Google Play Store
App Store

İktidar isterse onu yazayım bari cebime para girsin, biz de rahat etsek. Biz de bi rezidans alıp kapısına koruma diksek. Ağaoğlu gibi inşaat trilyoneri olsam, Cengo İnşaat gibi milletin cam suyuna koysam, tekmeci müşavir Yerkel gibi ona buna tekme atıp üzerine bir de tekmelediğim ayağım için rapor alsam. Gün gelse zırhlı Mersodes’le gezsem, millet laf edince bana daha pahalısı hediye edilse…
Orada burada çıkıp “Türkiye süper ülke, orçolar bizi çekemiyor, Merkel, Almanya akıllı olacak. İntergalaktik qazaz lobisi bizim ilerlememizi istemiyor.” diye sağda solda Tivit atmak istiyorum. Neden atamıyorum? Ben mal mıyım? Geleceğim bu Tivite bakıyor. Trol filan olmak istiyorum, tam anlamıyle bir orço olmak istiyorum… ATM’den para çekmeye uğraşan yaşlıları dolandırarak başlayabilirim bu yeni ülkedeki yeni yaşamıma…

Çocuğum da olursa bir gün tam bir ahlaksız ve şerefsiz gibi yetiştireceim ki doğduğu ortama uyum sağlamasında sıkıntı olmasın… Kız çocuğum bile olsa erkek gibi yetiştireceğim, gün gelecek evladım belki de büyüyecek, bir vakıfta gençleri taciz edecek, o kadar adam gibi yetiştireceğim… Yahu ne kızıyorsunuz? Benim evladım etmese başkası edecek. Siz de evlatlarınızı bundan sonra ahlaksızlığa, hırsızlığa ve her türlü kötülüğe hazır yetiştirin. Kibar, insan gibi, duyarlı çocuk sadece acı çeker bundan sonra… Ya da patlar gider “Barış istiyoruz” dediği hayatının en genç yıllarında….

ne-yaziyim-abime-122589-1.Tarafsız bir reyiz gibi olsam. Herkese “Ya bendensin ya terörizsin” desem. Artık bu laftan sonra ne derseniz deyin bi şekilde sevilmiyorsanız, hemen terörist olabiliyorsunuz. Kim demiş Türkiye’de özgürlük yok? Al işte, sen de terörist olabiliyorsun güven içinde… Adalet böyle bir şey…
Marsta yaşayınca adalet de yerçekimi farkında etkileniyor…
Sonuçta gezegen ortadan yarılmış, benim kızım düğünü, nikahı var, ben millet yastayken ona giderim. Adaleti bu dünyanın çünkü.
Size, ona buna “Korkmayın sokakta, alışveriş kraterlerinde dolaşın yeaa” dedikten sonra mektup mektup içinde, mektup zarfın içinde yöntemiyle 100 üzerinde korumayla dolaşırım. Sonuçta istediğim gibi dolaşabiliyorum. Ben, ben, ben…
Ben var ya, sürekli de hayatta kalıcam. Herkes gidecek, bi tek ben kalıcam. Şimdi onun kararını çıkartıcam ama öbür taraftta çok dürüst memurlar var, bi türlü çözemiyorum o işi… Şimdi aralarına adam yolladım. Diyorum ki burada kendimi şöyle insan üstü bi konuma getirsem… Mesela dünyada Mısırlıların yaptığı gibi bi şekil yapsam, yarı tanrılık, yarı başkanlık gibi bi müesseseye soksam kendimi. Sonra öbür tarafı da bi şekilde ikna ederiz. Ya da bi ara toptan sevap yapayım. Ne yapabilirim? Toplu sünnet yaparım. En temizi o. Gelmeyenleri de gazlarım, zorla gelirler, hem sünnet, hem de genç yaşta otorite eğitimi… Olmaz mı?
Şöyle bilim ve teknoloji de hala istediğim gibi ilerlemiyor ki bizim gezegende. Ya zaten ilerliyo da nooluyor? Marsın bir numaralı sosyal mecrası Marstwitır, ya da Marsbook hep kötülük, günah yuvası. Bilişim teknolojisinde de ilerleyemedik. Cahillik de çok iyi aslında da sat sat bi şey kalmadı. Toprağı sattım, krateri sattım, madenleri özelleştirdim, mars yollarını özelleştirdim… Şimdi neyi özelleştirsem acaba?
“Yabancı da olsa insan kaybediyoruz” diyen bir Sağlık Bakanı var… İnsaniyetten, hayat bilincinden nasibini almamış bir Sağlık Bakanımız var, bize de kısmet buymuş. Çünkü ekip çok sağlam. Gün gelecek bakanlarımız konuşacak ya da kendilerini ifade edemeyecek kadar değişik yeteneklere vakıf olacaklar. Buna da şükür. Bakan da olsa insandır sonuçta…
Yazdıklarımı ciddiye almayın. Şunu dikkate alın yeter: Hayata inat ölmeyin. İçgüdülerinizi dinleyin, sevin ve sevilin. Hayat güzel sevince.