Nükleer çözüm değil
Geçtiğimiz salı günü, Alman Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanı Sigmar Gabriel ile birlikteydik.
Geçtiğimiz salı günü, Alman Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanı Sigmar Gabriel ile birlikteydik. Yaygın medyada “önemli” köşe yazarlarının ballandırarak yazdıkları gibi, “Başbakan beni aradı, akşam yemeğinde birlikte olduk” ya da “Cumhurbaşkanı Özal beni teknesine davet etti” türünden bir birliktelik değildi bu, tabii ki.
Friedrich Ebert Vakfı’nın, düzenlediği “Politika ve Demokrasi için Forum İstanbul” toplantılarından birinin çağrılı katılımcısı idim. “Enerji ve Çevre Politikalarındaki Gelişmeler / Türkiye’de Sivil Toplumun Rolü” konulu forumun konuğu Alman Çevre Bakanı Sigmar Gabriel’di. Prof. Dr. Korel Göymen’in kolaylaştırıcılığında gerçekleşen forumun sunuşunu Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar yaptı. Konu döndü dolaştı “Nükleer Enerji” konusuna odaklandı tabii. Öyle ya, hükümetin nükleer santrallar kurulmasına ilişkin yasa tasarısı mecliste… Forumda, gelişmiş ülkelerin hızla nükleerden kaçtıkları vurgulandı. Nükleerden kaçışta Almanya, bu günlerde başı çekiyor. ABD’de 1978’den bu yana yeni bir nükleer santral yapma girişimi yok. İsveç, Almanya ve Belçika’dan sonra İspanya da nükleer enerji üretimini durduran Avrupa ülkeleri arasında katıldı. Nükleer atıkların nereye konulacağı dünyada henüz çözümlenmemiş bir sorun… İki büyük ölçekli nükleer reaktörün sağladığı 6 bin megawattan fazla enerjinin artık, “rüzgar enerjisi” yoluyla Avrupa’daki elektrik şebekelerine aktarılabildiği ise, sık verilen örneklerden. Forumda Almanya’nın karbonsuzlaştırma çalışmalarının dünyaya örnek oluşturacak nitelikte olduğu sık ifade edilen konular arasında yer aldı. Alman bakan Gabriel; yenilenebilir enerji konusunda çalışmalara hız vereceklerini ve nükleer enerjiden uzaklaşma kararı aldıklarını vurguladı. “Atom enerjisi çözüm değildir” sözünü ise sık sık vurguladı. Ayrıca, Bakanın verdiği bir örnek de hayli çarpıcı idi. “Enerji krizinden çıkış ’Atomdadır’ derseniz, o zaman İran’a ve Kuzey Kore’ye neyin hesabını sorabilirsiniz?..”
Her biri kendi alanında uzman bilim insanı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin ve Alman Bakanın danışmanlarının oluşturduğu forum katılımcıları, nükleer dışında, gen teknolojileri, GDO, çevre politikaları, doğanın tahribinin küresel anlamda önüne geçilmesi, dünyada her yıl yok olan “canlı türlerinin” yok oluşlarının engellenmesi ve türlerin korunması çalışmalarının hızlandırılması gibi çok önemli konular üzerinde de durdular tabii...
Alman Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanı Sigmar Gabriel, ertesi gün de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’le birlikte "Sürdürülebilir Enerji Sistemleri Dahilinde Yenilenebilir Enerji Konferansı”na katıldı. Güler, konferansta, "Nükleer enerji konusunda kararlıyız. Dünyada da 'Nükleer Rönesans' başladı…” derken, Almanya'dan örnek veren bakan Gabriel, 2020 yılına kadar Almanya'nın tüm nükleer santralları kapatacağını ve bu konuda Güler'e katılmadığını söyledi. Gabriel, Avrupa'da 25 ülkenin 17'sinin ya nükleer enerjiyi hiç kullanmadığını ya da vazgeçtiğini belirterek bizim bakanı açıkça yalanladı. Doğru olmayan bilgiler verdiğini ifade etti…
Haydi buyrun bakalım, yüzünüz kızarmadan halâ “nükleer de nükleer” diyebilecek misiniz?


