Net sıfır karbon hedef mi ütopya mı?
Fotoğraf: AA

Prof. Dr. Doğanay TOLUNAY

Her yıl nisan ayında açıklanan ve açıklandığı yıldan iki yıl önceki sektörel sera gazı emisyon ve tutumlarını içeren Sera Gazları Ulusal Envanter Raporu yayımlandı. Buna göre enerji, endüstriyel süreçler ve ürün kullanımı, tarım ve atıklar sektörlerindeki emisyonlar 1990 yılında 220 milyon ton CO2 eşdeğeri iken 2021 yılında 564 milyon tona yükseldi. Artış 1990 yılına göre yüzde 157 olarak gerçekleşti. Bu miktara orman, tarım ve otlaklar gibi ekosistemlerde yıllık olarak 2,5 milyon ton CO2 eşdeğeri kadar olan arazi kullanım değişiklikleri nedeniyle oluşan emisyonlar da eklendiğinde toplam emisyon 567 milyon tona çıkıyor. 2021 yılında emisyonların artmasının en önemli nedeni kuraklıklar nedeniyle hidroelektrik santrallarından üretilen elektrik miktarının düşmesi ve fosil yakıtlarla üretilen enerji miktarının artması. 2021 yılındaki orman yangınları da emisyonların artmasına enerji kadar olmasa da katkı sağladı. 

2021’DE DEĞİŞEN VERİ

Buna karşılık ormanlar tarafından yıllık olarak depolanan karbon miktarının 1990 yılından itibaren 62-68 milyon ton CO2 eşdeğeri arasındayken 2018 yılından itibaren hızla azalmaya başladığı dikkat çekiyor. 2017 yılında 65 milyon civarında olan ormanların bağladığı CO2 miktarı 2020 yılında 48 milyon tona ve 2021 yılında ise 34 milyon tona gerilemiş. Bu durumun nedeni 2018 yılında yaşanan döviz kurlarındaki artış nedeniyle odun esaslı levha üreten sektörün odun hammaddesi ihtiyaçlarını ithal etmek yerine ülkemiz ormanlarından karşılamaya başlamaları. Bu nedenle 2017 yılında 19 milyon m3 kadar olan odun üretimi 2021 yılında 32 milyon m3’e kadar yükseldi. Odun üretimindeki bu artışa bağlı olarak ormanların yıllık olarak atmosferden aldığı CO2 miktarı 2017 yılına göre 2021 yılında 31 milyon ton kadar azaldı.

Ormanlardan kesilen odunlar yakılmayıp mamul ürüne dönüştürüldüğünde karbon bu ürünlerde depolanmaktadır. Ancak odun esaslı ürünler ithal edildiğinde bu ürünlerde depolanmış olan karbon da yurt dışına satılmakta ve sera gazları envanterinde kayıp olarak yıllık olarak biriktirilen karbon miktarından düşülmektedir. 2021 yılında ithal edilen 2,6 milyon m3 odun esaslı ürünle yaklaşık 2,5 milyon ton CO2’de yurt dışına bedava olarak verildiğini söylemek mümkün.

Ormanlarda ve yurt içinde kalan odun esaslı ürünlerde depolanmış olan karbon miktarı 2053 net sıfır karbon emisyonu açısından son derece önemli. Net sıfır karbon emisyonu atmosfere verilen sera gazları miktarıyla yutak alanların atmosferden aldığı karbon miktarının eşit olmasıdır. Buna göre net sıfır karbon emisyonuna ulaşmak için 2021 yılı itibarıyla 567 milyon ton CO2 eşdeğeri olan sera gazları emisyonunu önümüzdeki 30 yıl içinde 50 milyon tona indirmek gerekli. Ancak özellikle son beş yıldır emisyonlarla ormanlar tarafından gerçekleştirilen tutumlar arasındaki makas açılıyor. 2017 yılı envanterine göre yıllık olarak gerçekleştirmek zorunda olduğumuz azaltım 454 milyon ton civarındayken 2021 yılında 517 milyon tona yükseldi.

2030 HARİTASI

Ülkemiz geçtiğimiz kasım ayında Paris Anlaşması gereği 2030 yılında öngörülen sera gazı emisyonları miktarlarını içeren ulusal katkı beyanını güncelledi. Buna göre 2030 yılında hiçbir azaltım çalışması yapılmadan 1,2 milyar ton kadar olacağı tahmin edilen sera gazı emisyonları önlemler alınarak % 41 kadar azaltılacak. Aslında ülkemizin bu beyanı, sera gazı emisyonlarını artıracağı anlamına gelmekte. Çünkü en son açıklama, artıştan azaltım olarak adlandırılan %41 oranında sera gazı emisyon azaltımıyla 2030 yılında emisyonların 700 milyon tonlara ulaşabileceğini gösteriyor.

Net sıfır karbon emisyonu açısından bakıldığında sera gazı emisyonları artarken ormanların tuttuğu karbon miktarının azalması hedefe ulaşılmasının giderek zorlaştığını, acilen azaltım çalışmalarına başlanmazsa net sıfır emisyon hedefinin söylem olarak kalacağı anlamına geliyor. Ormanlarımızdan hiç ağaç kesilmese dahi yıllık olarak tutabilecekleri CO2 miktarı 100 milyon ton civarında. Ne yazık ki günümüzde 23 milyon hektar civarında olan orman alanlarının arttırılması da çok mümkün değil. Sera gazı emisyonlarının azaltılması da oldukça zor ve zaman alıcı. Örneğin 2020 yılında pandemi koşullarında tüm dünya evlerdeyken dahi küresel emisyonlar ancak % 5 kadar azalmıştı. Ülkemizse pandemide sera gazı emisyonlarını arttırmıştı.

Net sıfır karbon emisyon hedefine ulaşmak için acilen ülkemiz emisyonlarının % 71’ini oluşturan yoğun olarak enerji üretiminde kullanılan kömür ve diğer fosil yakıtlardan çıkışın yol haritası oluşturulmalı. Ek olarak sanayi ve tarım kaynaklı emisyonların azaltılması çalışmalarına da başlanmalı. Ormanların tuttuğu karbon miktarı ise ormanları koruyarak ve odun üretimini azaltarak mümkün. Bu çalışmaları geciktirmek net sıfır karbon emisyon hedefini ütopya haline dönüştürüyor.