Google Play Store
App Store
Neşe ve vicdanla geçmişe bakmak
Yasemin Akçam Ateşman

Haldun ALKANAT

Bir süredir Türkiye’de adaletsizliklerin, hukuksuzlukların sadece yaşadığımız dönemle sınırlı olduğuna dair bir inanç oluşuyor. Uzun süreli AKP iktidarının Eski Türkiye’ye özlemi artırdığı kesin. Oysa ülkemizin yakın tarihi devlet şiddetinin farklı biçimlerinin varlığına işaret ediyor. Kuşkusuz bunlardan en belirgini 12 Eylül 1980 askerî darbesi. İnsanların yargısız infazlarla katledildiği, yüzbinlerce kişinin gözaltına alınıp tutuklandığı, işkencenin, baskının, şiddetin normal bir eylem sayıldığı bir dönem yaratıldı.

12 Eylül ile hesaplaşmanın ne kadar gerçekleştiği sorusu ise yanıtsız ne yazık ki. Bunun nedeni, olayın yarattığı etkinin tüm yönleriyle anlaşılamaması belki de. Son yıllarda bu eksikliğin giderilmesine yönelik önemli adımlar atılmadı değil. Mesela 12 Eylül mahkûm edilmiş devrimcilerin ailelerinin yaşadıkları ilk olarak Perihan Akçam’ın Onca Çileden Sonra’sında işlenmişti. Eylem Delikanlı ve Özlem Delikanlı’nın Keşke Bir Öpüp Koklasaydım: Geride Kalan Aileler 12 Eylül'ü Anlatıyor kitabı ise Perihan Akçam’ın açtığı yolu takip eden güçlü bir sözlü tarih çalışması olarak göze çarpmıştı. Geçen günlerde yayımlanan Yasemin Akçam Ateşman’ın kaleme aldığı Sahi Siz Kimdiniz? öykü derlemesi ise 12 Eylül’ü hem dışarıda hem de içeride deneyimleyen insanların hikâyelerini anlatıyor.

Bilmeyenler için belirtelim. Yasemin Ateşman, Perihan Akçam’ın kızı. Annesinin seneler önce kaleme aldığı anıları rehber kabul ettiğini de söyleyebiliriz. Fakat farklı olarak dönemin birbiriyle dayanışan, omuz omuza duran kişileriyle teker teker derinlemesine görüşmeler yaparak kitabına ön hazırlık yapmış Ateşman. Bu tanıklıklardan yola çıkarak da kendi edebi dünyasını yansıtacağı öyküler kaleme almış. Doğrudan anı aktarımı yerine kurmacanın olanaklarından yararlanmak, edebiyatın gücünü yaşananların sarsıcılığıyla birleştirmeyi hedeflemek başlı başına bir cesaret göstergesi kuşkusuz.

Lakin Yasemin Ateşman’ın asıl başarısı, dönemin karanlığına, ciddiliğine karşı neşenin, mizahın, gülmenin etkin rol alabileceğinin farkına varması. Kitaptaki bazı öykülerden taşan kara mizah, iktidarın umutsuzluk, karamsarlıkla çevrelediği insanların nasıl bir direniş sanatıyla donandıklarını da gösteriyor bizlere. En zor durumlarda bile gülen insanlara yenilgiyi kabul ettirmenin imkânsızlığının farkına varıyoruz. 12 Eylül ile ilgili yenilgi anlatılarına karşı, başka bir bakış açısının mümkün olduğunu gösteriyor yazar.

Sahi Siz Kimdiniz? 12 Eylül’ün yarattığı travmalara başka bir gözle bakmanın olanaklarını da arayan bir kitap. Bundan dolayı yazar her öyküde, metnin talep ettiği hikâye dünyasında bir anlam dinamiği yaratıyor. Evet, bahsettiğimiz neşeli durumların dışında dönemin karanlığını da anlamaya, vicdanlı bir yaklaşımla çözümlemeye çalışan biri Yasemin Akçam Ateşman. Aynı zamanda şimdinin yılgınlığına da bir cevap aramakta sanki. Gerçeğin göreceleştirildiği, hızın her bilgiyi geçersiz kıldığı, atomize olmuş bir çağın okurunu tüm zorluklara rağmen umudun, neşenin, direnişin sesini taşıyan güzel karakterlerin dünyasına davet ediyor.