ODTÜ’de Kavaklık hem doğa hem özerklik kavgası
Umut KurtUlaş Yaprak Orta Doğu Teknik Üniversite’sinde, Kredi Yurtlar Kurumu’nun yapmayı planladığı yurt meselesi, daha gündem olduğu andan beri tartışma konusu olmuştu. Toplumsal muhalefetin en güçlü direnç noktalarından biri olan okulda, ihtiyacın çok üstünde bir yurdun yapılmak istenmesi hem kampüsün doğasını tehdit ediyor hem de yurt bizatihi bir “Truva atı” olarak niteleniyordu. Nitekim öğrencilerin uzun […]

Umut Kurt
Ulaş Yaprak
Orta Doğu Teknik Üniversite’sinde, Kredi Yurtlar Kurumu’nun yapmayı planladığı yurt meselesi, daha gündem olduğu andan beri tartışma konusu olmuştu. Toplumsal muhalefetin en güçlü direnç noktalarından biri olan okulda, ihtiyacın çok üstünde bir yurdun yapılmak istenmesi hem kampüsün doğasını tehdit ediyor hem de yurt bizatihi bir “Truva atı” olarak niteleniyordu. Nitekim öğrencilerin uzun uğraşlarına karşın diretilen yurt inşaatı, 8 Temmuz Pazartesi günü başlatılmak istendiği anda öğrencisinden hocasına, mezununa ciddi bir direnişle karşılaştı ve kesilen onca ağaca rağmen henüz başlanamadı.
ODTÜ’de “Kavaklık” bölgesine yapılması planlanan Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait Yurt inşaasına dair protokol 10 Nisan 2018’de imzalanmış, protokol açığa çıktığında da ODTÜ bileşenlerinin tepkisini çekmişti. Gerek yurdun yönetiminin ODTÜ içerisinde bulunan diğer tüm yurtlardan farklı olarak ODTÜ’ye değil KYK’ye bırakılması, gerek ODTÜ öğrencisi olmayanların yurtta konaklamasına açık kapı bırakması, gerek de yurdun yapılması planlanan alandaki ağaçların kesilecek olması sebebiyle ODTÜ bileşenleri bu yurdun inşaatını engelleyebilmek için ortak bir mücadele başlattı. Yurdun yapılacağı tarihe dair ilk açıklama ise Erdoğan’ın ODTÜ’yü ziyareti sırasında atanmış rektör Verşan Kök tarafından; “Sayın Cumhurbaşkanım zatıalinizin çok önem verdiği KYK Yurdu için üniversitemizin merkezi bir yerinde 40 dönüm arazi tahsis edilmiştir ve yurt inşaatı Mayıs 2019 tarihinde başlayacaktır”, sözleriyle duyuruldu.
Her yıl kontenjanların plansız şekilde arttırılmasından ötürü artık okulun altyapısının ve teknik olanaklarının öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma geldiği bir gerçek. Yurt sorunu da bunların başında geliyor. Fakat üniversiteye yapılacak bir yurdun öncelikle orada yaşayacak öğrenciler tarafından kabul edilebilir olmalıdır. Erdoğan’ın ve atama rektör Kök’ün ısrarla istediği, ihtiyacın çok üstünde kapasiteli bu yurdun okula bir müdahale amacı taşıdığı su götürmez bir gerçek. Protokolde alınacak öğrencilerin KYK’nın inisiyatifine bırakılmış olması, her adımı alelacele ve zorla yapılmaya çalışılan bu yurt projesinin, ODTÜ’nün kampüs yaşamına, politik ve kültürel dokusuna bir saldırı niteliği taşıdığı açık gözüküyor. Üstelik KYK’nın kendi atayacağı çalışanlar, yine kendi elinde olan yurt etkinlikleriyle, gerici, homofobik, cinsiyetçi ve provakatif bir amaca hizmet edeceği de diğer üniversitelerdeki örneklerinden anlaşılıyor. Hakkında Açılan davalardan ötürü yurttan atılan öğrencilerden tutun da geç gelen öğrencilere 3 gün yemek yasağı cezası verilmesine, mini etek giydiği için ifadesi alınanlara kadar pek çok akıl dışı uygulamaya imza atan KYK, ODTÜ’nün ilerici yapısına yönelmiş bir tehdittir. Mevcut KYK yurtlarında öğrenciler gerici etkinlik ve seminerlere katılmak zorunda bırakılmakta, katılmamaları halinde yurttan atılmakla tehdit edilmektedir. ODTÜ kültürü, ODTÜ’nün bütün bileşenlerinin var ettiği, özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik bir yapıya sahiptir. Bu kültürü korumak ve var etmek için ODTÜ bileşenleri KYK yurdu inşaatına karşı çıkmış ve bileşenlerin ortak imkanları dahilinde yapılacak bir yurt teklifini gündeme getirmiştir. Ancak bu teklifler Verşan Kök tarafından müzakere bile edilmeden göz ardı edilmiştir. ODTÜ bileşenlerinin kendi imkanları dahilinde yapabileceği bir yurdu göz önünde bile bulundurmadan, KYK tarafından vaat edilen bir yurdun peşinde koşulması elbette sadece ODTÜ’nün yurt ihtiyacı ile açıklanamaz. Dolayısıyla iktidarın üniversiteleri dönüştürmek amacıyla güttüğü projelerin bir deneme basamağı olan bu KYK yurdu inşaatı sadece ODTÜ’ye değil, bütün üniversitelerin özerk yapısına yönelmiş bir tehdittir.
