kızıl olmak istiyorum. Bu tarz şeyleri çok duyuyorum. Biraz da dezavantaj. Takmamaya çalışıyorum ama ister istemez takıyorsun. Düşmen insanların hoşuna gidiyor.

BEKLEMEDİĞİM ÜNE KAVUŞTUM

Bu şarkının dinleyici reaksiyonundan sonra müzik kariyeriniz nasıl şekillendi?
Ben halihazırda bir albüm hazırlayıp bitirmiştim. Sonrasında “Bahsetmem Lazım”, “Sevgilim” gibi parçalar çıktı o albümden. Hiç beklemediğim bir üne kavuştum. Hep “Çok zengin oldun mu?” diye soruyorlar. Hayır, hiç öyle olmadı. İnsanlar bir şarkı patladığında milyonlar yağdığını sanıyor. Öyle bir şey olmadı. Albümüm çıkacak diye son birkaç yıldır geri vokalistliği bıraktım, “Artık ben kendi şarkılarını söyleyen bir şarkıcıyım” algısı yaratmak için. Hep üretmeye teşvik etti beni. İlk albüm kariyerimin en çok dinlenen albümü. O albümün hiçbir şeyi geçilmedi, ben de kendi içimde bunun mücadelesini yaşıyorum.

SEVDİĞİMİ BELLİ EDEN BİRİYİM

Son şarkınız “Bi’ Farkın Var”ı nasıl bir duyguyla yazdınız?
Ben sevdiğimi söyleyen, belli eden bir insanım. Sadece kadın-erkek ilişkisi olarak düşünmeyelim. “Bi’ Farkın Var”ı yazarken birini şımartmak, değer verdiğini göstermek, kendini iyi hissettirmek istediğim duygularıyla yazdım. Ben böyle şeyleri yaşatmayı seviyorum karşı tarafa. Arkadaşlarıma, aileme, erkek arkadaşıma, çalıştığım insanlara konforlu alan açmak istiyorum. 'Ben yanındayım, seni seviyorum ve güvendesin' mesajını vermeyi çok seviyorum. “Bi’ Farkın Var”da böyle methiyeler düzüp “İyi hisset, bir farkın var, ben seni seviyorum, şanslısın” gibi bir mesaj var.

Müziğe dair nasıl hedefleriniz var, on yıl sonra kendinizi nerede görmek istersiniz?
Kesinlikle daha çok konsere çıkıp daha çok seyirciyle buluşmak isterdim çünkü benim en mutlu olduğum yer sahne. Bunu yıllar içinde çok iyi anladım. Bu yaz Coldplay konserine gittim. Elli bin kişilik bir konserdi. Benim için Coldplay lise dönemim, orta son demek. O yüzden çok kıymetli. Oraya gittiğimde bir şarkıcı olarak “Acaba böyle bir şey mümkün mü?” diye düşündüm. Realist bir insanım. Ayaklarımın hep yere basmasını severim. Çok güzel örnekler var, mor ve ötesi, Yalın stadyum konseri yaptı. Kim bilir, neden olmasın? Öykünerek baktığım bir yer oldu o konser. İnşallah öyle bir duygu nasip olur bana çünkü çok büyülü bir şey.