KYK’nın Truva Atına Karşı Direniş
Mayıs ayında inşaat çalışmalarının ilk emarelerinin belirmesiyle ODTÜ öğrencileri KYK yurdunun yapımına karşı “Kavaklık” olarak bilinen alanda çadırlarıyla direnişe başladı. Özellikle öğrencilerin final dönemine denk getirilerek sessizce ve herhangi bir direnişle karşılaşmadan yapılması amaçlanan yurt inşaatına karşı büyük bir kararlılıkla onlarca öğrenci, sınavlarına kavaklıkta çalışarak, sınavdan çıktıktan sonra Kavaklıktaki nöbetlerine devam ederek orada var olmayı, okulu sahipsiz bırakmamayı sürdürdü.
Yaz okulunun başlamasıyla okula dönen öğrenciler tarafından Kavaklıkta konserler, film gösterimleri, yoga seansları gibi türlü etkinlikler düzenlenerek Kavaklıktaki direniş daha da canlandırıldı. Öğrencilerin hocaların uğrak yeri haline geldi. Fakat direnişin 55. gününde sabaha karşı polisin okula girmesiyle mücadele farklı bir boyut kazandı. Okulun tamamına doldurulmuş yüzlerce polis, öğrencileri Kavaklıktan darp ederek uzaklaştırdı, 2000’e yakın kavak ağacı polisin koruması altında, ruhsatı dahi alınmamış bir inşaat için kanunsuzca kesildi. Ağaç katliamını engellemek isteyen pek çok öğrenci, meslek odası temsilcileri ve bazı milletvekilleri alana gelerek kesime engel olmaya çalışsa da kanunu değil emri uygulayan polis barikatlarıyla engellendi. Tüm bunlar olurken Rektör yardımcılarının da ODTÜ’lü kimliklerini bırakıp barikatın öte yanında yer almaları da üniversite yönetiminin okuldan, öğrencilerinden ve üniversite yararından ne kadar uzak olduğunu gösteren başka bir örnekti.
Polis Rektör İş birliğinde Kanunsuz İnşaat
Gerekli izinlerin olmadığı gerekçesiyle inşaatın mühürlenmesi için Kavaklık bölgesine gelen Çankaya Belediyesi görevlisi hem polis hem de rektörlük tarafından üniversite kapısında engellenmeye çalışıldı. Benzer bir şekilde Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş ağaç katliamı yapılan alana alınmayarak, denetleme yetkisi hukuksuzca ihlal edildi. Fakat açıkça yangından mal kaçırırcasına bakanlık izni bile olmadan yapılmaya çalışılan inşaat bin bir gayret ve basınçla mühürlenerek durduruldu ve hem öğrencilerin inatlı direnişi hem de ülke çapında onlarca sanatçı, STK, siyasal parti bu talana karşı ortak bir tutumuyla, Kavaklık direnişi herkesin gündemi haline geldi. Duran inşaata rağmen halen daha polis sebebi bilinmeyen bir şekilde okulda durmaya devam ediyor. Şimdi yüzlerce polisle fiilen karşı karşıya gelmesine rağmen ODTÜ’nün öğrenci, akademisyen ve mezunları bu baskı karşısında mücadeleye aynı kararlılıkla devam ediyor. Mücadeleyi daha da büyütmek adına bu Pazar günü ODTÜ öğrencileri tüm arkadaşlarını, hocalarını, okulun emekçilerini ve on binlerce mezununu Kavaklık’ta beraber mücadeleye çağırıyor.


